Sınav Kimin Kaygısı?

Yazar Kaan YavuzPsikolog • 27 Mart 2020 • Yorumlar:

Değerli velilerimiz, sevgili okurlar;

Sizlere kısaca kendimden ve okulumuzda neler yaptığımızdan bahsedip, başlıktan da anlaşılacağı üzere sınav kaygısı temelli bir yazı sunuyor olacağım.

Özellikle yaptığımız görüşmelerde (son sınıflarda yoğunlukla) bu konu üzerinde durduğumuzu ifade etmek isterim. Gençlerle buluşmalarımızda neler yapılabileceğini mümkün olduğunca birlikte irdeliyoruz. Ancak burada benim değinmek istediğim ve fark ettirmek istediğim nokta “Acaba sınav gencin mi, ailenin mi, her iki tarafında mı kaygısı?” Naçizane deneyimlediğim kadarıyla her aile için olmamak kaydıyla genellikle gözlemlediğim gençlerin sınavları üzerinde ailelerin gençlere kıyasla daha kaygılı olduğudur. Burada zararı var mıdır diye düşünecek olursak, şunu belirtmem de fayda var. Kaygı, tıpkı bir virüs gibi ya da nezle,grip gibi bulaşıcı özellik sergilemektedir. Dolayısıyla biz ebeveynler onların girecekleri sınavlar özelinde kaygı düzeyimizi kontrol etmeliyiz diye düşünüyorum. Yine başka bir kontrol etmemiz gerektiğini düşündüğüm nokta ise kaygılarımızı ve sınava yönelik bakış açılarımızı ne şekilde onlara yansıttığımızdır. Kimi ebeveynler özellikle kaygı düzeyi yüksek olanlarımız çocuklarına karşı öfkeli, gergin, kızgın, sinirli,tahammülsüz ve sabırsız biçimde yaklaşımlar sergilemektedirler. Hal böyle olunca gencin zihninde oluşan sınav algısı ve sınav sonrası süreçlere dair beklentileri oldukça olumsuz yönde etkilenmektedir.

Siz değerli okurlarımızdan bu konuya yönelik bir ricam olacaktır. Sizlerin kaygılı olmanızı, çocuklarınızın iyi yerlere gelmelerini istemenizi, rahat edecekleri bir gelecek kurmaları için çabalamanızı sonuna kadar hak vererek anladığımı ifade etmek isterim. Tüm bu faktörlerle birlikte kaygımızı yansıtma biçimimizde sakin, şefkatli, güvendiğimizi ifade ettiğimiz, anlaşma iklimi içerisinde tutabilirsek sınava girecek olan bireyin hem daha motive hem de daha inançlı bir biçimde yüksek performans sergileyebileceğini belirtmek isterim. Aksi halde ev içerisinde kutuplaşmalar, karşılıklı iletişim çatışmaları, yalan davranışı v.b. olumsuzluklar oluştuğunu üzülerek gözlemlemekteyim.

Yazımı sonlandırırken her birinize sağlıklı, mutlu ve başarı dolu günler dilerim.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)