Obezite Ameliyatı

Yazar Tufan ErgençGenel Cerrah • 11 Şubat 2017 • Yorumlar:

Kilo verme ameliyatları genel olarak obezite ameliyatı olarak adlandırılır. Yapılan çalışmalar diyet ve egzersizin kilo vermede ve verilen kiloların korunmasında yetersiz olduğunu ortaya koymaktadır. Her yüz kişiden yalnızca üçü diyet ve egzersizle kalıcı kilo verimini sağlayabilmektedir.

Obezitenin bir çok ciddi hastalığa zemin hazırladığının keşfedilmesi ve giderek daha yaygın izlenmesi tıp dünyasını yeni arayışlara itmiştir.

Gelişen teknolojinin de yardımıyla mide ve barsak sisteminde yapılan değişiklerin kilo azalmasında etkin olduğunun fark edilmesi obezite cerrahisi seçeneklerinin yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Ülkemizde birçok hastanede obezite ameliyatı uygulanmaya başlamıştır.

Obezite ameliyatı spor yada diyet gibi yöntemleri denemiş fakat başarısız olmuş, vücut yağ oranı kabul edilebilir sınırın üzerinde olan kişilere uygulanan cerrahi yöntemlerin genel adıdır.

Obezite Ameliyatı Seçenekleri
Kilo verme ameliyatları yalnızca kısıtlayıcı (restriktif) yöntemler ve emilim bozucu yöntemler olmak üzere iki ana kategoriye ayrılabilir. Emilim bozucu yöntemlerde mutlaka kısıtlayıcı bir basamak mevcuttur.

Kısıtlayıcı yöntemlerin en sık uygulanan şekli mide küçültme ameliyatıdır. Burada besin alımının kısıtlanması söz konusudur.

Tıp dilinde Laparoskopik sleeve gastrektomi olarak isimlendirilen mide küçültme ameliyatı ters j şeklindeki midenin boylu boyunca küçültülmesi esasına dayanır.

Midenin bu şekilde küçültülmesi küçük porsiyonlarla erken doyma sağlar. Böylelikle kişiler gün boyu çok daha düşük kalori tüketir ve bunun yanında açlık hissetmezler. İşte kısıtlayıcı obezite ameliyatlarının diyet yöntemlerine üstünlüğü bu noktadadır.

Mideyi kalın bir balon gibi düşünürsek yemekten sonra besinle dolan mide duvarında gerilim meydana gelir. Bu gerilim beyne doyma sinyalleri gönderir ve doyduğumuzu anlarız.

Mide küçültme ameliyatı geçiren bir kişide çok az besin alınmasına rağmen mide duvarı gerilir ve beyine doyma sinyali gönderilir. Yani beyin kandırılır.

Diyet yöntemlerinde vücut açlık hissine karşı hormonal savunma gösterirken mide küçültme ameliyatlarında bu savunma devreye girmez ve hastalar hızla kilo verir.

Besin alımı kısıtlayarak etki eden diğer operasyonlar da benzer etkiler yaratır. Bunlar arasında mide katlama ameliyatı, mide kelepçesi ve mide balonu sayılabilir.

Diğer obezite cerrahisi seçenekleri emilim bozucu yöntemler başlığı altında toplanabilir. Bu yöntemler arasında klasik gastrik baypas, duodenal switch, SADİ-S, mini gastrik baypas, omega baypas gibi birçok yöntem ve modifikasyonları sayılabilir.

Emilim bozucu yöntemlerde öncelikle mide hacmini kısıtlayıcı bir aşama yer alır. Bunun nedeni besin alımının kısıtlanması vasıtasıyla hem daha etkin kilo kaybı sağlanması hem de yağ emiliminin bozulması sonucu yoğun ishal ataklarının oluşumunun engellenmesidir.

Yaklaşık 10 yıl önce emilim bozucu ameliyatlar özellikle de Gastrik Baypas tüm dünyada en çok uygulanan yöntem iken, bugün kısıtlayıcı yöntemlerden mide küçültme ameliyatı en sık uygulanan obezite ameliyatı olmuştur.

Burada mide küçültme ile hem etkin kilo sağlanması hemde bu yöntemde komplikasyonlara daha az rastlanması önemli rol oynamıştır. Aynı zamanda mide küçültme ameliyatı ile başarısız olunması halinde tekrar emilim bozucu bir operasyon yapılabilir. Fakat ilk seçenek olarak Gastrik Baypas yapılması halinde böyle bir seçenek ortadan kalkmış olur.

Obezite artık obezite ameliyatı ile tedavisi mümkün olan bir hastalıktır ve obezite ameliyatı artan deneyimle günümüzde çok daha düşük riskle uygulanabilmektedir.

Sağlıkla kalın.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Tufan Ergenç Genel Cerrahi, Metabolik Cerrahi Op. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)