Travma Sonrası İyileşme

Travma, hayat tarafından ansızın bırakılan derin bir ize sahip olan ve nasıl başa çıkacağımızı bilmediğimiz bir kavramdır. Ancak bu izler sürekli bir yük olarak karşımıza çıkmak zorunda değildir. Bu izlerden kurtulmanın birçok yolu mevcuttur; doğru sosyal destek, zaman ve sabırla iyileşebilmek, vb. gibi. Travma sonrası iyileşme, kaybettiğimizi düşündüğümüz dengeyi yeniden kurma süreci olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süreçte duygularımızı bastırmak yerine kabul etmek, yaşananları anlamaya çalışmak ve kendimize şefkat göstermek çok önemlidir. Yaşadığımız travmadan neler öğrenebileceğimiz da bu noktada çok önemlidir. Çoğu zaman doğal afetler bu travmanın başlıca sebepleri arasındadır. Bu yüzden yaşadığımız travma aslında bize bir ders anlatıp bu derslerden ne tür sonuçlar çıkarıp hayatımıza entegre edeceğimizi öğretecektir. İyileşme bir yarış değil, tam tersi kişisel bir yolculuktur; herkesin kendi hızında ilerleme hakkı vardır. Bu süreçte destek almak kritik bir rol oynamaktadır. Profesyonel bir terapistten yardım almak veya sevdiğimiz insanlarla duyguları paylaşmak, iyileşme sürecini kolaylaştırabilmektedir. Ancak en önemlisi, kişinin kendine inanmasıdır. Kendimize ne kadar inanırsak, iyileşme sürecimiz de aynı oranda azalacaktır. Travma, kim olduğumuzu tanımlayan bir kavram değildir; ancak iyileşme sürecinde gösterdiğimiz çaba ve dirayet, gerçek gücümüzü ortaya koyan bir kavramdır. Her yara bir hikâye anlatır, fakat bu hikâyenin nasıl devam edeceği bizim elimizdedir. Kendine şefkat göstermek, küçük adımlarla ilerlemek ve umudu kaybetmemek, bu yolculuğun en değerli parçalarından birkaçıdır. Travma ile baş etmek yorucu veya zor bir yol değildir, her zaman iyileşmek mümkündür. Unutma, iyileşmek bir varış noktası değil, bir süreçtir ve bu süreçte attığın her adım kıymetlidir. Sen sürecini nasıl yönetirsen yaşadığın travma da seni o ağırlıkta baskılar. Kendi gücümüzün farkına varıp iyileşmek için çaba göstermek her zaman meyvelerini verecektir.