Takıntılı Değilim!

Yazar Erkam ÜnalPsikolog • 23 Aralık 2019 • Yorumlar:

Bu yazı size takıntı rahatsızlığı konusunda size bilgi vermek üzere hazırlanmıştır. Başka yazıda siz yardımcı olacak yöntemler aktarılacaktır.

İstemediğiniz halde tekrar tekrar zihninize gelen düşünceleriniz ya da yapmak istemediğiniz halde tekrar tekrar yaptığınız davranışlarınız varsa obsesif-kompulsif bozukluğunuz olabilir. Psikiyatri ve psikoloji biliminde obsesif kompulsif bozukluk şu şekilde açıklanır; kişinin sürekli tekrar eden düşüncelere sahip olması (obsesyon) ve bu düşüncelerin verdiği rahatsızlıktan dolayı genellikle rahatlamak amacıyla tekrar eden davranışlarda (kompulsiyon) bulunmasıdır. Tekrarlayan düşünce ve davranışlar döngüsünde sıkışıp kalırsınız. Bu döngü çoğunlukla çocukluk veya ilk gençlik yıllarında başlar. Özellikle kişinin hayatınızın sıkıntılı dönemlerinde alevlenmeler ve artış göstererek seyreder.

OKB önceleri nadir olarak görülen bir hastalık olarak kabul edilmesine karşın son yıllarda yapılan araştırmalarda hiç de nadir olmadığını göstermiştir. Büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda görülme sıklığı %1-3 arasında değişir, OKB’nin her 100 kişiden 1-3’ünde görüldüğü saptanmıştır. Bunun anlamı Türkiye’de 1,5-2,5 milyon kişide bu rahatsızlığın olmasıdır. Rahatsızlık belirtileri size ve ya yakınlarınıza çok garip gelse de bu yaygın bir durumdur ve deli olduğunuz ya da delireceğiniz anlamına gelmez.

Obsesyon, Fransızca kökenli bir kelimedir. Kelimenin anlamı “kuşatma”dır. İstenmediği halde zihninize gelen ve tekrar eden düşünceler kuşatma altındaymışsınız hissi verirler. Bu düşünceler hayaller, istekler veya sık sık ortaya çıkan rahatsız edici endişelerdir. İstemeden hatta bazı durumlarda özellikle aklınıza gelmemesi için uğraşmanıza rağmen zihninize kendiliğinden gelirler. Bazen belli durumlar ve ortamlarda kendiliğinden ortaya çıkarlar. Ortaya çıktıkları anda da sıklıkla huzursuzluğa, endişeye ve sıkıntıya neden olurlar.

Kompulsiyon, İngilizce kökenli bir kelimedir. İngilizce “compel” kelimesinden gelir, anlamı "zorlama, iradesi dışında bir şeyi yapmaya mecbur etme"dir. Kompulsiyonlar çoğu kere aşırı veya mantıksız bulmanıza rağmen yapmaktan kendinizi alamadığınız iradeniz dışında yapmaya mecbur olduğunuz tekrarlayıcı davranışlardır. Obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemlerdir. Takıntılı düşüncelerin verdiği rahatsızlığı (huzursuzluk, endişe, sıkıntı vb.) ortadan kaldırmaya ya da kontrol etmeye yardımcı olacak kurallar ya da ritüeller bütünüdür. Fakat bu çabalarınız genellikle sorun olarak gördüğünüz durumlar ile gerçekçi şekilde ilişkili olmayabilir.

 

oKB’dEn MuzDARİp MiyİM?

OKB (Obsesif Kompülsif Bozukluk) hem takıntı hem de zorlantıyı birlikte içerir. Ancak sadece zihinsel süreçlerin hakim olduğu belirtileri de görmeniz mümkündür.  OKB’den muzdarip olduğunuzu aşırı zihinsel ve davranışsal özellikler sergileme durumunuza bakarak kolaylıkla anlayabilirsiniz. Dünya da ve ülkemizde belli başlı yaygın OKB türlerini ve belirtilerini açıklarsak:

 

1)    Simetri/düzen  obsesyon ve kompulsiyonları

Bu yazının yazı tipi çeşitliliği, karakter boyu farklılığı sizi rahatsız etti mi?

cevabınız eğer "evet" ise  bu durum simetri gereksinimi ve düzen takıntıların da sık görülen belirtilerdendir. Kişinin tüm yaşamında simetri gereksinimi ve düzenlilik hakimdir.

2)    Bulaşma Obsesyonu ve Temizlik Kompulsiyonu

Kişinin bedeninin ve giysilerinin kir, mikrop, toz gibi etkenler; kimyasal maddeler, deterjanlar, zehirler ile idrar, gaita ve diğer beden salgıları ile bulaşacağına ilişkin takıntıları ve bu takıntıların yarattığı sıkıntıyı gidermek için yaptığı davranışlarıdır. Kişilerin bedenlerine ve elbiselerine değişik maddelerin bulaşacağı düşüncesi bulaşma obsesyonu, ortaya çıkan sıkıntıyı gidermek için temizlik ve yıkanma davranışları yapmaları ise kompulsiyonu oluşturmaktadır.

3)  Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu

En sık görülen obsesyon ve kompulsi-yonlardandır. Kişi gaz ocağı, kapı, kilit gibi nesnelerin açık kalmış olabileceğinden, ütü vs. elektrikli aletlerin fişlerinin prizde takılı kalmış olabileceğinden kuşku duyar (Kuşku obsesyonu) ve emin olmak için tekrar tekrar kontrol etme gereksinimi duyar (Kontrol kompulsiyonu). Bu kuşku ve kontroller yaşamın birçok alanında kendini gösterebilirler.

4)    Başkalarına zarar vereceği, elinde olmadan saldırgan davranışlarda bulunacağı şeklinde obsesyonlar

Bazen hastalarda elinde olmadan başkalarına rahatsızlık ya da zarar vereceği, ağzından hoş karşılan-mayacak nitelikte sözcükler kaçıracağı, yanındaki insanlara elinde olmadan zarar vereceği şeklinde obsesyonlar olabilir.
 

5)    Cinsel içerikli obsesyonlar

Zaman zaman OKB’li hastalarda kendine, yaşına, toplumdaki yerine hiç yakıştıramadığı bir biçimde, cinsel içerikli obsesyonlar bulunur.
 

6)    Dini içerikli obsesyonlar

Özellikle dini inançları yoğun yaşayan toplum kesimlerinde sık görülen bir obsesyon türüdür. Kişi kendini inanç ve görüşlerine tam karşıt bir biçimde ve çok yoğun sıkıntı yaratacak şekilde dini içerikli takıntılı düşünceleri düşünmek-ten alıkoyamaz.
 

7)    Dokunma kompulsiyonları

Zaman zaman bazı OKB’li hastalar bazı davranışları yapmadan önce kendilerince önemsedikleri bir eşyaya dokunma gereksinimi duyarlar.

 

 

8)      Sayma kompulsiyonları

Bazı OKB’li hastalar herhangi bir günlük aktiviteyi belirli bir sayıya kadar saymadan yaparsa işinin rast gitmeyeceğini düşünerek sayma davranışında bulunurlar.
 

9)    Biriktirme ve saklama  kompulsiyonları

Sık görülen kompulsiyon türüdür. Kişi “ileride gerekli olabilir” şeklinde bir düşünce ile gerekli olmayacak eşyaları bile biriktirebilir / saklayabilir.
 

10)               Batıl itikatlar, uğurlu, uğursuz sayılar ve renkler

Çoğu kişinin kültürel özelliklerinin bir parçası olarak bazı inanışları, davranışları, uğurlu ya da uğursuz saydığı sayı ve renkleri olabilir.  Merdiven altından geçmemek, çocukların üstünden atlayıp geçmemek, evden sağ ayakla çıkmak, yatağın sol tarafından kalkmamak gibi.

 

HER TAKINTILI DÜŞÜNCE YA DA DAVRANIŞ OKB MİDİR?

Yazının yukarıdaki parçasını okuduğunuzda aklınızdan “temiz, tertipli ve düzenli olmanın; güvenlik amacı ile kapıları, pencereleri kontrol etmenin ne zararı var, bunlar hastalık mı sayılmalı?” şeklinde düşünceler geçebilir.

Elbette bu davranışları günlük yaşamımızda yapıyoruz ve hastalık olarak sayılmamalıdır. Ancak psikolojik açıdan bu şekildeki düşünce ve davranışların hastalık sayılabilmesi için günlük işlevlerimizi etkileyecek, kısıtlayacak, bozacak kadar şiddetli ve yoğun olmalıdır. Örneğin, bir ev kadınının temiz ve düzenli olması doğal olarak hastalık sayılmaz ama hemen her gün, günün her saatinde temizlik yapıyor, her gün çamaşır yıkıyor ve bu davranışları nedeni ile de eşine, çocuklarına, ailesine, arkadaşlarına yeterli zamanı ayıramıyorsa hastalık olarak değerlendirilebilmelidir. Bir kişinin ocağının kapalı, kapılarının kilitli olduğundan emin olması güvenlik nedeni ile garip karşılanmayabilir. Ama eve tekrar tekrar kontrol ederek ya da yolda geriye dönerek cam ve kapıları kontrol etmesi, bu kontrolleri belli sayılarda tekrarlarla yapması ya da hiçbir bağı olmaksızın “eğer şimdi evden sağ ayağımla çıkmazsam kötü bir şey olur”  düşüncesine kapılması dikkat edilmesi gereken bir durumdur.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)