Tip 1 Diyabetli Sporcularda Beslenme

Yazar Gökhan ÇelikDiyetisyen • 19 Ağustos 2021 • Yorumlar:

Tip 1 diyabet genellikle ergenlik ve çocukluk çağında ortaya çıksa da her yaşta görülebilen kronik bir hastalıktır. Tip-1 diyabette pankreasın insülin üreten hücreleri genetik ve bazı bilinmeyen çevresel etmenler sebebiyle hasar görür ve bunun sonucunda vücutta insülin yetersiz üretilir veya hiç üretilemez. En önemli görevi yükselen kan şekerini normale indirmek olan insülin hormonunun eksik olması, kan şekerinin yükselmesine yani diyabetin ayırt edici özelliği olan “hiperglisemi” ye sebep olur. Kan şekeri kontrolünün sağlanamaması diyabetli bireylerde; nöropati, nefropati, retinopati gibi mikrovasküler komplikasyonları ve kalp-damar hastalıkları gibi makrovasküler komplikasyonları ortaya çıkarır. Başlıca tedavi; yoğun insülin tedavisi, egzersiz, kendi kendine kan şekeri izlemi, tıbbi beslenme tedavisinden oluşmakta ve diyabete bağlı yaşam kalitesinde azalmalardan kaçınmayı hedeflemektedir. Tip 1 diyabet tedavisinin başarısı, bireyi kan şekerinin çok fazla düşmesi (<50 mg/dl) olarak tanımlanan hipoglisemiden koruyarak uygun glisemik kontrolü sağlama ve böylelikle diyabetin komplikasyonlarını önleme veya gecikmesini sağlamakla mümkündür. Bireye özel beslenme tedavisi, fiziksel aktivite önerilerine uyma ve doğru insülin kullanımı durumunda kan şekeri kontrol altına alınıp komplikasyonların oluşumu geciktirilebilir ve diyabetli bireyler sağlıklı bir yaşam sürdürebilir.

Beslenme ve insülin replasman tedavisinin yanı sıra Tip-1 diyabetli bireylerde egzersizin de önemi de oldukça büyüktür. Doğru fiziksel aktivite glikoz metabolizmasını iyileştirir ve böylece insülin dozunun azaltılmasını sağlar. Ek olarak düzenli egzersiz, diyabete bağlı diğer sağlık sorunlarının oluşmasını önleyerek de tedaviye yardımcı olur. Ancak kan glukozunu izleme, karbonhidratların ve diğer makro besinlerin sayımı, stres ve hastalık durumlarında insülin dozunu ayarlama gibi bazı diyabete özel durumların gerekliliği sporcuları zorlayabilmektedir. Özellikle ağır antrenman koşullarına maruz kalan Tip-1 diyabetli profesyonel sporcular için bu durum daha da zahmetli olabilmektedir. Neyse ki Tip-1 diyabetli bireyler, farklı disiplinlerdeki uzmanların önerilerine uydukları takdirde, komplikasyonsuz bir şekilde spora devam edebilmektedirler.

Herhangi bir spor programına başlamadan önce diyabetli bireyin kan şekerini kontrol altına alması öncelikli kuraldır. HbA1c düzeyi %9 ve üzeri olan kişilerin herhangi bir dalda spora başlaması önerilmez. Ayrıca birey diyabete bağlı komplikasyonlar açısından da değerlendirilmelidir. Herhangi bir ek hastalığı veya diyabet komplikasyonu olan kişiler, egzersiz programı ve buna uygun beslenme düzeni açısından ayrıca değerlendirilmelidir. Tip-1 diyabetli kişiler, artan insülin emilimi, bozulmuş glukagon salınımı ve azalmış katekolamin tepkileri nedeniyle dayanıklılık egzersizi sırasında sıklıkla hipoglisemi yaşarlar. İnsülin kullanan sporcular egzersize bağlı ani veya gecikmiş hipoglisemi riski altında olduklarından egzersiz öncesi ve sonrası uygun miktarda karbonhidrat almalıdır. Bununla birlikte yapılan egzersiz/antrenman 1 saatten uzun sürecekse egzersiz sırasında da karbonhidrat alınmalıdır. Ayrıca insülin doz ayarı yapılırken hipoglisemiden korunmak için yapılan egzersizin türü, şiddeti ve uzunluğu dikkate alınmalıdır. Spor esnasında hipoglisemiden olduğu kadar hiperglisemiden de korunmak önemlidir. Egzersiz stresi kan şekerini daha da artırabileceğinden dolayı belirgin hiperglisemi durumu varsa egzersize başlanmamalıdır. Tüm bu öneriler dikkate alındığında diyabetli bireylerin egzersiz öncesi, sırası ve sonrası kan şekerini izlemeleri gerektiği açıktır. 

Diyabette egzersiz yönetimi hipoglisemi ve hiperglisemiye sebep olması nedeniyle karmaşık olabilmektedir. Özellikle egzersizde fizyolojiye bağlı değişimleri anlamak ve buna uygun bir beslenme programını takip etmek bu süreci daha kolay yönetmeyi sağlar. Beslenme önerilerine uymak performansı artırır, hipoglisemi ve hiperglisemiyi önler. Tip-1 diyabetli sporcular için sağlıklı bireylerden farklı bir makrobesin gereksinimi tanımlanmamış olsa da bazı hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.

    İnsüline bağımlı diyabetik sporcularda hipoglisemiyi önlemek ve iyi bir performansı sağlamak için doğru bir şekilde karbonhidrat tüketimine odaklanılır. Egzersizde kan şekerini kontrol altında tutmak için; karbonhidrat miktarının yanında kalitesi ve zamanlaması da önem kazanır. Esasen tüketilecek olan karbonhidrat miktarı mevcut kan şekeri ve insülin düzeyine, yapılacak olan egzersizin türüne ve yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Fakat genel önerilere bakıldığında egzersizden birkaç saat önce yeterli ve düşük glisemik indeksli karbonhidrat kaynakları tüketilmeli ve egzersizden 1 saat önce ise 15-30 g karbonhidrat alınmalıdır. Hızlı etkili insülin kullananlarda bile yemek ile egzersiz arasındaki süre 2-3 saatten az ise insülinin egzersiz sırasında aktif olması muhtemeldir. Bu sebeple 1 saatten uzun süren antrenmanlarda egzersizin yoğunluğuna da bağlı olarak 30-100 g/saat karbonhidrat takviyesi yapılmalıdır. Egzersiz sonrası ise 4-5 saat boyunca vücut ağırlığı başına 1,2-1,5 g karbonhidrat tüketilmelidir. Glikojen depolarının hızlı bir şekilde yenilenmesini sağlamak için egzersiz sonrasında tüketilecek olan karbonhidrat daha yüksek glisemik indeksli olabilir. Egzersizden 1 saat önceki kan şekeri düzeyi 100 mg/dl altında ise 15-30 g karbonhidrat içeren ara öğün tüketilmeli ve 30-60 dakika sonra tekrar kan şekeri ölçümü yapılmalıdır. Egzersiz öncesi kan şekeri düzeyi 70 mg/Dl altında ise egzersize başlanmamalıdır. Ayrıca şiddetli antrenman sonrası hipoglisemi riskinin 30 saate kadar sürebileceği unutulmamalı ve en riskli olan gece hipoglisemi atağından korunmak için yatmadan önce düşük glisemik indeksli karbonhidrat içeren bir ara öğün alınmalıdır. Diyabetli sporcularda dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise rekabet stresi sonucunda salınımı artan glukagon, adrenalin, noradrenalin gibi stres hormonlarının kan şekerinde önemli miktarda artışlara yol açabilmesidir. Bu durumda diyabetli birey kan şekerinin daha fazla yükselmesini önlemek için egzersiz öncesi karbonhidrat alımından kaçınabilmekte, bu da gecikmiş hipoglisemi riskinde artışa sebep olabilmektedir. Bu gibi durumlar farklı bireylerde farklı tepkilere yol açabileceği için kontrollü koşullar altında deneme-yanılma yoluyla bireysel bir değerlendirme yapılmalıdır. 

    Sonuç olarak Tip-1 diyabetli profesyonel sporcuların besin ögesi gereksinimleri sağlıklı bireylerden çok farklı olmasa da glisemik kontrolü sağlamak için bazı değişiklikler gerekebilir. Yapılacak olan bu değişiklikler bireysel olarak farklılık gösterir. Bu sebeple tip-1 diyabetli sporcular bir beslenme uzmanının takibinde olmalı ve önerilere uyduğu takdirde diyabetin iyi bir performans için engel oluşturmadığını bilmelidir. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)