Travma/Kriz Sürecinde Aileler Neler Yapmalı

Yazar Ebru ZorlutunaPsikolog • 16 Ağustos 2021 • Yorumlar:

Çocuğunuz travmatik bir deneyime şahit olmuş, yaşamış ya da izlemiş olabilir. Travmatik bir olayı çoğu zaman önleyemeyiz ancak sonrasında neler yapabileceğimiz bilirsek kalıcı etkisini azaltabiliriz. Hayatımızda önleyemeyeceğimiz birçok şey yetişkinleri etkilediği kadar çocukları da etkilemektedir. Yetişkinlerin yanında yaşananlara seyirci olan çocuklar da bu tür durumlarda “Dünya tehlikeli bir yerdir” veya “kimseye güvenemem” gibi düşüncelerin geliştirmekte ve bu inançlarda olmaktadırlar. Kısacası çocukların dünya hakkındaki temel şemaları bozulmaktadır. Bu yazıda anne-babaların bilmesi gereken en temel bilgileri bulacaksınız.

Olay hakkında konuşmayı ertelemeyin…

Hiçbir çocuk bir olayı konuşmayarak ya da düşüncelerinden bu olayı atarak yarar sağlayamaz. Eğer anne-babanın olayla ilgili çok üzgün ya da sinirli olduğunu ve konuşmaktan kaçındığını hissederse konuyu gündeme getirmez. En zor olanı acı veren olayı konuşmak zorunda kalmanızdır. Çocuğunuzu konuşmaya zorlamayın ancak konuşma arzunuzu gösterin. Olayın durumuna göre açıklama yapmanız, teselli etmeniz, sakinleştirmeniz gerekebilir. Duruma göre hangisi uygunsa onu yapın. Konuşursa daha kötü olacağını düşünmeyin.

Olay hakkında yaş gelişim dönemine göre bilgi verin. 

Yaşanan bu olay hakkında bilgisi var mı? Neler biliyor? Bildikleri ne kadar doğru? Her zaman gerçeği konuşun. Yaşadığınız olay sizin ve çocuklarınızın güven duygusunu zedeleyebilir. Yalan bu zedelenmeyi güçlendirir. Olan bitenin yani cenaze töreninin, ambulansın ya da her ne ise durum hakkında bilgilendirin. Olanların nedenini anlatın. Bir çocuk için travma kadar yıkıcı olan ne yapacağını bilmeyen, kafası karışmış bir yetişkinin korunması altında olmasıdır. Etrafta aklı başında ne yaptığını bilen bir yetişkinin çocuğun sorumluluğunu almasını sağlayın. Kendinizi kötü hissediyorsanız ne hissettiğinizi söyleyin, bunun normal olduğunu vurgulayın. Travma ya da kriz durumlarında mutlaka çocuğunuza vereceğiniz bir bilginiz olsun. Çocuğunuzla zor konuları konuşmaktan ve ondan önce sizin konuyu açmanızdan hiç çekinmeyiniz. En önemli kısım ise; bu bilgi nasıl verilecek? Öncelikle bilgi verirken çocuğunuzun gelişim yaşına/dönemine göre bilgi vermek gerekir. Örneğin; okul öncesi ya da ilkokul döneminde olan çocuğunuza açıklama yaparken soyut kavramlardan kaçınmanız gerekir. Mesela patlama olduğunu duyan bir çocuk önce sakinleştirilmeli, güven verilmeli, ardından kısa bir açıklama yapılmalı. “Patlama oldu, patlamadan çok ses çıktı, insanlar zarar gördü” gibi. Çocuğunuz daha çok soru sorabilir, bazen sizinde bilmediğiniz ayrıntıları sorabilir. Bu aşamada çocuğunuza “bende bilmiyorum” cevabını verebilirsiniz. İlk koşul ne olursa olsun, çocuğunuz güvenli bir mesaj vermeniz, sarılmanız ve yanında olduğunu ve onu koruduğunu hissettirmenizdir. Çocuklar, anne-babalarının duygularını hemen fark ederler. Çocuğunuzla konuşurken heyecanlanmadan, sakin bir ses tonuyla konuyu anlatmanız ya da konuşmanız son derece önemlidir. Unutmayın, duygularınız direkt çocuğunuza yansımaktadır. Kendinizi yaşanan kriz durumundan ya da travma durumundan iyi hissetmiyorsanız mutlaka travmayla ilgilenen bir uzman araştırmalısınız.

Çocuklar duygusuna ve davranışına yansıtır… 

  Yetişkinler kriz ya da travma sonrası kendilerini sözel olarak ifade edebilirken, çocuklar davranışlarında yaşamaktadırlar. Travma/krize maruz kalan çocukların davranışlarında aşırı hareketlenme, içe kapanma, dikkatsizlik, korku, endişe, üzüntü gibi duygular olarak görülmektedir. Çocuğunuz yaşadığı travmayı ya da tanık olduğu krizi oyunlarında ya da resimlerinde ifade ederler. Çocuğunuza duygularını sorun ama asla “bunda korkacak ne var” gibi tepkilerde bulunmayın. Çocuğunuzun travmasını kalıcı hale getirmeyin. “Korkmanı anlıyorum” diyin ve sarılın. Bu dönemde çocuğunuz yanınızdan ayrılmıyor olabilir, bu oldukça normaldir. Çünkü o da bu yaşadıklarıyla ya da duyduklarıyla baş etmeyi öğreniyor. 

 Çocuğunuzun ihtiyacını fark edin…

Travmatik olayın türü, şekli çocukları farklı etkiler. Bir yakınının kaybını yaşayan çocukla cinsel istismar yaşamış bir çocuğa yaklaşım ya da trafik kazası yaşamış bir çocuğa yaklaşım farklılık gösterir. Çocuğunuzun o andaki ihtiyacını fark edin. Yaş küçüldükçe sarılmak, fiziksel temas çok önemlidir. Ya tehlikenin geçtiğini artık güvende olduğunu söylüyor olacaksınız ya da kaybın olduğunu ancak hayatın devam ettiğini söyleyeceksiniz. Duruma en uygun teselli cümlelerini kurun. Çocuk ne istiyorsa yapın, “sarıl bana” diyebilir, yanımda kal diyebilir. İhtiyacını algılayın ve yerine getirin. Oynaması, arkadaşlarıyla zaman geçirmesi için olanaklar yaratın.

Hayat devam ediyor… 

Her ne yaşanırsa yaşansın hayatın kuralları devam eder. Çocuğunuza “her şey eskisi gibi” mesajını vermek için günlük rutinlerini devam ettiriyor olması gerekir. Bu çocuklarınızın güvende olmasını sağlayacaktır.

Çocuğunuzu iyi gözlemleyin.

Travmatik olay sonrası akut dönemde çocuklarda bazı belirtiler olur. Tekrarlama (Örneğin aynı resimleri yapma), Kaçınma (Gündüz düşleri, yalnızlığı tercih etme, içine kapanma), Fizyolojik tepkisellik (Örneğin, yeme, içme uyku sorunları, aşırı hareketlilik) gibi belirtilerin görülmesi akut dönemde normaldir. Bunlara karşı duyarlı olun, eleştirmeyin hemen düzeltmeye kalkışmayın. Günlük hayatının zorlandığını görürseniz psikolojik travma konusunda uzman birinden destek almaktan çekinmeyin. 

Çocuğunuzu koruyun

Çocuğunuz cinsel, fiziksel ya da psikolojik istismara uğramış olabilir. Onun korunmasını üstlenin. Çocuğunuza suçlu, beceriksiz, korkak gibi yakıştırmalarda bulunmayın. Onun bir çocuk olduğunu ve korunması gerektiğini asla unutmayın. Çocuğunuzu korumak adına aile içinde izlenen haberlere dikkat etmeli, uygun bilgiyi sizden alması en doğrusudur. Unutmayın travmatik olayın içinde olmak ya da televizyondan izlemek çoğu çocukta aynı tepkiyi gösterebilir.

Çocuğunuzla güvenli bağınız olsun.

Başımıza ne gelirse gelsin sonrasında koruyucu şemsiyemiz olmalı. Bazen güçlü bir sosyal cevre, bazen geleceğe umut vermek, bazen güven vermek koruyucudur. Travmatik olaylara biz yetişkinlerden farklı olarak çocuklar düşük düzeyde korku ve umursamaz görünerek, daha önceki dönemlerindeki davranışlara (Annesinin yanında yatmayı isteme, altını ıslatma, parmak emme gibi) gerileme eğilimi gösterirler. Bunlar onun başetme mekanizmalarıdır. Bu tür durumlarda sıcak, sevgi dolu ve güven veren bir ebeveyn çocuk için koruyucu bir şemsiyedir. Koruyucu şemsiyenizde olması gereken önemli şeylerden biriside çocuğunuza güven vermekten bahsetmişken anne-çocuk arasında güvenli bir bağın/bağlanmanın olmasıdır. Ailenizde birbirinizle iletişiminiz güçlü olduğunda, birbirine duygularını ifade eden bir aileniz olduğunda çocuğunuzun da travmayı baş etme becerisi bir o kadar artacaktır. Üzücü olayları engelleyemeyiz fakat çocuğumuzun bu olaylarla başa çıkmasına yardımcı olmak bizim elimizdedir. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)