Tarafımıza başvuran ailelerin çoğu çocularının sık hastalandığını düşünerek endişelerini dile getirmektedir. O zaman önce normal çocuk ne demek onu tanımlayarak yazıya başlayalım.
Hastaneye enfeksiyon nedeni ile başvuran çocukların yaklaşık yarısında önemli bir neden bulunmamaktadır. Sağlıklı olarak değerlendirilen bir çocuğun ortalama yılda 4 ile 8 kez solunum yolu enfeksiyonu geçirmesi beklenir. Eğer çocuk, aile tarafından özellikle dıkkat edilerek kalabalıklardan uzak tutularak yalnız olarak büyütülüyorsa bu sayı yılda 1 ile 2 keze kadar düşebilir. Eğer evde büyük kardeş varsa, kreş veya okul öncesi eğitime gidiyorsa yılda 10 ile 12 kez hasta olması beklenir. Ayrıca pasif sigara içiciliğinin de üst solunum yolu enfeksiyon riskini arttırdığınıda mutlaka vurgulamak gerekir.
Viral üst solunum yolu semptomların 2 haftadan uzun sürebileceği düşünülürse normal yanı sağlıklı bir çocukta bile yılın yaklaşık yarısında bu semptomların olması şasırtıcı olmaz.
Normal çocuklarda geçirilen enfeksiyonların çoğu viral olup alt solunum yolu enfeksiyonu yada otitis media atağına ilerlemediği görülmektedir. Bu çocukların büyümesi ve gelişmesi bırmaldir, uygun tedaviye çabuk cevap verirler, tamamen iyileşirler ve enfeksiyonlar arasında sağlıklı görünürler. Fizik muayene ve laboratuvar testleri her zaman normaldir.Sık hastalanan çocuklarda altta yatan nedenleri ele alacak olursak;
Atopik hastalığı olan çocuk; tekrarlayan enfeksiyon öyküsü olan çocukların yaklaşık yüzde 30’unda atopik hastalık vardır. Kronik alerjik rinit, kronik veya tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları ile karıştırılabilir. Atopik hastalığı olan çocuklarda, viral solunum yolu enfeksiyonlarını takiben sıklıkla öksürük ve hırıltı gelişir. Bu semptomlar sıklıkla reaktif hava yolları hastalığı / astımdan ziyade pnömoni veya bronşit şeklinde tanı alır. Fakat bu hastalıklar antibiyotiklere zayıf yanıt verirken, ancak alerji / astım ilaçlarına iyi yanıt verir.
Kronik hastalığı olan çocuk; tekrarlayan enfeksiyonlu çocukların yüzde 10’unda atopi veya immün yetmezlik dışında altta yatan bir kronik hastalık vardır. İmmün olmayan kronik bir hastalığı olan çocuk, çoğunlukla,büyüme gelişme geriliği, spesifik kronik hastalığın karakteristiğinin fiziksel bulguları ile ortaya çıkar. Bu kategorideki hastalıklar kistik fibroz, gastroözofageal reflü, konjenital kalp hastalığı VS.
İmmün yetmezliği olan çocuk; tekrarlayan enfeksiyonlu çocukların yüzde 10’unda immün sistemin bir veya daha fazla bileşeninde kusur olan bir immün yetmezlik vardır [3]. Bağışıklık sistemi bileşenleri B hücrelerini (antikor sistemi) ve T hücrelerini (hücresel sistem) içerir. Doğal bağışıklık sistemi ise fagositik hücre sistemi ve tamamlayıcı sistemden oluşur.
İmmün yetmezlik primer (birincil) veya sekonder (ikincil) olabilir. Sekonder immün yetmezlikler genellikle bebeklik döneminden sonra ortaya çıkar, çoğu kalıtsaldır ve yaşamın ilk yıllarında mevcuttur. Hem primer hem de sekonder immün yetmezlik, malignite ve otoimmün hastalıklara karşı duyarlılığın artmasına neden olabilir. Primer immün yetmezlikler en sık B hücre fonksiyonunu etkilerken, sekonder immün yetmezlikler T hücreleri daha sık etkiler.
Primer (birincil) immün yetmezlikler - Genel birincil immün yetmezlik görülme sıklığı 10.000’de 1’dir. Tekrarlayan enfeksiyonların türü ve şekli, bağışıklık sisteminin hangi bileşenlerinin etkilendiğine bağlıdır. Enfeksiyon şiddeti ayrıca hafif solunum yolu enfeksiyonlarından ağır sistemik enfeksiyonlara kadar değişmektedir . Erken çocukluk döneminden sonra enfeksiyon oranı belirgin şekilde düşer.
Sekonder (ikincil) immün yetmezlikler - Altta yatan hastalık durumları, ilaçlar, yaralanma, önceki geçirilmiş cerrahi operasyonlar ve prematürite bağışıklık sistemi fonksiyon bozukluğuna neden olabilir. İkincil immün yetmezliğe yol açan 50’den fazla hastalık tanımlanmıştır . Yaygın örnekler arasında AIDS, diabetes mellitus, malignite ve immünosupresif ilaçlar bulunur. İkincil bağışıklık yetersizlikleri ayrı ayrı ayrıntılı olarak tartışılmaktadır.
İmmün yetmezlik araştırılırken laboratuar testlerinin yapılmaı planlanır. İlk aşamada yapılacak incelemeler tam kan sayımı ve immünglobulinlerdir. Tam kan sayımı ile lökosit sayısı ile formülü (lenfosit, nötrofil ve eosinofil), eritrosit ve trombosit sayısı değerlendirilir. İmmünglobulin düzeyleri primer ve kombine immün yetmezliklerde değişik derecelerde düşük olabilir. Normal çıkması yinede her şeyin yolunda olduğunu göstermez. , normal immünglobulin düzeyleri antikor yapım bozukluğunu dışlamaz. İmmünglobulin düzeyleri belirgin düşük ise veya antikor yapım eksikliği mevcutsa B hücre sayısını ve birlikte T hücre yetmezliği olup olmadığını değerlendirmek için T, B hücre sayılarının birlike değerlendirilmesi gerekir.
Radyolojik incelemeler ile timusun görülmesi ya da adenoidal lenfoid dokunun görüntülenmesi, kronik akciğer enfeksiyonlarına ait bronşiektazi gibi bulguların gösterilmesi amaçlanır. Yineleyen akciğer enfeksiyonlarında aklımıza ilk primer immün yetmezlikler gelir. Sonuç olarak, primer immün yetmezlikler erken çocukluk döneminde morbidite ve mortalitenin en önemli nedenleri arasındadır. Bu hastalarda erken tanı son derece önemli olup, kemik iliği nakli ile tedavi sağlanır. Bu hastalarda ayırıcı tanıda primer immün yetmezlik yer almalı ve ileri tetkikler açıdan bir immünoloji merkezine yönlendirilmelidir.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.