Psikoterapi nedir?

Yazar Levent SoyluPsikiyatrist • 14 Şubat 2017 • Yorumlar:

Psikoterapi sözlük anlamı olarak “ruhsal tedavi” anlamına gelir ancak pratik ya da gündelik hayatta “konuşarak ya da ilaçsız tedavi” anlamında yaygın olarak kullanılmaktadır. Tarihi binlerce yıla dayanmasına rağmen son yüzyılda, yaşamın hızı, insanların “çabuk ve pratik tüketim tarzları” ve ilaç endüstrisinin etkisiyle bir miktar önemini yitirmiş ancak ilaçların yan etkisi ve yarattıkları memnuniyetsizlik ortaya çıktıkça insanlar tekrar arayışa girmiş ve psikoterapi tekrar gündeme oturmuştur. İnsanların kişisel gelişimlerine verdikleri önem ve yaşamdaki zorluklarla daha etkin başedebilme istekleri de psikoterapiye olan talebi her gün daha çok arttırmaktadır.

Günümüzde psikoterapiler; insanların beklenti ve hızlarına uyumlu bir biçimde daha hızlı ve kısa  sürede sonuç alınabilecek biçimde tekrar tekrar modifiye edilmektir. Gestalt terapi, bilişsel davranışçı, analitik, grup, destek terapisi vs gibi çeşitli ekoller bulunmaktadır. Bunun dışında, cinsel terapiler, evlilik terapileri, aile terapileri gibi alt dallara odaklı terapiler de mevcuttur.

Her tür basit, karmaşık sorun, danışma, ruhsal hastalık ve kişisel gelişim amaçlı kullanılabilir.

Aslında psikoterapide amaç büyümek, gelişmek ve sorunlardan kurtulmaktır.  Kişisel gelişim programlarının da çoğu köklerini psikoterapilerden almaktadır ve sorun çözümünde işe yaramaktadır ancak piyasadaki bir çok kişisel gelişim kurs ve kitapları değişimden çok hoşça vakit geçirmeye yarıyor gibi görünmektedir. Kalıcı bir değişim isteniyorsa deneyimli bir terapist tercih edilmelidir..

İnsanın sorunlarını çözebilmesi için öncelikle çevrede sunulanları fark etmesi ve ihtiyacına uygun biçimde  faydalanmayı öğrenmesi gerekmektedir. Çevreyle temas edebilmenin ön koşulu ise kendi egonuzun sınırlarını, zemininizi ve çevreyi tanımaktır. Kendi zemininize şöyle bir bakın, içinizde ne kadar çok zıtlık, çelişki, bitmemiş, tamamlanmamış iş var. Bu zıtlıklar, tamamlanmamışlıklar, bugünkü en temel ihtiyaçlarımızı fark etmemizi ve gidermemizi engellemektedir. Örneğin çoğu insan - geçmişte yüklenmiş -başarı ihtiyacı nedeniyle, iyi bir aile, sağlıklı bir beden ve keyifli bir çevre gibi temel ihtiyaçlardan vazgeçmektedir. Giderilemeyen ihtiyaçlar gerilim, stres, bedensel ve ruhsal sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır. İçinizde sahiplenmediğiniz ancak aslında size ait olan zıtlıklar (örneğin kaba , bencil ya da sorumsuz tarafınız) tanındıkça, ihtiyaçlar fark edildikçe, yarım kalmış işler tamamlandıkça,  daha çok “şimdide” yaşayabilir ve “şimdide sunulanları” fark edebilirsiniz. Şimdide kalabilmek ve şimdide farkındalığın ödülü ise şimdideki sorunları ve ihtiyaçları kolaylıkla çözebilmek ve mutlu olmaktır

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)