Öfkene De, Sevincine De, Şiddetine De Sahip Çık

Yazar Zehra BiniciPsikolog • 30 Eylül 2021 • Yorumlar:

ÖFKE

Öfke beklenmedik anda yaşadığımız, fizyolojik sonuçları beraberinde getiren bir duygudur. Öfke doğal ve belirli düzeye kadar normal kabul edilen bir duygudur. Davranış değil duygudur, hayatta kalabilmemiz için bizi koruyan bir güçtür öfke. Öfke ötelenemeyecek kadar önemli, bir o kadar da yaşanması gereken bir duygudur. Öfkenin ifade ediliş şekli sağlıklı bir çözüme yönelik olmalı; saldırganlığa dönüşmemelidir. Sağlıklı ifade edilemeyen öfke; pahalı sonuçlar doğurabilecek bir DUYGUDUR…

Kişisel problemlerin ve sosyal problemlerin temelinde çözülmemiş öfke gizlidir. Öfke hem içsel, hem de dışsal birtakım faktörler sonucu ortaya çıkar. Öfke kontrolden çıkıp yıkıcı hale gelirse, kişisel ilişkilerde ve genel yaşam kalitesinde sorunlara yol açarsa işte o zaman önlem almanın zamanı gelmiş demektir.

Öfke yaşamak anormal bir durum değildir.  Anormal olan sağlıklı ifade edilmeyerek bastırılan ve şiddete neden olan öfke halidir. Öfke uygun ifade edildiğinde, son derece sağlıklı ve doğaldır.

Öfke bastırıldığında kılık değiştirerek, başka duyguları da yanına alarak karşımıza çıkabilir. Bastırıldığı zaman pasif agresif davranışlar ile kendini gösterir.  Öfke, hafif bir tepkiden hiddete kadar farklı yoğunluklarda  yaşanan bir duygudur.  

Öfkenin içine aldığı diğer duygulardan bazıları; kızgınlık,  kaygı,  sinirlenme, kin, düşmanlık, nefret, intikam alma isteği,  sürekli eleştirme isteği aşağılamadır.

Her bireyin öfkelendiği durumlar farklıdır. Ayrıca bir birey aynı konuya bazen öfkelenirken bazen öfkelenmeyebilir.

 

KİŞİ ÖFKELENDİĞİNDE; gevşe-düşün-davran yöntemi uygulanmalı, öfkelendiren ortam sakinleşinceye kadar terk edilmelidir. Kişi kendisine “neye ve neden öfkelendiğini” sormalı, ayrıca öfkesinin altında yatanları fark etmeye çalışmalı, saldırgan olmayan çözüm yollarını düşünmelidir. Ayrıca kişi öfkesini analiz edebilmelidir.  Şöyle ki;

  • Benim için öfke ne? Beni daha çok öfkelendirenler kim-ne? Sınırlarım neler? Öfkemi nasıl ifade ediyorum? Öfkemi ifade şeklim ne kadar sağlıklı? Öfkemi kontrollü ve sağlıklı ifade etmekten beni alıkoyan ne? Yoğun öfke anında neler hissediyorum? Öfkemi nasıl daha etkili ifade edebilirim? Öfkem bana ne tür dersler verir? Öfkemin olumsuz sonuçları nelerdir? Öfkemi nasıl sağlıklı ifade edebilirim?

 

HANGİ DURUMLARDA ÖFKELENİRİZ?

Yaşamamızda bizi öfkelendiren birçok faktör vardır. Sanki etrafımız öfke mayınları ile dolu! Bir anda parlayan öfkelerimiz var. Sanki sadece mutlu olmak için yaşıyormuşçasına düşünmemiz sağlanıyor belki de!

Yaşamaktan kaçtığımız olumsuz düşüncelerimiz ve duygularımız var. Kaçtığımız her sorun; bizim olgunlaşıp güçlenmemize imkân tanıyacak deneyimleri kaçırdığımız anlamına da gelmektedir.  

Öfke sanki kötü bir duyguymuşçasına uzak durmaya çalışıyoruz. Varsa yoksa tüm gücümüzle öfkemizi bastırmak için çabalıyoruz. Dikkatimizden kaçan belli bir düzeye kadar öfkenin sağlıklı olduğu, koruyucu ve iyileştirici gücünün olduğudur. 

Elbet hiç kimse öfkelenmeden, öfke duygusunu tatmadan yaşayamaz. Bu mümkün de değildir. Mümkün olan öfkeyi doğru kullanabilmektir. Öfkelenmeden yaşayabileceğini düşünen sadece hayal kırıklığı yaşayacaktır. Doğru tepki vermediğimiz, veremediğimiz her olay biz de öfke yaşantısını meydana getirebilir. Önemli olan olayı doğru yorumlamaktır. 

Özellikle anlaşılmadığımızı hissettiğimizde, kişiler arası ilişkilerde çatışmalar yaşadığımızda,  sıkıldığımızda, haksızlığa uğradığımızı düşündüğümüzde, kendimizi ifade edemediğimizde, istek ve ihtiyaçlarımız karşılanmadığında ya da karşılanmayacağını düşündüğümüzde, yalnızlık/kaygı/utanç hissettiğimizde, engellenme yaşadığımızda, saygısızlığa\haksızlığa\tacize\saldırıya uğradığımızı düşündüğümüzde, sevdiğimiz birini kaybedince, sevilmeyen biriyle karşılaşınca, akademik başarısızlık yaşadığımızda, fiziksel ya da sözel saldırıya maruz kaldığımızda, toplumsal şiddet ile karşılaştığımızda, tehditler ve hayal kırıklığı yaşadığımızda,-meli/-malı lara fazla odaklandığımızda ÖFKELENİRİZ…

ÖFKE TÜRLERİ    

Bastırılan öfke, öğrenilen öfke, heyecanlandıran öfke, ani öfke, durumsal öfke, sürekli öfke

ÖFKENİN İFADE EDİLİŞİ

Kişilerin öfkelenmesine neden olan olaylar nasıl farklılık gösteriyorsa; bu olaylara verilen öfke tepkileri de farklılık göstermektedir. Öfkenin nasıl yaşanacağı kişinin kendi tercihidir. 

Öfkesini daha içe dönük yaşayanlar; öfkelerini ifade etmekte zorlanabilirler. Bu kişiler öfke tepkilerini genellikle surat asarak, küsüp-susarak daha içe dönük tepkiler verirler. 

Öfkesini daha dışa dönük yaşayanlar; öfke duygularını kontrolsüz ve saldırganca yaşarlar. Genelde bu öfkeli hallerindn dolayı bulundukları sosyal gurupta dışlanırlar. 

Öfkesini daha saldırganca yaşayanlar;  vurup bağırarak, kızarak, etrafındaki eşyaları kırarak ya da duvarları yumruklayarak yani saldırganca davranışlarda bulunarak tepkisini gösterir.  

Öfkesini daha konrollü yaşayanlar; öfke duygularını sözel olarak ifade edebilirler.

ÖFKENİN SONUÇLARI                                                                                                                                         Öfke Durumunda Vücut Tepkileri

Öfke duygularımızı harekete geçirir. Öfke diğer duygular gibi fizyolojik ve biyolojik değişmelerle birlikte hissedilir. Kişi vücudunu dinlemeyi biliyorsa; vücudunun ona öfkeli olduğunu fısıldadığını duyacaktır. Öfkenin birtakım fiziksel belirtileri vardır. Öfkeye verilen  fizyolojik tepkiler;  kan şekerinin yükselmesi , nabzın ve kan basıncının artması ,sık sık ve zor nefes alma, baş ağrısı, sırt-boyun-kas ağrıları, adrenalin düzeyinde artış, yorgunluk hali, psikosomatik rahatsızlıklardır. Öfkenin zihinsel tepkileri; konsantrasyon bozukluğu, düşük performans, unutkanlık, uyku ve iştah düzensizlikleri, dikkatsizlik ve motivasyon eksikliğidir.  Öfkenin duygusal tepkileri;  , depresyon, anksiyete bozuklukluları, gerginlik halidir. Öfkenin davranışsal tepkileri; sigara-alkol-uyuşturucu bağımlılığı,  yeme bozuklukları, saldırganlık, şiddet, zorbalık, davranış bozuklukları, huzursuzluk, acelecilikdir.

ÖFKELENDİĞİMİZDE NELER YAPARIZ?
Öfke yaşatan olayı unutmaya çalışırız, olayı bastırmaya ihtiyaç duyarız,  gerginlik yaşar, pasif agresif ya da aşırı tepkiler göstererek ağlama krizlerine girebilir, bazen hedef değiştirmeye çalışır bazen de direkt yüzleşmeyi tercih ederiz ya da aldatılmışlık hissi yaşar, korkar,  kaybetme korkusuna kapılır, suçlama ya da suçluluğa kapılır, kırgınlık yaşar, umursanmama hissine kapılabilir ya da ağlama nöbetleri yaşayabiliriz. 

 

ÖFKEYLE BAŞA ÇIKMADA ETKİLİ YOLLAR 

Fizyolojik uygulama olarak; nefes egzersizleri, spor yapma, kas gevşetme çalışmaları 

Zihinsel uygulama olarak; öfkelendiren düşünceleri zihinden uzaklaştırma, olumlu düşünme gücünden yararlanma,  hissedilen olumlu ya da olumsuz duyguları çevredekilerle paylaşarak sosyal destek gücünden yararlanma
Davranışsal uygulama olarak; zamanı verimli kullanma, etkili iletişim gücünden yararlanma, empati, duygularını ifade edebilme becerisi

ÖFKE UYGUN BİR ŞEKİLDE İFADE EDİLMEDİĞİNDE…
Baş ağrısı, tansiyon problemi, mide rahatsızlıkları, kas ağrıları, solunum problemleri, deri ve cilt problemleri, var olan fiziksel şikâyetlerde artış ve duygusal problemler görülebilir. Ayrıca, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, uyku ve iştah alışkanlıklarında düzensizlikler görülebileceği gibi sigara-alkol kullanımında artık ve huzursuzluk görülebilir.

Öfkelendiğimizde düşüncelerimizde, davranışlarımızda, fizyolojik tepkilerimizde, duygularımızda, iletişim kurma şeklimizde farklılıklar yaşarız.

ŞİDDETİNE SAHİP ÇIK!

ŞİDDET

Şiddet; kişilerin bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan, güç ve baskı uygulamalarıyla devam eden, bireysel ya da toplumsal sorundur. Sadece fiziksel değildir şiddet. Sözel ve davranışsal olmak üzere iki kategoride değerlendirebiliriz. Bağırmak, surat asmak, aşağılamak, bağırmak ya da vurmak şiddet içermektedir. Şiddet tacizdir, kasıtlı güç kullanımıdır, uzaklaştırmaktır, yalnızlıktır, gözdağı vermektir, istismardır, tacizdir, aşağılamadır, zor yolla ikna etmektir. Şiddet aslında imdat çığlığıdır. Fark edilme isteği, ben buradayım mesajıdır. Şiddet kişinin kendisine yabancılaşmasıdır, güçsüzlerin güç kaynağıdır. Şiddet hem kişiyi hem toplumu yaralayan davranıştır. Şiddet çözüm değil çözümsüzlüğü barındırır içinde. Şiddet ile sorun çözme, uzlaşma aynı anda gözlemlenemez. Şiddet istismarı, psikolojik hasarı, bedensel zararı beraberinde getirir.

Şiddet yaşamın her alanında varlığını sürdürmektedir. İnsanlık var olduğu sürece de varlığını sürdürecektir. 

Şiddet bir tek sağlık çalışanlarına karşı değil ki! Evde, okulda, sınıfta, otobüste, kafede, hastanede, yolda, mağazada… Kısacası her yerde!… Her birimiz etrafımızdan anlayış ve güler yüz bekler; asık surat ve asık suratlı ya da ilgisiz kişilere tahammül edemeyiz. Kimse değersiz hissetmeye tahammül edemez. Tahammülsüzlüğün olduğu yerde öfke kolay alevlenir. Böylesi durumda öfkenin saldırgan tavıra ya da şiddete yeni bırakma ihtimali çok yüksektir. Değersizleştirici yaklaşımların şiddet olarak geri döneceği unutulmamalıdır.

Öfke, şiddet ve saldırganlığı birbirinden ayırmak lazım öncelikle. Öfke bir duygu iken şiddet bir davranış şeklidir. Öfke olumlu kullanıldığında insanı güçlü kılan insanı hayatta tutan, duygudur. Şiddet ise öfkenin en olumsuz ifade ediliş biçimidir.  Öfkeden şiddete varan süreçte öfke yaşatan duruma verilen tepkileri düşünceler ve duygular belirleyici olmaktadır. Öfkeden şiddete varan sürece kin, korku, endişe, nefret, düşmanlık vb. duygular eşlik etmektedir. Şiddet, öfke ve şiddetin dışa yönelik olarak ifade edilme şekillerinden birisidir. 

Şiddet nedenleri arasında; iletişim eksikliği, öfke kontrolünün kaybedilmesi, bağımlılıklar, kişilik bozuklukları, bağımlı kişilik bozukluğu, psikolojik sorunlar, merhametsizlik, kişisel farklılıklar, genetik ve kültürel farklılıklar, eğitim düzeyi

ŞİDDET NEDEN TERCİH EDİLİR?

  • Kişinin öfke yönetimini ve nasıl gevşeyeceğini bilememesi şiddet nedenleri arasındadır. Ayrıca kişi şiddete maruz kalarak bir çocukluk geçirdiyse yani şiddet uygulayan birini görerek büyüdüyse şiddeti zorlandıkları an devreye sokar, sorun çözme aracı olarak görmeye başlar, normalleştirir. 

  • Özgüveni eksik olan kişiler birçok noktada yetersizlik duygusu yaşar ve dürtülerini kontrol edemeyerek şiddete başvurur. Bu kişiler kendini daha güçlü hissetmek için kendinden güçsüzleri seçer ve zor kullanır. Kendini yetersiz gören kişiler, güçlü hissetmek için etrafındakileri sürekli eleştirir, eksik görür, kendini şiddet dışında ifade edemeyebilir ve birçok alanda kendini başarısız görür. 

  • Şiddete yatkın kişilerde beynin ön bölümün iyi çalışmadığına dair araştırmalar mevcuttur.  Beynin ön bölümü, bizi biz yapan; dürtü kontrolü sağlayan, gelecek planlaması yapmamıza imkân tanıyan üst düzey düşünce gibi işlevlere ev sahipliği yapan bir beyin bölümüdür.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Zehra Binici Psikoloji, Aile Danışmanlığı Uzm. Kl. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)