Sporcularda Kreatin Kullanımı

Yazar Gökhan ÇelikDiyetisyen • 12 Kasım 2019 • Yorumlar:

Kreatin, 1832 yılında bir Fransız bilim adamı olan Chevreul tarafından bulunmuştur .1835 tarihinde ise, et içerisinde bulunan ve eti oluşturan yeni bir yapı taşı olarak tanımlanmıştır.

Kreatin; son yıllarda farklı düzeylerdeki birçok amatör ve profesyonel sporcu tarafından, antrenman ve müsabaka performansını geliştiren ve arttıran bir ergojenik destek olarak kullanılmaktadır. Kreatinin, World Anti-Doping Agency (Uluslararası Doping Komitesince) içerisinde doping barındıran ürünler listesinde yer almaması da kullanımının nedenlerinden biridir.

Kreatinin kullanımıyla ilgili ilk çalışmalar 19. yüzyılın başlarında yapılmaya başlamıştır. Vücuda alınan kreatinin hepsi idrarda kreatinin (Cn) olarak atılmadığı bir bölümünün vücutta kaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Lieberg, bununla birlikte kreatinin birkaç farklı kas grubundan elde edilebileceğini, ancak diğer organlarda bulunmadığını da ortaya çıkarmıştır. Enerji üretiminde kreatinin vasfı 1934’de kreatin kinazın (CK) ve 1935’de Lohmann tarafından adenozin difosfat (ADP)’ın bulunmasına dek tanımlanamamıştır.

Kreatin büyük ölçüde hayvansal kaynaklı yiyeceklerin içerisinde bulunmakla beraber, böbrekler, pankreas, karaciğer ve beyin hücreleri yoluyla üretilmektedir. Kreatinin ortalama %95’i fosfokreatin formunda kaslarda depolanırken, %5’i de beyin ve testislerde serbest kreatin olarak depolanmaktadır. Sağlıklı 70 kilogramlık (kg) erkek için iskelet kaslarında yer alan total kreatin konsantrasyonu yaklaşık 120 gram (g) kadardır. Bu rakam kişinin kas fibril yapısına, kadın ya da erkek oluşuna, yaşına, beslenme ve egzersiz durumuna göre değişiklik göstermektedir.

Adenin trifosfat (ATP) gibi fosfajen depolarının dolu bulunması az süreli, tekrara dayalı maksimal egzersizlerin daha uzun süre gerçekleştirilebilmesine imkan verdiği gibi, toparlanmayı da hızlandırdığı düşünülmektedir. Vücut bileşenleri bakımından, ortalama olarak 1-2 kg ağırlık ve yağsız vücut ağırlığı fazlalığına eğilim olmaktadır. Erkek ve kadın futbolcular üzerinde gerçekleştirilen çalışmada yaklaşık bir 7 gün akut kreatin alımının maksimal egzersiz şiddetini arttırdığı gösterilmiştir. Bu anlamlı sonuçlara rağmen, son dönemlerde akut kreatin desteğinin yorgunluk ve maç simülasyonu protokolünde tekrarlanan sprint kapasitesi üzerinde pozitif etkisinin bulunmadığını gösteren, ancak uzun süreli kullanımın performans üzerinde daha olumlu etkileri görülebileceğini destekler yönde çalışma da mevcuttur.

Kreatin desteği geleneksel olarak, halterciler ve sprinterler gibi ani hız ve güç atletleri ile ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte futbol bağlamında, kreatin takviyesi, futbol maçları sırasında fosfokreatin depolarının önemli düşüşler sergilediği dikkate alındığında özellikle alınması gereken bir takviyedir. Buna göre, kreatin takviyesi, hem kısa süreli hem de uzun süreli aralıklı egzersiz protokolleri sırasında sprint performansını arttırır. Tekrarlanan sprint performansının artırılmasına ek olarak, oyuncular kas kütlesinde, güce bağlı iyileştirmelerin arttırılması hedefiyle kreatini tüketebilirler.

Kreatin fosfatın hidrolizi, kas kontraksiyonu için ihtiyaç bulunan ATP’nin hızlı bir şekilde üretilmesini sağlar. Kaslarda bulunan kreatin depolarının artması ATP turnover hızına yansır ve fosfokreatinin yeniden sentezini fazlalaştırarak daha kısa toparlanma periyodu sağlar ve bunun sonucunda antrenman yoğunluğunda artışı sağlar. 

Kreatinin dozajıyla ilgili olarak, yükleme dozu 5 ila 7 gün süreli 20-30 g/gün (günde 4 kez 5-7 g) ardından intramusküler kas depolarını korumak için 2-4 g/gün kullanılması tavsiye edilir. Farklı bir uygulama olarak ise 0.3 g/kg/gün yükleme dozu ve 0.03 g/kg/gün idame dozu tavsiye edilmektedir (İlhan O ve ark, 2016). Fazla alımı daha iyidir felsefesi ile bazı sporcular kas depoları için alması gereken maksimum miktarlardan fazlasını almaktadır, fakat alınan fazla doz kreatin kaslar tarafından kullanılamamaktadır.

Kreatin kullanımıyla ilgili olarak, uygun dozlarda kullanıldığında ciddi bir yan etki gözlenmemiştir. En sık rastlanan yan etkileri vücut ağırlığı artısı ve artmış kompartman basıncıdır. Renal disfonksiyon öyküsü mevcut olan ya da renal yetmezliğe doğru gidebilecek bir hastalığa (diyabetes mellitus) sahip olan kişiler kreatini dikkatli kullanmalılardır. Ayırca, potansiyel nefrotoksik ilaçlar (non steroid antiinflamatuar ilaçlar-NSAİD) kullanan sporcular renal disfonksiyon durumundan yüksek risk altındadırlar. Renal fonksiyon durumundan sıkı bir takip dahilinde olmaları tavsiye edilir. Özellikle böbrek ve karaciğerde herhangi bir sorunu olan kişilerde uzun süreli kullanım konusunda dikkatli olunmalıdır. Gastrointestinal yan etkileri; ishal, şişkinlik ve bulantıdır. Hepatik disfonksiyonla ilgili herhangi bir sonuca  ulaşılamamıştır. Yapılan bazı çalışmaların sonuçlarına göre sıvı tutma özelliğinden ötürü kas içi elektrolit dengesinin bozulması ile sıklıkla kas kramplarını arttırdığı belirtilebilir.


 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)