LENFÖDEM TEDAVİSİ

Yazar Elif AkalınFizik Tedavi Uzmanı • 21 Ağustos 2017 • Yorumlar:

Lenfödem doğuştan ya da hastalık sonrasında ortaya çıkan proteinden zengin sıvının cilt ve cilt altı dokuda birikmesidir. Lenf damarlarının sıvı transport kapasitesinin bir şekilde aşılması veya lenfatik sistemde fonksiyonel bir yetersizlik sonucu gelişir. Lenfödem gelişen kol ya da bacakta şişlik, ağrı, rahatsızlık hissi, becerilerde azalmaya sebep olur. Kontrol altına alınamazsa enfeksiyon ataklarına yol açarak yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Erken dönemde tanı konulamazsa tedavisi zordur.

Lenfödem kimlerde görülür?

Lenfödem en sık olarak meme kanserine bağlı kolda gelişir. Bunun dışında kadınlarda ve erkeklerde genital bölge kanserlerinin cerrahi tedavisi sonrası bacaklarda gelişebilir. Lenfödem daha çok kollarda ve bacaklarda görülmekle birlikte vücudun diğer bölgelerinde de oluşabilir. Meme kanserli hastalarda hastalığın koltukaltı lenf bezlerini tutması ya da tedavide uygulanan cerrahi ve radyoterapiye bağlı olarak ya da tümör dokusunun kendisinin yarattığı bası sonucu lenfödem gelişebilir.

Her meme kanserli hastada lenfödem gelişir mi? Lenfödem gelişimini kolaylaştırıcı risk faktörleri var mıdır?

Her meme kanserli hastada lenfödem gelişmez. Lenfödem gelişim riskini arttıran bazı durumlar vardır. Özellikle lenf bezleri ile ilgili uygulanan cerrahi girişimin lenfödem gelişme riski üzerine çok etkisi vardır. Cerrahi sırasında koltuk altı lenf bezleri alınan hastalarda lenfödem gelişme oranı %50’lere yakın iken cerrahi sırasında “bekçi lenf nodu biyopsisi” uygulanan hastalarda bu oran %3-5’lere düşmektedir. Meme kanserli hastalarda lenfödem gelişimini kolaylaştıran bir takım risk faktörleri tanımlanmıştır. Koltukaltı lef bezlerinin tümünün alındığı durumlarda ve bu bölgeye radyoterapi uygulaması olanlarda lenfödem gelişme riski daha fazladır. Bunun dışında hastanın kilolu olması, egzersiz yapmaması ya da kolunu aşırı kullanması ve koruyucu önlemlere uymaması da lenfödem gelişim riskini arttırır.

Meme kanserli bir hastada lenfödem ne zaman gelişir?

Lenfödem gelişme riski cerrahiden sonraki ilk 2-3. yıllarda daha sık olmakla birlikte çok daha geç dönemde de gelişebilir. Meme kanserine bağlı lenfödem görülme oranı % 10 ile 60 arasında değişmektedir. Başlangıçta gözden kaçabilen bir durum olduğu için meme kanseri tanısı alan hastaların bu yönde eğitilmesi ve erken dönemden itibaren kollarındaki şişlik ve dolgunluk hissini takip etmesi öğretilmelidir.

Lenfödemin erken bulguları var mıdır? Nasıl anlaşılır?

Hastanın hissedebileceği en erken ve en önemli yakınma kolunda ağırlık ya da dolgunluk hissidir. Hekimlerin bu dönemde kolda çap farkı olmasa bile lenfödemin başlamış olduğunu bilmesi ve gerekli önlemleri alması çok önemlidir. Erken dönemde önlem alınmadığı takdirde kol şişmeye başlar. Şişlik başlangıçta kol yukarı kaldırıldığında inen cinsten bir şişliktir. Bu dönem de geri dönüşümün olabileceği bir dönemdir. İlerlerse kolda basınca parmak izi bırakan ve yukarı kaldırdığında artık inmeyen ödem gelişmeye başlar. Bu dönemde de hastaya gerekli tedavi uygulanmazsa şiş olan dokuda fibrozis denilen sertlikler ve renk değişikliği meydana gelir. Tanıda hastanın yakınmalarının iyi dinlenmesi çok önem taşır. Kolunda ağırlık hissi olan bir meme kanserli hasta lenfödem açısından çok sıkı izlenmelidir. Muayenede kolun çevre ölçümleri ya da volüm ölçümleri yapılabilir. Hastanın kolunda ağırlık ya da şişlik hissi olması, iki kol arasında çevre ölçümlerinde çap farkı olması ya da iki kol arasında %10’un üzerinde volüm farkı olması tanı koydurur. Bazı cihazlar yardımı ile de erken dönemde lenfödem gelişip gelişmediği anlaşılabilir.

Lenfödem gelişimi önlenebilir mi?

Lenfödemin önlenmesi ya da ilerlemesinin yavaşlatılması için öncelikle cilt hijyenine çok dikkat edilmesi gerekir. Lenfödemde biriken lenf sıvısı proteinden zengin olduğu için bakterilerin yerleşimine uygun bir ortam yaratır. Bu sebeple cilt ve tırnaklar enfeksiyon girişine izin vermeyecek şeklide temiz ve bakımlı olmalıdır. Meme kanserli hastaların tutulan taraf ellerine manikür yaptırmamaları, yüzük, saat vb. aksesuarları o tarafa takamamaları önerilir. Cilt bakımında düzenli olarak nemlendirici kremler kullanılmalı, cilt bütünlüğünün bozulduğu her durumda antibiotikli kremler kullanılmalıdır. Lenfödem riski olan kol ve elin dolaşımını etkileyecek sıkı kıyafet giyilmemeli, o koldan kan aldırmamalı ve tansiyon ölçtürmemelidir. Yine o kol ve ele sıcak uygulama yapılmamalıdır. Lenfödem riski olan hastanın buhar banyosu ve sauna ödem gelişim riskin arttırdığı için önerilmemektedir. Lenfödem gelişim riskini en çok arttıran durumlardan biri kilodur. Kilolularda lenfödem gelişimi daha sık olduğu gibi, fazla kilo lenfödem tedavisinde kullanılan bası giysilerinin etkinliğini de sınırlar.

Uçak yolculukları lenfödem riskini arttırır mı?

Uzun süren uçak yolculukları lenfödem yaratabilir. Bu sebeple 4-5 saatten fazla süren yolculuklarda hastaların bası giysilerini kullanmaları, egzersiz yapmaları ve kendilerine masaj uygulamaları önerilir. Daha kısa süreli yolculuklar için bası giysisine gerek olmayabilir ancak hastanın kolunu sarkıtmaması, hareket ettirmesi ve masaj yapması faydalıdır.

Lenfödem tedavisinde hangi yöntemler uygulanır?

Lenfödem tedavisinde birden çok yöntemin kombine olarak kullanıldığı ve “Kompleks Dekonjestif Terapi (CDT)” adı verilen bir tedavi uygulanmaktadır. Bu tedavi yöntemi şu anda tüm dünyada lenfödem tedavisi için en çağdaş ve en etkili yöntem olarak kabul edilmekte ve lenfödem hastalarına önerilmektedir. Kompleks Dekonjestif Terapi yöntemi ile lenfödemin derecesinin azaltılması ve çevre dokular olan eklem, kas ve cildin sağlığının korunması hedeflenir.

Kompleks Dekonjestif Terapi yönteminin alt başlıklarını cilt ve tırnak bakımı, manuel lenf drenajı, kompresyon bandajı, egzersizler ve hasta eğitimi oluşturmaktadır. Bu çok bileşenli tedavilerin hastaya kombine bir şekilde uygulanmasından ibarettir. Tedavi iki fazdan oluşur. Birinci faz 2-4 hafta kadar süren yoğun tedavi fazıdır. Bu dönemde hastaya lenf yollarını takip eden nazik bir masaj tekniği olan manuel lenf drenajı ve ardından özel bandajlarla yapılan ve günde en az 21 saat süreyle takılması önerilen kompresif bandaj tedavisi, özellikli egzersiz tedavisi, eğitim ve cilt bakımından oluşan tedavi paketi uygulanır. İkinci faz kendine kendine yönetim fazı ya da koruma fazı olarak tanımlanır. Bu fazda hastaya gündüz bası giysisi kullanması ve gece boyunca da bandajlama önerilmektedir. Ayrıca bu fazda egzersizler ve diğer tüm önlem ve bakım prensiplerine devam edilir. Hasta vizitlerle takip edilir.

Kompleks Dekonjestif Terapi yöntemi ile lenfödemde ne kadar azalma beklenmektedir?

Burada tedavinin doğru bir şekilde planlanması ve uygulanması çok önemlidir. Etkili bir Kompleks Dekonjestif Terapi uygulaması ile lenfödem volümünde %50-70 azalma olmaktadır.

Lenfödemin tamamen ortadan kaldırılabilmesi mümkün değildir. Aynı şeker hastalığı, hipertansiyon gibi lenfödem de tedavi ile kontrol altına alınabilir bir hastalıktır. Bu sebeple oluşmasının engellenmesi herşeyden önemlidir. Ancak oluştuktan sonra lenfödem tedavisinin amacı ödem volümünün azaltılması, ilerlemesinin durdurulması ve hastanın yaşam kalitesinin arttırılmasıdır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Elif Akalın Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)

Yazar

Elif Akalın

Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon Prof. Dr.

Randevu al