OLMAYACAĞINI BİLE BİLE ONU DÜŞÜNMEK BÜYÜK BİR ACI VERİYOR ve BAZEN DE MUTLULUK

Yazar Bayram ŞimşekPsikolog • 19 Ekim 2017 • Yorumlar:

Günümüzde en sık rastlanan sorunlardan bir tanesi; evde eşin ilgisizliğinden dolayı başka bir erkeğe aşık
olmaktır. Yada başka bir kadına aşık olmak. Aynı çatı altında ki eşin size bir başkası gibi gelmesi ondan
uzaklaşmanız ve aklınızın sürekli başka birinde olmasıdır. İlk başlarda büyük bir tutkuyla yasak meyvenin
cazibesine kapılarak başlayan bu ilişkiler bir süre sonra iki taraf içinde bu ilişkinin sonu yok diye
düşünmeye başlaması ile ilişki de ayrılığın düşünülmesi ve dayanılmaz bir acı çekmeye başlanılıyor.
Evde eşinin yanında dalıp gitmeler, aklının sürekli sevgili de olması, hiç bir şeyden keyif almama,
mutsuzluk, ümitsizlik içerisinde çırpınmaya başlanılıyor. Bu süreçte evde eşin ilgisiz ve tutarsız
davranışları sevgiliyi düşünmeye daha çok itiyor. Artık sevgililer ayrılmışlar ve aslında depresyona
girdiğini zanneden sevgili derin bir aşk acısı çekmektedir. İmkansız olduğunu bile bile onu düşünmek
dayanılmaz bir acı ve bir yandan da mutluluk duyuyor. Olmayacağını bile bile devam eden bir ilişki ve
severek ayrılmak, durduk yere ağlamalar, hüzünlü bir ruh hali, kimseyle eğlenceli vakit geçirememek, her
yerde aklının onda olması, insanların sürekli “sana ne oldu sen böyle değildin, neşeli halin gitmiş”
söylevleri kişiyi sürekli başka insanlardan daha da uzaklaştırmakta. Evde çocuklarına bakınca duyulan
suçluluk, ben asla böyle bir şey yapmam derken kendini bu çıkmazın içinde bulmak ve çıkışı
bulamamak...

Bazen de ben nasıl böyle bir hata yaptım. Ben insanları bu konu da aşağılayıp küçümserken ben nasıl
olurda aynı duruma düşerim diye düşünmeye başlaması, bir yandan keşke onu hiç tanımasaydım ve her
şey eskisi olsa, bir yandan da iyiki onu tanımışım iyi ki onu sevmişim, çok güzel şeyler yaşattı bana, bana
yıllardır unuttuğum kadınlığımı hatırlattı. Benim yeniden önemli olduğumu hissettirdi, güzel olduğumu
hissettirdi, diye düşünmeye başlanması. Ama diğer taraftan hayatta karşısına çıkan bu yeni durumla
nasıl baş edeceğini bilememek, bu özlemin, bu hasretin ve sürekli onu düşünmelerin ne zaman
biteceğini bilememek, belirsizlik!

PEKİ NİYE ALDATIYORUZ

Kadınlar özellikle erkekler gibi basit gerekçelerle değil daha çok duygusal arayıştan dolayı eşini aldatıyor.
Tabi bu genellikle. Aldatma genelde ilişkisel bir problem olduğu için daha derinlere bakıp altta yatan
nedenler de eşlerin kişisel özellikleri ve birbirlerine karşı tavır ve davranışları sonucunda ilişkide yaşanan
sorunlardan kaynaklanıyor olabilir. Aslında aldatma iki tarafında dahil olduğu bir iki tarafında katkısı olan
bir sonuçtur. Yani bu sonuçta aynı zamanda aldatanda aldatılanda aktif rol oynar. Genelde
birlikteliklerinde sevgi, aşk, romantizm, heycan, sürpriz arayan çoğunlukla kadınlardır. Erkek eve
giderken arada bir çiçek almıyor, özel günleri gereksiz buluyor ve herhangi bir şey yapmıyorsa, el ele
tutuşup yağmurlu havada gezmeyi saçma buluyorsa, hele ki sevdiğini söylemiyorsa, ona sürekli ne kadar
güzel olduğunu hissettirmiyorsa, eşine duygusal olarak yetemiyor demektir. Genelde kadınların en çok
aldatma gerekçeleri eşlerinden ilgi görememeleridir. Aldatma toplumumuzda erkeklere özgü bir kavram
olarak algılanmasının nedeni toplumun aldatan erkekle kadını aynı kefeye koymamasıdır.
Toplumumuzda adil olmayan çarpıtılmış toplumsal kalıplar içinde olmasıdır; “Kadının aldatması alın
lekesi”, “erkeğin aldatması elinin kiri” “erkek adam aldatır” vb. şeklinde tanımlamak. Kadını toplumsal
baskıdan dolayı mutsuzluğa, umutsuzluğa ve doğal olarak duygusal aldatmalara yöneltmektedir. ilgi
görmek, iltifat duymak ve beğenilmek herkesin hoşuna gider ancak kadınlar için beğenilmek çok daha
büyük bir ihtiyaçtır ve kadınların etkilendiği en önemli noktadır. Eğer eşler bu ihtiyacı karşılamaz üstüne
üstlük başka kadınlara ilgi gösterir ve kadın genelde bu aldatmaları da yakaladıysa, bu sefer bu ilgiyi
gösteren başka birine yönelebilirler. Kadınlar duygu, düşüncelerinin eşleri tarafından önemsenmemesi
beklenti ve ihtiyaçların karşılanmaması, sorunların görmezden gelinmesi üstüne sürekli eleştirilmek ve
aşağılanmak kadını mutsuz eder ve başka kapılara, başka arayışlara yönelebilirler. Kadınlar erkeklerin
güven verici kendi sırtını bir dağa yaslayabilecek kadar güvende olmak ister, kendisine ve ailesine her
zaman sahip çıkan bir eş ister. Pasif, güvensiz sorumluluk almayan erkekler her an aldatılabilirler.
Aldatılan eşler sırf aynı duyguyu yaşasın diye eşlerini aldatabilirler. Böylelikle hem başka biri tarafından
beğenilmek hem de kırılan gururlarını tamir etmek isterler. Bazı kadınlar eşleri tarafından cinsel doyum
yaşayamadıkları için, özellikle eşleri tarafından cinsel yönden çekici bulunmamak, kendilerini cinsel
yönden çekici bulan başkalarına doğru yönelebilirler. İlişkide beklediği sevgiyi bulamamış, küçük yaşta
evlendirilmiş, ilk flörtüyle evlenenlerin bazen yeniden aşık olma durumu da olabilir.

AŞK ACISI İLE NASIL BAŞEDECEĞİZ

Rutin hayatınıza devam edin.
Gerekmedikçe ayrıldığınız kişiyle, sevgilinizle konuşmayın.
Yalnız kalmaktan korkmayın: İlk ayrılan siz değilsiniz. Hayatın devam ettiğini unutmayın.
Sizin için duygusal anlamı veya anısı olan, onu hatırlatan her şeyden, o kişinin size verdiği objelerden
kurtulun.
Sosyal Ağlardan sevgilinizi silin: Facebook, Twitter gibi sosyal ağlardan sürekli eski sevgilinizi takip
etmek size daha çok acı verecektir. Bu süreçte o kişiyi silmek acınızı daha hafifletecektir.
Arkadaşlarınızla, komşularınızla daha sık vakit geçirin: Yalnız kaldığınızda birlikte olduğunuz zamanları
düşüneceksiniz ve daha fazla üzüleceksiniz. Yalnız kalmak onu düşünmenizi kolaylaştırır
Arkadaşlarınızla kafa dağıtmak ve başka şeyler konuşmak size iyi gelecektir.
Ayrıldığımız iyi oldu çünkü... ile başlayan bir liste yapın ve ayrıldığının kişinin negatif yönlerini
düşünmeye çalışın.

Yeni hobilere, sosyal etkinlikelere verin kendinizi hem bir uğraş hemde onu daha az düşünecek bir
zaman olur.

Asla kendinizi suçlamayın, ayıplamayın. Eşinizi aldattığınız için kendinizi suçlamak bir seçim değil
başınıza gelen beklenmedik bir durumdur.

Destek alıp psikoterapi görüyorsanız düzenli seanslarınıza devam edin, terapistinize güvenin.

Kendinize zaman tanıyın. Eskisi gibi olmanız biraz zaman alacaktır. Evet hiçbirşey tamamen eskisi gibi
olmasada normale döneceksiniz rahat olun. Bu süreçte yılmayın, pes etmeyin.

Önemli karar almaktan kaçının. Hayatınız için önemli olan bir konuda karar vermeyin tedavinizin
bitmesini bekleyin. Bu süreçte sağlıklı karar veremeyebilir sonucunda pişmanlıklar yaşayabilirsiniz.

Hayatınızı basitleştirin. Üstesinden gelemeyeceğiniz hedeflere yönelmek yerine kolay halledebileceğiniz,
daha basit etkinlikler ve daha az şeyler yapın. Büyük sorumluluklar almayın.

Eskiden sizi mutlu eden etkinliklerin bir listesini yapın ve sizi mutlu eden etkinliklere katılın. Hayatın
içinde olmak kendinizi iyi hissettiren bir şeyler yapmakla mümkündür.

Hayatınızdaki küçük değişiklikleri fark edin hiç bir acı aynı seviyede kalmaz asla. Attığınız küçük adımları
önemseyin. Tedavi sürecinde gösterdiğiniz küçük gelişmeler size güç verecektir bunları görmezlikten
gelmeyin.

Spor yapın. Spor salonuna yazılın. Spor yapmak endorfin hormonunun artmasını sağlayarak sizi iyi

hissettirecektir.

Sağlıklı ve düzenli beslenin. Hem beynin hemde vücudun etkin çalışması için sağlıklı beslenme şarttır.

Uyku düzenine dikkat edin. Uyku dinlendirir, insanı yeniler, stresle baş edebilmek için güç verir.

Bakış açınız ilk başlarda tamamen olumsuz ve ümitsiz olabilir. Olumsuz düşüncelerinizin farkına varıp
bunları olumlu düşüncelerle yer değiştirin.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Bayram Şimşek Psikoloji, Pedagoji Uzm. Kl. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)