Özgüven

Yazar Zeynep Pınar • 11 Ocak 2016 • Yorumlar:

Özgüven; bireyin kendinden memnun olup, kendi ve çevresi ile uyumlu üretken, mutlu ilişkiler kurabilmesidir.

Özgüven eksikliği, başkalarını davranışlarının yorumlarken, objektif düşünmemizi engelleyip tıpkı öfke gibi hatalı yorumlar yapmamıza sebep olur örneğin iş yerinde canı sıkılan eşimize benden mi sıkıldın; deyip pekçok kez sorarsak hakikaten kendimizden sıkılır hale getiririz ve bu durum kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüşür. Kendini sevmiyen, saymayan insanlar için aslında atalarımız da deyimler, atasözleri üretmiş “Ne bildim kıymetim; ne bildin kıymetim” türkülere de mısra olmuş “Kendim ettim kendim buldum gül gibi sarardım soldum;” gibi. En ufak bir reddedilmeye tepki duygusal tepkiler gösterirler, kendileri kendilerini incitmekten, duyarlı kişilerde onları incitmekten öyle korkarlarki sosyalleşmeleri sağlıksız olur. Ayrıca ilkel toplumlardan beri sessiz bir av-avcı ilişkisi daha rafineleşmiş pek çok hallerde günümüzde devam etmektedir. Bu kişiler pek çok kez avcılara av olurlar. Bunu bir örnekle tanımlayacak olursak sayısız kişiyi kurban etmiş kapkaçcı nasıl olupta bu kadar insana fiziksel saldırı düzenleyip başarılı olduğunu soran gazeteciye “KURBAN” tanımı yapmıştır. “Göz teması kurmayan, önüne bakan, omuzları düşük, tedirgin, güvensiz, korkak yere sağlam basmayan ve çantasına sarılan tiplerin elinden çantalarını onlar Aaa demeden çarpar kaçarım”. Özgüvenin genetik ve çevresel yönü var. Çevre, anne karnında  özenle başlar. Küçük bebeğin ihtiyaçlarının zamanında, yerinde ve tutarlı bir biçimde karşılanması önemlidir. Yoksa çok öpüp çok kucakta tutulması ya da beslenmesi değil. Daha sonra çocukluk dönemleri yargılamadan, kıyaslamadan çocuğu dinlemek, çocuğun sınırlarını tanımak ve girmemek, örn: doydum diyen çocuğun ağzına yemek doldurmakmak gibi. Eksik kusur ve hatalara rağmen sevildiğini bildirmek gerekir.

Reddedilme korkusu en çok özgüvene zarar verir. Reddedilme korkusu ile peşin hüküm ve cevaplar, başlamadan biten ilişkiler, sağlıklı sosyalleşmeyi engeller ve kendisi ile barışık ve mutlu olmayan kişi çevresi ile de mutlu ilişkiler kuramaz. Mutlu ilişkiler arttıkça özgüven artar.

Çocukluk travmalarının yarasını iyi yönetilmiş bir ergenlik (anababa yanında, öğretmen ve terapistlerede iş düşer) aşk ve annelik tedavi eder. Anlayışlı destek veren eş ilişkiside özgüven eksikliğini giderir.

Başarılı bir okul ve iş yaşamı özgüveni yükseltir. Başarılı bir yaşam için kişinin yeteneklerine uygun eğitim, zeka, planlı çalışma, yardım alma gereklidir. Otokontrol  (irade)  başarının ve mutluluğun anahtarıdır. Zeka; iki ucu keskin bir bıçak gibidir. Zeka ve yüksek otokontrol yüksek özgüven ve başarı getirir. Özellikle sözel IQ’ları yüksek çocukların dürtüsel davranışları eğilim göstermedikleri tespit edilmiştir. Kendini ifade edebilen, istemesini bilen kişiler aynı dürtülere sağlıklı bir boşalım sağlayarak başarıya ulaşırlar.

Bizi birey yapan prefrontal lobun (beynin ön lobunun) fonksiyonlarıdır. Otokontrol (irade) de frontal lobun fonksiyonlarından biridir. Zeka, dürtü kontrol bozukluğu olan bireylerde silaha dönüşür. İnsanda bu frontal lob beynin en geç olgunlaşan bölümüdür ki, ergenlikteki pek çok zor kontrol edilen dürtü duygu ve davranışın sebebidir. Beyinde miniminal bir işlev sorunu olan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu olan erişkinlerin nerdeyse bir ömür ERGEN kalma sebebidir. Yaşlılarda ise bu bölge tansiyon ve diabet gibi veya cerebrovasculer (beyin damar) hastalıkları sebebi ile zarar görmesi ile YENİYETME gibi davranışlar izlenebilir. Halk içinde yine bir deyiş sağlıktan hastalığa geçiş arasında bir yerde olana (bu biraz tatlandı) derler. Son çalışmalarda Glukozsuz (şekersiz) beynin, dürtü kontrolünün zayıf, dürtü kontrolü zayıf olanlarında özgüvenin düşük olduğu tespit edilmiştir. Öfkesine, kaygısına korkusuna dürtülerine yenik düşerim diye odasına kapananlar, ya da ağzımdan yanlış bir laf çıkar diye susanlar hep otokontrolü dolayısıyla özgüveni düşük kişilerdir.

Bir iç özgüvenimiz var, kendini seven, sayan, pozitif düşünen ve gerçekçi net hedefler koyan birde dışa yansıyan özgüvenimiz var iletişim becerimiz yükselir, duygularımızı kontrol edebilme becerimiz artar.

Nasıl Başedebiliriz:

  • Sorumluluk almalıyız
  • Hayatımızı ve geleceğimizi kendimiz yönetmeliyiz.
  • İş başarısı için çok çalışmalıyız.
  • Pekçok ilgi alanımız, hobilerimiz olmalı ama asıl işimizin önüne asla geçmemelidir. Kendimize güvenimizi güzelliğimiz belirliyorsa “bir sivilce yeter” demişler. Kendimizi en objektif biz değerlendiririz. Örn: Aynı gün gelen bir hastam “Hiç yaşlanmamışsınız”, derken peşi sıra gelen diğer hasta “yıpranmış virane olmuşsunuz halbuki 10 sene önce çitlenbik gibiydiniz” dedi. Hangisine inanmalıyım? Aynaya tabi ki… Spor-sanat gibi hobiler özgüvenimizi artırır. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşini piramitlerin en tepesinde “kendini gerçekleştirme” yani yetenekleri eğitimle birleştirip beceriye ve başarıya dönüştürebilmek, özgüvenimizide mutluluğumuzuda arttırır. 
  • Özgüvenimiz bazen bir hata bazen bir başarısızlıkla düşebildiği durumlarda hayatımızın başarılarını hatırlamaya çalışmak gerekir. Örn: Bir kırık notunuz varsa, başarılı olduğunuz 12 notu da aklınıza getirin.
  • Yeteneklerimizi ve farklılıklarınızı önemseyin ve eğitimlerinizle birleştirin.
  • Girişken ve rahat olun.
  • Kararlı olun. Arada kalmak, huzursuzluk verir. Tarafınızı seçip iyi olması için dua edin.
  • İç konuşma yapın (sevdiğimiz birinin hatasından söz edilirken biraz ileriye gidilirse “ o kadar değil” deriz. Aynı şeyi kendimiz için neden yapmıyoruz?
  • Kendimizi, yaptıklarımı ve yapacaklarımı herkeste ve herşeyden bağımsız, sadece kendimiz için değerlendirmeliyiz.
  • Bir konuda iradeli olmak, kalp atım hızımızı arttırıyor ve kaynağımızı tüketiyor.
  • İrademizi doğru kullanmak içinde kanşekerimiz dengede karnımız tok ve yeterince egzersiz yapmış olmalıyız.
  • Planlama yapmalıyız.
  • Spesifik olmalıyız, ilgi ve dikkatimizi pek çok alana yaymak hobileri işimizin önüne geçirmek başarısız olmayı getirebilir.
  • Herbirimiz bu dünyada tek ve çok özeliz, ve iyi hissetmeye gayret etmeliyiz. Kimsenin bozmasına izin vermeyelim.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)