Obezite Cerrahisi

Yazar Samet YardımcıGenel Cerrah • 23 Temmuz 2018 • Yorumlar:

Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımlamasına göre vücut kitle indeksinin 30’un üzerinde olması Obezite olarak adlandırılan bir hastalıktır. Vücut kitle indeksi kilogram olarak vücut ağılığının, boyun metre cinsinden karesine bölünmesi ile hesaplanır. Bu hesaplama yöntemi her hasta için her zaman doğru sonuç vermeyebilir. Yoğun olarak spor yapmış ve kas kitlesi yüksek olan bireylerde yüksek vücut kitle indeksleri obezite olmadan da görülebilir. Bu problemi aşmak için yağsız vücut ağırlığı ölçümü empedans ölçümü gibi yöntemler de kullanılmaktadır. Ancak en yaygın kullanılan yöntem vücut kitle indeksidir.

  1. Öncelikle son yıllarda yediğimiz yemeklerin içeriği değişti. Çok daha fazla yüksek kalorili ve rafine (işlenmiş) karbonhidrat içeren gıdalar tüketilmeye başlandı. Rafine şeker aslında yarı sindirimi tamamlanmış basit şekerler olarak tanımlanabilir. Bu gıdalar diğer kompleks şekerlere göre daha dayanıklı, daha ucuz olduğundan kullanımı çok arttı. Ek olarak motorlu araçların yaygınlaşması, televizyon ve bilgisayar kullanımının artması ve masa başı işlerde çalışan insanların artması ile hareketsiz bir hayata hızlı bir geçiş yaptık. İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayan insanların sayısının artması, sık yerleşimli binalar ve yoğun trafik arasında spor yapacak yerlerin de git gide azalması ile birlikte hareketsiz yaşam daha da arttı. Nihayetinde daha yüksek kalori ile beslenen, ancak daha az hareket eden bir hayat tarzı; bize maalesef obezite ve obezite ile birlikte seyreden birçok hastalığa mal oldu.

    Obezite birçok hastalığı tetikleyen veya ağırlaştıran bir faktör olarak göze çarpmaktadır. Tip2 diabet (şeker hastalığı), hipertansiyon, kolesterol bozuklukları, kalp damar tıkanıklıkları, kalp krizi, mide reflüsü, astım, karaciğer yağlanması ve buna bağlı karaciğer yetmezliği, gut, dejeneratif eklem hastalıkları ( kireçlenme), migren, flebit (toplardamar iltihabı), polikistik over sendromu ve adet düzensizlikleri obez bireylerde daha sıklıkla görülürler. Ayrıca meme, rahim, kalın barsak, özofagus, pankreas, böbrek ve prostat kanserlerinine yakalanma ihtimalinin de obezite ile arttığı bilinmektedir. Obezite ile ilgili hastalıkların büyük çoğunluğu, obezite tedavi edildiğinde, yani hastalar normal kilolara ulaştığında, iyileşmektedir.

    Beslenmenin düzenlenmesi: Bireye özgü diyetisyenler tarafından saptanmış bir diet uygulanaması gereklidir. Uygulanacak zayıflama diyetleri yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri ile uyumlu olmalıdır. Amaç, bireye doğru beslenme alışkanlığı kazandırılması ve bu alışkanlığını sürdürmesidir. Kısa süreli ve çok az kalori içeren şok diyetler hem metabolizmaya büyük zararlar vermekte hem de çoğu zaman diyet bırakıldığında verilen kilodan fazlasının tekrar alınmasına neden olmaktadır (Yoyo etkisi). Bu nedenle kısa süreli ve şok etkili diyetleri hiçbir doktor veya dietisyen önermez.
  2. Egzersiz tedavisi: Tek başına kilo verdirici etkisi halen tartışmalı olsa da fiziksel aktivitenin yağ dokusu ve karın bölgesindeki yağlanmayı azalttığı, diyet yapıldığında görülebilen kas kütle kayıplarının önüne geçerek daha sağlıklı olmamıza yardım ettiği kesindir. Obez olsun veya olmasın her bireyin günde 30 dakika egzersiz yapması önerilmektedir. Obez bireylerde, egzersiz programlanırken, hareket kısıtlığının göz önüne alınarak yaralanma riskini en aza indirecek yöntemler uygulanmalıdır.
  3. Davranış değişikliği tedavisi: Hayatımızın içinde bizi fazla yemek yeme veya hareketsiz olmaya iten olayları saptayıp onlardan uzak durma esasına dayanır. Kendi kendini gözlemleme, zararlı uyaranların bulunması, yeniden yapılandırma, yeme davranışı kontrolü, fiziksel aktivitenin arttırılması ve sosyal destek basmaklarını içerir. Psikiatristler ve psikologlar tarafından 10-12 kişilik gruplar halinde 12-20 hafta boyunca uygulanmaktadır.
  4. İlaç Tedavisi: Bu başlık altındaki en büyük tehlike hekim kontrolü olmaksızın aktarlardan, internetten ve hatta eczanelerden alınacak zayıflama ilaçlarının kullanımıdır. Çoğunun tamamen bitkisel ürün olduğu yalanına sığınarak, bakanlık onaylı olduğunu iddia ederek, içinde ne olduğu belli olmayan maddeleri ilaç diye içen hastalar büyük tehlike altındadır. Bitkisel ilaç nedeniyle hayatını kaybeden, karaciğer nakli olmak zorunda kalan, yoğun bakımda uzun süre kalan hastalar basına yansıyan sayıdan çok daha fazladır.

Cerrahi Tedavi: Yukarıda bahsedilen geleneksel yöntemler ile tedavi edilemeyen hastalarda Obezite Cerrahisi sıkça kullanılan tedavi yöntemidir. Doğru hastaya, doğru merkezde, doğru ameliyatın uygulanması ile tedavi sağlanmaktadır. Obeziteye bağlı diyabet, uyku apnesi, hipertansiyon, gut, metabolik sendrom, kalp damar hastalıkları, karaciğer yağlanması gibi hastalıklar da büyük oranda obezite cerrahisi ile tedavi edilmektedir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Samet Yardımcı Metabolik Cerrahi, Gastroenteroloji Cerrahisi, Genel Cerrahi Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)