Özgüven; bireyin kendinden memnun olup, kendi ve çevresi ile uyumlu üretken, mutlu ilişkiler kurabilmesidir.
Özgüven eksikliği, başkalarını davranışlarının yorumlarken, objektif düşünmemizi engelleyip tıpkı öfke gibi hatalı yorumlar yapmamıza sebep olur örneğin iş yerinde canı sıkılan eşimize benden mi sıkıldın; deyip pekçok kez sorarsak hakikaten kendimizden sıkılır hale getiririz ve bu durum kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüşür. Kendini sevmiyen, saymayan insanlar için aslında atalarımız da deyimler, atasözleri üretmiş “Ne bildim kıymetim; ne bildin kıymetim” türkülere de mısra olmuş “Kendim ettim kendim buldum gül gibi sarardım soldum;” gibi. En ufak bir reddedilmeye tepki duygusal tepkiler gösterirler, kendileri kendilerini incitmekten, duyarlı kişilerde onları incitmekten öyle korkarlarki sosyalleşmeleri sağlıksız olur. Ayrıca ilkel toplumlardan beri sessiz bir av-avcı ilişkisi daha rafineleşmiş pek çok hallerde günümüzde devam etmektedir. Bu kişiler pek çok kez avcılara av olurlar. Bunu bir örnekle tanımlayacak olursak sayısız kişiyi kurban etmiş kapkaçcı nasıl olupta bu kadar insana fiziksel saldırı düzenleyip başarılı olduğunu soran gazeteciye “KURBAN” tanımı yapmıştır. “Göz teması kurmayan, önüne bakan, omuzları düşük, tedirgin, güvensiz, korkak yere sağlam basmayan ve çantasına sarılan tiplerin elinden çantalarını onlar Aaa demeden çarpar kaçarım”. Özgüvenin genetik ve çevresel yönü var. Çevre, anne karnında özenle başlar. Küçük bebeğin ihtiyaçlarının zamanında, yerinde ve tutarlı bir biçimde karşılanması önemlidir. Yoksa çok öpüp çok kucakta tutulması ya da beslenmesi değil. Daha sonra çocukluk dönemleri yargılamadan, kıyaslamadan çocuğu dinlemek, çocuğun sınırlarını tanımak ve girmemek, örn: doydum diyen çocuğun ağzına yemek doldurmakmak gibi. Eksik kusur ve hatalara rağmen sevildiğini bildirmek gerekir.
Reddedilme korkusu en çok özgüvene zarar verir. Reddedilme korkusu ile peşin hüküm ve cevaplar, başlamadan biten ilişkiler, sağlıklı sosyalleşmeyi engeller ve kendisi ile barışık ve mutlu olmayan kişi çevresi ile de mutlu ilişkiler kuramaz. Mutlu ilişkiler arttıkça özgüven artar.
Çocukluk travmalarının yarasını iyi yönetilmiş bir ergenlik (anababa yanında, öğretmen ve terapistlerede iş düşer) aşk ve annelik tedavi eder. Anlayışlı destek veren eş ilişkiside özgüven eksikliğini giderir.
Başarılı bir okul ve iş yaşamı özgüveni yükseltir. Başarılı bir yaşam için kişinin yeteneklerine uygun eğitim, zeka, planlı çalışma, yardım alma gereklidir. Otokontrol (irade) başarının ve mutluluğun anahtarıdır. Zeka; iki ucu keskin bir bıçak gibidir. Zeka ve yüksek otokontrol yüksek özgüven ve başarı getirir. Özellikle sözel IQ’ları yüksek çocukların dürtüsel davranışları eğilim göstermedikleri tespit edilmiştir. Kendini ifade edebilen, istemesini bilen kişiler aynı dürtülere sağlıklı bir boşalım sağlayarak başarıya ulaşırlar.
Bizi birey yapan prefrontal lobun (beynin ön lobunun) fonksiyonlarıdır. Otokontrol (irade) de frontal lobun fonksiyonlarından biridir. Zeka, dürtü kontrol bozukluğu olan bireylerde silaha dönüşür. İnsanda bu frontal lob beynin en geç olgunlaşan bölümüdür ki, ergenlikteki pek çok zor kontrol edilen dürtü duygu ve davranışın sebebidir. Beyinde miniminal bir işlev sorunu olan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu olan erişkinlerin nerdeyse bir ömür ERGEN kalma sebebidir. Yaşlılarda ise bu bölge tansiyon ve diabet gibi veya cerebrovasculer (beyin damar) hastalıkları sebebi ile zarar görmesi ile YENİYETME gibi davranışlar izlenebilir. Halk içinde yine bir deyiş sağlıktan hastalığa geçiş arasında bir yerde olana (bu biraz tatlandı) derler. Son çalışmalarda Glukozsuz (şekersiz) beynin, dürtü kontrolünün zayıf, dürtü kontrolü zayıf olanlarında özgüvenin düşük olduğu tespit edilmiştir. Öfkesine, kaygısına korkusuna dürtülerine yenik düşerim diye odasına kapananlar, ya da ağzımdan yanlış bir laf çıkar diye susanlar hep otokontrolü dolayısıyla özgüveni düşük kişilerdir.
Bir iç özgüvenimiz var, kendini seven, sayan, pozitif düşünen ve gerçekçi net hedefler koyan birde dışa yansıyan özgüvenimiz var iletişim becerimiz yükselir, duygularımızı kontrol edebilme becerimiz artar.
Nasıl Başedebiliriz:
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.