Psikanalitik Çift Terapisi Nasıl Yapılır?

Yazar Melike KayhanPsikolog • 30 Mart 2015 • Yorumlar:

Yaşamlarımızda, kendimize yakın hissettiğimiz insanlardan çok şey bekleme eğiliminde oluruz. Sevgi, heyecan, tutku, destek, arkadaşlık, sadakat ve saygı bu beklentilerimizden sadece bir kaçını oluşturmaktadır. Maalesef ki bu beklentiler, zamanla her iki tarafın da incinip kırılmasıyla, hayal kırıklığına uğramasıyla, hatta birbirleri tarafından ihanete uğramış olduğunu hissetmesiyle son bulabilir. Öyle sanıyorum ki çiftler, birbirlerinin geçmişten gelen yaralarını sarma beklentisine fazlaca kapıldıkları için, karşısındakini ve hatta kendilerini dahi sevme kapasitelerini daraltırlar. 

Kişisel geçmiş öyküsü, psikanalitik çift terapisinde anlam arayışını suçlamanın önüne geçirmek için anlatılır. Böylece çiftler hem ilişki beklentilerini, hem bu ilişkiden tam olarak ne istediklerini, hem de ikili ilişkilerinde nelerin mümkün olabileceğini keşfederler. Böylece ilişkinin dinamiği de değişmiş olur. Ayrıca konuşma terapisinde, yıkıcı davranışların altında yatan ana sebeplerin ortaya çıkmasının çok yoğun duyguları ortaya çıkarttığı gözlenmiştir. 

Terapi sürecinde erken çocukluk deneyimleri ve çocuğun bu dönemde oluşturduğu psikolojik savunmalar ve davranış kalıplarına dair  içgörü edinilir. Bu içgörü, eşlerin ilişkilerine olan getirilerini anlamak için yol göstericidir. Ancak, kalıcı bir değişim için yeterli olduğu söylenemez. Çift dinamiğinde beklenen değişim, terapi sürecinde edinilen içgörülerin, yeni kazanılan duygu ve düşüncelerin ilişki içerisinde tekrar tekrar deneyimlenmesiyle mümkün hale gelir.  Aynı zamanda terapi sürecinin güvenli çerçevesi bu kazanımları deneyimlemeye olanak verir.

Terapinin güvenli çerçevesi, çiftlerin yıkıcı çatışma ve suçlama hallerinde, bireysel sorumluluk ve empati kurma becerilerinin gelişim göstermesini mümkün kılar. Bu değişimin ortaya çıkmasındaki en temel faktör eşlerle kurulan terapötik işbirliği ve terapideki güvenlik duygusunun yaratılmasıdır. Eşlerin terapi sürecinde kendilerini güvende hissetmeleri, geçmişlerinde bilinçdışı anılarının bugünkü ilişkilerini nasıl tetiklediğini görmelerine olanak verir. Psikanalitik ekolle düşünüldüğünde, çiftlerin ilişkilerinde bu tür problemlerinin olması son derece normal ve kaçınılmazdır. İkili ilişkilerde eşler hem bilinçli hem de bilinçdışı olarak birbirlerine ihtiyaçlarının, isteklerinin ve çatışmalarının nesnesi olarak davranırlar.

Psikanalitik çift terapisinde kişileri teker teker ele almaktan ziyade, evlilik ilişkisine odaklanılır. Bireyin kendisine ait duyguları, umutları, hayal kırıklıkları, korkuları ve dileklerine istinaden, bir de eşinin içsel dünyasına ve bu ikisinin etkileşimine bakılır. Özellikle belirtilmelidir ki, her çiftin kendisine has bir iletişim kurma biçimi vardır, aynı karakteristik özellikler gösteren ve aynı şekilde iletişim kuran çiftlerden bahsedemeyiz. Bu kendine özgülük, çiftlerin farkında oldukları bir durum değildir, muhtemelen bilinçli ya da bilinçdışı bir şekilde oluşmuştur. 

Ayrıca, bizim için en cesaretlendirici ve umut verici şeylerden biri ise, terapide, insanların kendileri ve sevdikleri için her zaman iyileştirme arzusunu içlerinde barındırmış olmalarıdır. Aynı zamanda, bilinçte kaygı uyandırdığı için bilinçdışına itilmiş duygu, düşünce ve bazı kişilik özelliklerimizin rüyalar ve davranışlarda kendilerini ifade etmeye çalışmalarını terapide yardımcı unsurlar olarak görebiliriz. Terapist ve danışan arasında kurulan aktarım ve karşı aktarım analitik terapide en temel öğeler olarak kabul edilir.

 

 

 

 

 

 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)