PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ VE DEĞERSİZLİK HİSSİ

Yazar Ahmet YükselPsikolog • 18 Aralık 2017 • Yorumlar:

Değersizlik hissi yaşayan birey; genelen duygu, düşünce ve davranışlarından hoşnut değildir, bu olumsuz süreci yaşaması zamanla kendisinden memnuniyetsizliğe kadar gider. Zaten yeteri kadar Özgüven ve Özsaygı halinin taşınmamış olması değersizlik duygusuna yol açarken , derinleşen değersizlik duygusu da bu ikisinin çok büyük bir oranda güç kaybetmesine neden olur. Bir kısır döngü oluşur.

Peki nedir değersizlik duygusu? Değersizlik duygusu bireyin tüm özellikleri ile kendisini diğer insanlardan daha değersiz ve önemsiz bir kişiymiş gibi algılama ve kendini bu şekilde yorumlama biçimidir.

Bir insanın dünyaya geldiği andan itibaren, fizyolojik olduğu kadar Psikolojik temelli gelişim dönemleri yaşadığı da bilinmektedir. Birey çevresiyle çocukluğunun ilk dönemlerinden itibaren artık iletişim kurmaya başladığında gelecekteki yaşamına ve kendisine yönelik şemaları da yavaş yavaş oluşmaya başlayacaktır. Çocuk karşılaştığı ve karşısında yetersiz kaldığını düşündüğü zorluklarla ilgili olumsuz şemalar oluştururken, çözebildiğini düşündüğü sorunlar karşısında ise daha olumlu şemalar oluşturacak, bu da onun özgüven ve özsaygısının yerleşip pekişmesine destek olacaktır.

Anne ile kurulmuş sağlıklı bir bağın ardından çocuğun dış dünyadaki diğer nesnelerle kurduğu iletişim biçiminin olumlu taraflarının yanı sıra olumsuz tarafları da elbette ki olacaktır. Böyle olumsuz durumlarla karşılaştığında çocuk, problem çözme becerilerini harekete geçiremez ise bu onun sorunlar karşısında yalnız , çaresiz ve yetersiz olduğu inancına kapılmasına neden olacaktır.Değersizlik duygusunun ilk tohumları da burada atılacaktır.

Böyle durumlarda ebeveynlerin ya da çevredeki diğer kimselerin (öğretmen-abi-abla-diğer yetişkinler) çocuk adına problem çözmeye çalışması durumu bir parça daha karışık hale getirecektir. Çünkü çocuk kendisini; yaşadığı güçlükler karşısında yardıma ihtiyacı olan, tek başına bir şey yapamayan, dışa bağımlı bir birey olarak algılamaya başlayacak ve bu onda yetersizlik duygularının oluşmasını da tetikleyecektir.

Bunun tam tersine çocuklar için davranışa dökülmeyen motivasyonel sözlerin de tek başına yardımcı olmadığını söyleyebiliriz. Anne ve babaların ve çevredeki diğer önemli figürlerin çocuğa hitaben sen yapabilirsin, bu sorunun üstesinden gelebilirsin gibi söylemlerinin olası riski çocukların üstesinden gelemedikleri herhangi bir sorun ile ilgili yetersizlik ve değersizlik duygusuna kapılmalarıdır. Anne ve babamın dediğine göre ben bunu yapabilir mişim ama yapamadım o zaman ben beceriksizim düşüncesi ortaya çıkabilir.

Çocuklarımıza bir şeyi yapabilecekleri ile ilgili fikirlerimizi ifade ederken önlem almak adına, ona rol model olarak, problemle başa çıkma yollarını öğreterek, küçük desteklerle yardımcı olabiliriz. Emin olun bu yaklaşımlar sonucu çocuklar biriktirdikleri tecrübeleri ile bizler her zaman yanlarında olmasak ta pek çok sorunun üstesinden gelebilmeye başlayacaklar ve dolayısıyla özgüven ve özsaygıları pekişecek. Bu da kendilerine verdikleri değer duygusunun köklü hale gelmesine yardımcı olacaktır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)