Migren ile Yaşamak

Kabaca her 5 kadından ve her 10 erkekten 1’inde görülen migren hastalığı yanlış teşhislerle zaman kaybedilmesi yada doğru tedavi edilmemesi nedeniyle pek çok kişinin hayat kalitesini bozmaya devam ediyor. Kişinin en verimli olmayı gerektiren yıllarını ve ömrün yaklaşık 3’te 2’sini kaplayan bir hastalıktan bahsettiğimizde migren ile ilgili farkındalık daha da önemli hale geliyor. Migren baş ağrısı dediğimizde hastayı günlük işlerinden alıkoyacak kadar şiddetli bir ağrıdan ve o hasta için kayıp bir zaman diliminden bahsediyoruz.

Migren baş ağrısının özellikleri:

Migren baş ağrıları genellikle başın bir tarafında daha fazla hissedilen, bulantı ve kusmanın eşlik edebildiği, zonklayıcı ağrılardır. Bir migren atağı geldiğinde 4 saat ile 72 saat sürer. Migren hastalarına yanlışlıkla sinüzit yada sinirsel baş ağrısı tanısı koyulması nadir yaşanan bir şey değildir. Halbuki migren kendine özgü tetikleyicileri ve tedavisi olan bir baş ağrısı türü olduğundan doğru tanı koyulması önemlidir. Migren baş ağrısı yaşayan hasta atak sırasında ışığa, sese ve merdiven çıkmak gibi zorlayıcı hareketlere karşı hassastır. Halbuki sinirsel baş ağrılarında hareket ve açık havada yürüyüş yapmak iyi gelir. Migren baş ağrılarına bulantı, kusma ve görme problemlerinin eşlik ettiğini, hastanın konsantrasyonunun bozulduğunu ve yaptığı işe devam edemediğini görürüz. Migrenli hastaların %20’sinde aura dediğimiz ağrının geleceğini önceden haber veren 20 ila 60 dakika süreli ışık çakmaları, kırık çizgiler görme, bulanık görme veya kör noktalar şeklinde belirtiler görülür. İlk migren atağını yaşayan kişilerde bu belirtiler çok ürkütücü olabilir. Bazen bu aura dönemlerini baş ağrısı takip etmez ve kişi migrenli olduğunu henüz bilmiyorsa göz doktoruna başvurabilir buna bağlı olarak da tanı ve tedavisi için zaman kaybedebilir. Bazı hastalar migren atakları öncesinde duygudurum değişikliği yaşarlar. Daha heyecanlı, sinirli veya depresif olabilirler. Bazı ataklardan önce hoş bir koku yada tat hissi duyabilir. Atak öncesi kendini yorgun hissetme, sık esneme veya kas gerginliği görülebilir. Her 4 hastadan birinde görülen ve prodromal belirtiler denilen bu hastalık öncesi belirtiler ağrıdan 24 saat öncesinde ortaya çıkabilir.

Migrenin oluş mekanizması diğer baş ağrılarından farklıdır:

Migren hastalığını neyin başlattığını bilmemekle birlikte beynin iç bölgelerinden başlayan anormal bir elektriksel deşarjın beynin bütününe yayıldığı, buna bağlı olarak beyin zarındaki atardamarlarda bir inflammasyon ve genişleme olduğu, bunu daha sonra damarlarda büzülmenin takip ettiği ve bazı beyin kimyasallarının salgılanarak bu sürece eşlik ettiği bilinmektedir. Ailesinde migren olan kişilerde  migren görülme sıklığı artar. Bu nedenle genetik bir yönü olduğu düşünülmektedir. Yine epilepsi, depresyon, astım, anksiyete, inme ile birlikte migren görülme sıklığı yüksektir.

 

Migren baş ağrısını tetikleyen faktörlerin kontrolü ağrı sıklığını azaltır: 

Yanıp sönen parlak ışıklar, kar ve sudan göze gelen yansımalar, florasan ışıklar, televizyon ve sinema ekranı ağrıyı tetikleyebilir. Dışarı çıkıldığında ışığı polarize eden güneş gözlüklerinin kullanılması ve ev içinde gün ışığı spektrumunda aydınlatmaların kullanılması bu tetikleyici faktörü kontrol altına almakta yardımcı olabilir. Emosyonel stres iyi bilinen bir migren tetikleyicisidir. Stresi hayatımızdan tümüyle çıkarmak mümkün olmamakla birlikte gevşetici egzersizler, rahatlatıcı bir müzik, sıkıntılı ortamlarda uzak durmak fayda sağlayacaktır. Migreni olan kişilerin düzenli beslenme ve uyku düzenine herkesten çok ihtiyaçları vardır. Kan şekerinin düşmesi, öğün atlanması migren atağını tetikler. Çok şekerli yiyeceklerle aniden yükselen kan şekerinin düşmesiyle migren ağrısı ortaya çıkabilir. Hiçbir yiyeceğin migren tedavisinde kullanılmasına yönelik kanıt yoktur, ancak migrene neden olan inflammasyon ve dehidratasyon yani vücudun susuz kalmasını önlemek ağrı sıklığını azaltacaktır. Sadece su içmek en ideali olmakla birlikte, bitki çayları, kafeinsiz kahve, yağsız veya yağı azaltılmış süt de uygun sıvı alma seçenekleridir. Şekerli meyve suları, şekerli yada tatlandırıcılı çay ve kahve hem çok kalorilidir hem de migren tetikleyicisi olabilir. Az uyumak kadar fazla uyku uyumakta migren atağını tetikleyebilir. Çalışan migrenli hastalar haftasonu yaptıkları uyku kaçamaklarından sonra sık baş ağrısı yaşadıklarını söylerler. Kişisel uyku ihtiyacı değişkenlik göstermekle birlikte ideali günde en az 6, en fazla 9 saat uyumaktır. Migren atakları hormonal değişikliklerden büyük ölçüde etkilenir. Birçok kadında migren ataklarının vücutta östrojen düzeylerinin düştüğü adet dönemlerinde veya adet öncesinde geldiğini görürüz. Bazı kadınlar bu dönemlerde ağrı gelmeden aldıkları ağrıkesici ve antiinflammatuar ilaçlardan fayda görür. Hormonal doğum kontrol yöntemleri ağrı sıklığını azaltabileceği gibi bazen de hormonal dengesizlik yaşayan kadınlarda dengenin sağlanmasına katkıda bulunarak baş ağrılarını azaltabilir. Migren ağrılarını tetikleme olasılığı bulunan uzun bir yiyecek listesi sıralamak mümkündür. Bunlardan en iyi bilinenleri çikolata, kırmızı şarap, kabuklu yemişler, işlemden geçirilmiş etler, hazır yiyecekler soyta sosu, eski peynirler şeklinde sıralanabilir. Migren tetikleyicileri kişisel farklılıklar gösterebileceği için tüm migren hastalarına aynı listeyi vermektense kişinin baş ağrısı günlüğü tutarak kendisine özgü migren tetikleyicilerini tespit etmesi ve bunlarda uzak durmaya çalışması en uygun yöntem olacaktır. Eski, mayalı ve uzun süre saklanabilen yiyeceklerde yüksek miktarda tyramine maddesi bulunur. Tyramine kan damarlarında önce daralmaya daha sonra da genişlemeye neden olarak migren atağını ortaya çıkarabilir. Bu nedenle peynir gibi mayalı veya eski yiyecekler, soya sosu, turşu ve salamura yiyeceklerin tüketimin kısıtlanması faydalı olabilir. Kafeinin baş ağrısı üzerine etkisi dozuna bağlıdır. Bazı başağrısı atak giderici ilaçlar kafein ile kombine edilmiş haldedir ve ağrıyı dindirmede oldukça yardımcıdır. Çoğu migren hastası günde 1 yada 2 fincan kahveyi ağrılarını tetiklemeden tüketebilirler. Ancak kafein çok fazla miktarda tüketildiğinde kendisi migren tetikleyicisi haline gelebilir.

 

Migrenli hastada tanı baş ağrısı özelliklerinin iyi bir şekilde anlaşılması ile konur:

Baş ağrısı ile gelen bir hastada eğer gerekiyorsa altta yatan bir hastalığı atlamamak için görüntüleme yöntemleri istenir, ancak migren tanısı hastanın anlattığı baş ağrısı özelliklerine göre konur. Baş ağrınız aralıklarla geliyorsa, bir tarafta daha fazla ve zonklayıcı karakterde ise, ağrı sırasında ışıktan ve sesten rahatsız oluyor ve hareketsiz bir şekilde dinlenmek istiyorsanız, en önemlisi de sizi günlük işlerinizden alıkoyacak kadar şiddetli ise bu ağrı büyük olasılıkla migrendir.

 

Migren tedavisi hasta özelliklerine göre kişisel olarak planlanır:

Migren tedavisi kabaca atak tedavisi ve ağrıların gelmesini önleyici tedavi olarak 2 kısıma ayrılabilir. Ataklar sırasında amaç başlamış olan ağrının giderilmesi amaçlanır. Bu nedenle ağrı kesici ilaçlar sık kullanılır. Ağrı kesicilere sıklıkla bulantı giderici ilaçlar eklenir. Bazen de triptan dediğimiz sadece migren ağrılarına özel ağrı giderici tedaviler seçilebilir. Tedavinin 2. kısmı ağrıların gelmesini önleyici yani koruyucu tedavilerdir. Bu ilaçların seçiminde hastanın yaşı, mesleği, baş ağrısının tipi ve sıklığı, eşlik eden hastalıklar ve tedaviler göz önüne alınır. Kronikleşmiş ağrısı olan yani en az yarısı migren olmak üzere ayda 15 ve üzeri baş ağrısı yaşayan hastalarda Botox enjeksiyonları ile yapılan tedavi 3-6 aylık rahatlamalar sağlayabilir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Bir doktor önerisi ister misiniz? Doktorlarımız ile iletişime geçin!

Hemen bir doktor bulun »

Yorumlar: (0)