TÜP BEBEK HAKKINDA MERAK EDİLENLER

Tüp bebek (IVF) denince insanların ilk aklına gelen bir deney tüpünün içinde duran bebek olsada, aslında burada bahsedilen, laboratuvar ortamında anne ve baba adaylarından alınan üreme hücrelerinin birleştirilerek döllenmenin gerçekleştirilmesidir. Dünyanın ilk başarılı tüp bebeği 1978’de İngiltere’de dünyaya gelmiştir. Böylece üreme tıbbı açısından bir çığır açılmış ve 30-40 yıl öncesinde çocuk sahibi olması imkansız gibi görünen pek çok kişi bu yöntem sayesinde gebe kalabilmiştir. Günümüzde bu yöntem sadece gebelik için değil, bazı genetik hastalıkları bulunan çiftlerde hastalığı taşımayan embriyoların elde edilmesi, nakil gereken durumlarda genetik olarak benzer kardeşlerin gebeliğinin sağlanmasında kullanılmaktadır. Günümüze kadar yaklaşık 6 milyon bebeğin IVF teknolojisi ile dünyaya geldiği tahmin edilmektedir.

TÜP BEBEK (IVF) NEDİR, ICSI (MİKROENJEKSİYON) NEDİR?

Anne adayından ilaçlar yardımıyla geliştirilerek elde edilen sağlıklı yumurtalar ultrasonografi eşliğinde toplanır ve babadan alınan spermlerle laboratuar ortamında birleştirilerek döllenmesi sağlanır. Her yumurta için 50.000-100.000 sperm alınarak aynı kaba koyulur. Aynı kaptaki spermlerden 1 tanesinin yumurtanın içine girerek döllenme işleminin gerçekleştirmesi beklenir. Daha sonra döllenmiş yumurta hücreleri bölünerek embriyoyu geliştirir. Embriyolar her gün kontrol edilerek 2-5 gün laboratuar şartlarında büyümeleri sağlanır. Daha sonra gelişen embriyolar rahim içerisine yerleştirilir.

Mikroenjeksiyon (ICSI) tedavisinde ise, standart tüp bebek tedavisinden farklı olarak her bir yumurtanın içine bir sperm özel bir mikroskop altında enjekte edilir ve embriyoların gelişimi için beklenir. ICSI genellikle şiddetli erkek kısırlığında uygulanır. Böyle erkeklerde sağlıklı sperm sayısı çok düşüktür veya menide hiç sperm olmamasına karşın, testislerden cerrahi yolla sperm elde edilir. Anne adayının yaşının 38’den fazla olduğu, az sayıda yumurta elde edilen, standart tüp bebek tedavisiyle döllenme yada gebelik elde edilemeyen çiftlerde de uygulanır.

HANGİ DURUMLARA TÜP BEBEK YAPILIYOR?

  • Tüplerde tıkanıklık veya hasar varsa

  • Yumurtalık rezervi düşükse

  • Yumurtlamada sorun varsa

  • Endometrioz, çikolata kisti varsa

  • Daha önce tüpleri bağlanmış veya alınmış hastalarda

  • Sperm üretiminde, yapısında ve/veya fonksiyonunda sorun varsa

  • Başka yöntemler denenmesine rağmen gebelik elde edilemediyse

  • Genetik bir sorun varsa ve bu sorundan etkilenmemiş bir gebelik elde edilmesi isteniyorsa

  • Doku nakli gereken hastalıklarda benzer genetik yapıya sahip kardeş elde ederek, ondan elde edilen dokunun nakilde kullanılması için

  • Kanser için tedavi görecek hastalarda embriyoların dondurularak ileride gebelik için saklanması

  • Kariyer veya başka nedenlerle çocuk sahibi olmayı erteleyen kadınlarda embriyoların dondurularak ileride gebelik için saklanması

TÜP BEBEK TEDAVİSİNİN RİSKLERİ VE KOMPLİKAYONLARI VAR MI?

Her tedavide olduğu gibi tüp bebek tedavisinde de bazı riskler vardır. Bunlar:

  • Çoğul gebelik

  • Düşük

  • Erken doğum, düşük doğum ağırlığı

  • Dış gebelik

  • Yumurta toplanmasına bağlı kanama, enfeksiyon, bağırsak-mesane-damar yaralanması

  • OHSS: Aynı anda pek çok yumurtanın çatlatmasına bağlı olarak gelişen yumurtalıklarda büyüme ve şişme, karında su toplaması, karın ağrısı, bulantı, kusma, kilo alımına neden olan genelde hafif seyreden ancak bazen hastanede yatırılarak tedavi gerektiren bir durumdur.

  • İnfertiliteye neden olan durumdan kaynaklanan, uzun süre ve yüksek dozda ilaç kullanımına bağlı bazı kanser risklerinde artma

  • Tedaviye bağlı stres, bazı psikolojik sorunlar

TÜP BEBEK DİNİ AÇIDAN SAKINCALI MI?

İslam dini, evliliği ve çocuk sahibi olmayı teşvik eder.

“Nikâh benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimle amel etmezse benden değildir. Evleniniz! Zira ben, diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuz ile iftihar edeceğim. Kimin maddi imkânı varsa hemen evlensin. Hz. Muhammed (SAV)”

Aynı zamanda hastalıklar için de tedavi olmayı emreder.

“Tedavi olun, ey Allah’ın kulları. Çünkü Allah yarattığı her bir hastalık için mutlaka şifasını (devasını) yaratmıştır. Ancak bir hastalık müstesnadır. O ihtiyarlıktır. Hz. Muhammed (SAV)”

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri bu konuda aşağıdaki kararı almıştır:

Tarih: 05/01/2002

Kadın veya erkekteki bir kusur sebebiyle, tabiî ilişkiyle gebeliğin gerçekleşmesi mümkün olmadığı takdirde;

Döllendirilecek yumurta ve sperm, her ikisinin de nikahlı eşlere ait olması, yani bunlardan herhangi biri yabancıya ait olmaması;

Döllenmiş olan yumurta, başka bir kadının rahminde değil, kendi rahminde (yumurtanın sahibi olan eşin rahminde) gelişmesi;

Bu işlemin, gerek anne-babanın; gerek doğacak çocuğun maddî, ruhî ve aklî sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisinin olmayacağı tıbben sabit olması; şartıyla, normal yoldan gebe kalması ve anne olması mümkün olmayan evli hanımların, çeşitli tıbbi yollarla gebeliklerinin sağlanmasında, İslâmî hükümler açısından bir sakınca görülmemektedir .

Başka kadının yumurtası veya kocası dışında yabancı bir erkekten alınan sperm ile bir kadının gebeliğinin sağlanmasının ise insanlık duygularını rencide etmesi ve zina unsurlarını taşıması sebebiyle caiz değildir.

SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

Tüp bebekte bir tedavi seansı yaklaşık 15-17 gün sürer. Birkaç seans tedavi gerekebilir.

İlk Görüşme

  • Anne ve baba adayları ayrı ayrı değerlendirilir

  • Yaşam tarzı değişiklikleri, kilo kontrolü, beslenme önerilerinde bulunulur

  • Sigara, alkol, ilaç, madde vb kullanımı hakkında bilgi alınır, tavsiyelerde bulunulur

  • Muayene, ultrason, rahim filmi ve bazı kan testleri yapılarak kadın değerlendirilir

  • Sperm testi yapılarak erkek değerlendirilir

  • Gerçekten tüp bebek yapılmasına gerek var mı sorusunun cevabı belirlenir

  • Alternatif tedaviler ( aşılama vb) hakkında bilgi verilir

  • Gebelikte ortaya çıkabilecek riskler önceden belirlenip, gebe kalmadan bazı testler yapılarak önceden bu problemler için önlem alınır

  • Gebelik öncesi danışmanlık verilir (beslenme, folik asit, aşılar vs)

  • Tedaviler ve başarı oranları hakkında hasta bilgilendirilir

  • Tedavi planı belirlenir

Kadınlar için yapılması gereken testler

  • Kan grubu, tam kan sayımı, bazı kanama-pıhtılaşma testleri

  • Hormon testleri olarak FSH, LH, Estradiol, Prolaktin, Progesteron, TSH.

  • Mevcut enfeksiyonların veya bağışıklığın önceden tanımlanması için HBsAg, antiHBs, antiHCV, Rubella IgM-IgG, Toxoplasma IgM-IgG testleri.

  • Gerekli görüldüğü takdirde diğer sistemik hastalıklara ait tetkikler, mikrobiyolojik ve genetik testler de ilave edilebilir.

Yumurtalıkların Uyarılması

  • Genelde adetin 2. veya 3. günü yumurta geliştirici iğnelere başlanır (Ultrasonografi ve testler normalse)

  • Tüp bebek tedavisi sırasında kadının belirli zamanlarda ultrasonografi ve hormon testleri bakılarak yakın takibi hem başarıyı arttırması hem de tedavinin emniyeti açısından önemlidir. 2-3 gün aralıklarla ultrason ve/veya kanda testleri yapılarak yumurta gelişimi takip edilir.

  • Yumurtalar belirli büyüklüğe ve olgunluğa ulaştığında yumurta çatlatma iğnesi yapılır. İyi kalitede yumurta elde edebilmek için hastanın çatlatma iğnesini belirtilen saatte yaptırması ve yine belirtilen saatte yumurta toplama işlemi için merkezde bulunması son derece önemlidir.

  • Çatlatma iğnesinden yaklaşık 36-37 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılır. Bazen yumurta sayısının fazla olmasına karşın içlerinden yumurta hücresi çıkmaz. Bu durumun en önemli nedenlerinden biri hastanın çatlatma iğnesini yanlış saatte yaptırmış olmasıdır.

Yumurta Toplama İşlemi

  • Bu ağrılı bir işlem olduğu için anestezi altında yapılır. Bu nedenle hastanın mutlaka 6-8 saattir aç olması gerekir

  • Vajinal yoldan ultrason eşliğinde yumurta toplama işlemi yapılır. Ultrasonda görülen foliküllerin içine ince bir iğne ile girilerek, foliküllerdeki sıvı çekilir. Alınan sıvı laboratuvara gönderilir. Sıvı mikroskop altında incelenerek içindeki yumurtalar bulunurak toplanır. Bazen toplanan bu sıvının içinde yumurta çıkmaz. Bu durumda foliküller özel bir sıvı ile birkaç kez yıkanıp yumurta bulunmaya çalışılır. Ve bu işlem herbir folikül için tek tek yapılır.

  • İşlem yaklaşık 20-30 dakika sürer

  • İşlemden sonra hasta bir kaç saat kadar hastanede kaldıktan sonra bazı ilaçlar başlanarak taburcu edilir.

  • Sonrasındaki 3 gün içinde kaç olgun yumurta alındığı ve kaçının döllendiği-geliştiği hakkında hastalar aranarak bilgi verilir.

  • Yeterli sayıda yumurta gelişmezse, yumurtlar erkenden çatlarsa, aşırı sayıda yumurta gelişip OHSS riski olursa, bazı özel durumlarda yumurta toplama işlemi iptal olur. Tedaviye ara verilir.

Yumurtaların Döllenmesi (Fertilizasyon)

  • Laboratuvara gelen yumurtalar bazı özel işlemlerden geçirilir, olgun olanlar seçilir

  • Yumurta toplama esnasında baba adayı da sperm verir. Bunun için yumurta toplama işlemi öncesinde 3-5 günlük cinsel perhiz olması gereklidir. Spermler, baba adayı tarafından mastürbasyon yolu ile erkek hasta için hazırlanmış sperm verme odasında özel bir kap içerisinde verilir. Daha sonra laboratuvarda çeşitli işlemlerden geçirilerek tüp bebek uygulaması için en kaliteli spermler seçilir ve laboratuvar ortamında yumurtanın spermle döllenmesi sağlanır. Menisinde sperm olmayan erkeklerde ise testis içinden cerrahi yolla elde edilen spermler kullanılır.

  • Toplanan her yumurta döllenmeyebilir. Ortalama döllenme oranı % 70-75’tir. Yani 10 yumurta alındıysa bunun ortalama 7-8 tanesi döllenir. Bazı çiftlerde daha yüksek oranda döllenme gerçekleşirken, bazı çiftlerde ise yumurta veya sperme ait anormallikler nedeniyle hiç döllenme olmayabilir.

  • Döllenmiş yumurtadan gelişen embriyolar embriyologlar tarafından takip edilir

  • Kaliteli embriyolar seçilerek genelde 3. gün veya 5. gün (blastokist) (2-6 gün arası) rahme transfer edilir.

  • Kaçıncı gün transfer yapılacağı embriyo sayısı, kalitesi ve hasta özelliklerine bağlıdır. Kadının yaşı, hangi nedenle tüp bebek tedavisi yapıldığı, daha önceki denemelerinin sonuçları, gelişen embriyo sayısı, embriyo gelişim özellikleri ve günlük gelişim hızı, preimplantasyon genetik tanı yapılıp yapılmayacağı gibi kriterlere bakılarak hangi günde transfer yapılacağına karar verilir.

Embriyo Transferi

  • Ağrısız bir işlem olduğu için anesteziye gerek yoktur

  • Transferden önce vajen ve rahim ağzı özel solüsyonlarla temizlenir

  • İnce, yumuşak bir kateter yardımı ile embriyo nazik bir şekilde rahim ağzından geçilerek rahimin içine yerleştirilir

  • Bu işlem karından ultrason eşliğinde yapılır. Ultrasonda görüntünün net olması için hastanın işlem esnasında idrara sıkışık olması istenir

  • İşlemden sonra hasta 1 saat hastanede dinlenir, sonra kullanacağı ilaçlar tarif edilerek eve gönderilir.

  • İşlem sonrası rahim içini döşeyen dokuyu (endometrium) desteklemek için hastaya iğne, fitil ya da krem şeklinde hormon ilaçları verilir. Bu tedavi, gebelik oluşursa gebeliğin 3.ayına kadar devam eder.

  • Transferden sonra embriyoların gelişmesi ve rahime tutunması için bir süre beklenir. Transferden 10-12 gün sonra kanda gebelik testi yapılır. Testi pozitif olanlarda iki gün sonra kan testi tekrarlanır Kan testlerinde gebe kaldığı görülen anne adayı, 1-2 hafta sonra ultrasonografi ile gebelik kesesi görülmesi ve bebek kalp atımlarının dinlenmesi için tekrar çağırılır.

  • Hafif kasık ağrısı, bazen lekelenme şeklinde kanama olabilir. Bunlar önemli değildir. Ancak çok şiddetli bir ağrı, 38 derecenin üzerinde bir ateş, bulantı, kusma gibi durumlar söz konusu olursa hemen doktor aranmalıdır.

  • Transferden bir gün sonra hastanın herhangi bir ağrısı yoksa ve kendisini iyi hissediyorsa günlük aktivitelerine devam edebilir, ancak ağır işlerden kaçınması gerekir.

  • Eğer çift başka şehirde yaşıyorsa, transfer gününü merkezin bulunduğu yerde geçirip bir gün sonra geri dönebilir.

  • Transferden bir gün sonra ayakta ılık duş şeklinde banyo yapabilir. Ancak sıcak banyodan kaçınılmalıdır.

  • Hastalar transfer sonrası kullandıkları ilaçlar nedeniyle kabız olabilirler. Böyle durumlarda hastanın düzenli tuvalete çıkabilmeleri için hastalara durumlarına uygun ilaç önerilebilir. Kabızlık, gebe kalmayı olumsuz etkilemez.

  • Gebelik testinin sonucunu alana kadar çiftler, cinsel ilişkide bulunmamalıdır.

TRANSFER YAPILAN EMBRİYOLARIN İYİ KALİTEDE OLMASINA RAĞMEN TUTUNAMAMA SEBEPLERİ NELERDİR?

İyi kalitede 1-2 embriyo transferine rağmen tekrarlayan başarısızlıklarda daha ileri tetkikler yapılarak bunun nedenleri araştırmalıdır. Bunlar, kadın ve erkeğin genetik değerlendirilmesi, bazı endokrin hastalıkların (diabet, tiroid fonksiyon bozuklukları gibi) araştırılması, kanda pıhtılaşmayı artırıcı faktörlerin varlığı, rahimde polip, myom, perde gibi patolojilerin varlığının histeroskopi veya laparaskopi ile değerlendirilmesidir. Fakat, %20-40 hastada herhangi bir neden saptanamamaktadır.

TÜP BEBEKTE KULLANILAN İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ VAR MIDIR?

İlaçların çoğunun iğne olması nedeniyle, enjeksiyon yerinde küçük morluklar, kızarıklık, hafif kaşıntı ve rahatsızlıklar görülebilir. Bazen hormon baskılayıcı iğnelere bağlı yorgunluk, kas ve eklem ağrıları ve geçici menopoza benzer şikayetler oluşturabilir. Yumurtalığı çok hassas olan hastalarda ilaçlar yumurtalıkların aşırı uyarılmasına (OHSS) neden olabilir.

OHSS (OVARİAN HİPERTİMULASYON SENDROMU) NEDİR?

Yumurtalığı ilaçlara karşı çok hassas kadınlarda, ilaçlara yumurtalıkların aşırı cevap vermesi nedeni ile oluşan bir durumdur. Kesin nedeni bilinmemektedir. Tüp bebek tedavisi alan hastaların çoğunda hafif şekilde görülür. Ancak hastaların %5’inde daha şiddetli olur ve hastanede yatarak tedavisi gerekir. OHSS’de karın boşluğu ile diğer vücut boşluklarında sıvı toplanması olur. Buna bağlı şişkinlik, alt karın ağrısı, aşırı ve hızlı kilo alma, bulantı, kusma, ishal, idrarda azalma, ağır vakalarda nefes darlığı ve kan pıhtılaşmasında artış olur. OHSS açısından riskli olan kişilerde tedavi iptal edilebilir veya yumurtalar toplandıktan sonra oluşan embriyolar daha sonra transfer edilmek üzere dondurulabilir.

EMBRİYOLAR DONDURMA NEDEN GEREKLİ?

Embriyo transferinde 1-2 embriyo kullanılır. Geri kalan embriyolar ise laboratuvar ortamında 5-6 gün saklanabilir. Sonrasında rahme konulmazsa ölür. Bu nedenle transfer için gerekli olan sayıdan daha fazla ve iyi kalitede embriyo elde edilmesi durumunda bu embriyolar dondurularak saklanır. Dondurulmuş embriyonun transferi hastaya ekonomik ve psikolojik avantajlar sağlar. Bunlar ilk transferde gebelik oluşmazsa sonraki denemelerde çözdürülerek kullanılır. Gebelik oluşsa bile çiftler bu embriyoları tekrar çocuk sahibi olmak istediklerinde kullanabilirler. Embriyolar beş seneye kadar saklanabilir.

Laboratuvar ortamlarının iyi olması halinde dondurulmuş embriyo transferinin başarısı oldukça yüksektir. Ancak dondurulmuş embriyo transferi ile gebelik şansı taze embriyoya göre biraz daha az olabilmektedir.

Yumurtalıkların tedaviye aşırı cevap verdiği, OHSS yani ovarian hiperstimülasyon sendromunun gelişme riskinin yüksek olduğu durumlarda tüm embriyolar dondurularak daha sonra transfer edilir. Tedavi sırasında rahimde anormallik olanlar yada gebelik şansını etkileyebilecek önemli bir sorun saptanan hastalarda embriyoların tümü dondurulabilir. Yapılacak uygun tedaviyle sorun çözüldükten sonra dondurulan bu embriyolar rahim içi hazırlanarak transfer edilir.

TÜP BEBEK NE KADAR BAŞARILI?

Tüp bebekte başarı hastanın yaşına, kısırlık nedenine, embriyo kalitesine, daha önce gebelik geçirmiş-doğum yapmış olmasına bağlı değişir. Ortalama başarı %25-60 arasında değişir.

40 yaş altındaki kadınlarda, embriyo kalitesi iyi olanlarda, daha önce doğum yapmış olanlarda tüp bebeğin başarısı daha yüksektir. Embriyo transfer edilen çiftlerde 37 yaş altı, yumurtalık rezervi iyi bir anne adayında başarı şansı % 40-60 iken, 40 yaş üzerinde bu şans % 5-15 civarındadır. İleri yaş, sigara, alkol, ilaç kullanımı, aşırı kafeinli içecekler, bazı hastalıklar ve fazla kilo ise tüp bebekte başarıyı yaştan bağımsız olarak azaltmaktadır.

KANUNA GÖRE ANNE ADAYINA KAÇ EMBRİYO YERLEŞTİRİLEBİLİR?

Tüp bebek uygulamaları ile ilgili en son çıkan yönetmeliğe göre:

- 35 yaşın altındaki anne adaylarına birinci ve ikinci tüp bebek denemelerinde sadece 1 tane embriyo transfer edilebilir. Üçüncü ve sonraki denemelerde "en fazla" iki embriyo transfer edilebilir.

- 35 yaşında veya daha büyük olan adaylarda tüm tüp bebek denemelerinde en fazla 2 tane embriyo transfer edilebilir.

TÜP BEBEK İÇİN KULLANILAN İLAÇLARIN KALICI ETKİSİ VAR MIDIR?

Tedavi için kullanılan ilaçlar, insandaki doğal hormonların benzerleri olduğu için kalıcı bir etki bırakmazlar. Tedavi esnasında hastalarda hafif kilo alımı olabilir, ancak bu genelde tedavi sonrası kısa sürede normale döner. İlaçların bir süre kullanılması herhangi bir kanser riskini artırmaz.

KAÇ KEZ TÜP BEBEK TEDAVİSİ YAPILABİLİR?

Tedavinin bilinen bir sınırı yoktur. Ancak çiftlerin maddi durumları ve psikolojik faktörlerin uygunluğu çok önemlidir. Uygun durumlarda ortalama 7-8 kere tüp bebek tedavisi yapılabilir. Ancak erkekten hiç sperm elde edilemediyse veya kadında hiç yumurta kalmamışsa tekrar denemenin bir anlamı yoktur. Öte yandan kaliteli embriyo oluşturabilen ve önemli bir rahim hastalığı olmayan kişilerde üst sınır koymak doğru değildir, 8-10. denemede başarılı olmuş çiftlere de rastlamaktayız. Ancak dördüncü denemeden sonra gebe kalma şansında belirgin azalma olduğunu da unutmamak gerekir.

İKİ TÜP BEBEK TEDAVİ ARASINDA NE KADAR ZAMAN OLMALIDIR?

Bu zaman aralığı tedavinin şekline, infertilite nedenine, ilk tedavi sonrası rahim ve yumurtalıkların durumuna, çiftlerin maddi ve psikolojik durumları göre değişmekle beraber ideal olan iki tüp bebek denemesi arasında 1.5- 2 ay beklenilmesidir.

TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE KADININ YAŞI ÖNEMLİ MİDİR?

Kadınların doğuranlığının en yüksek olduğu dönem 20-30 yaşlar arasıdır. Bu yaşlar hem yumurta sayısı hem de yumurta kalitesinin en yüksek olduğu dönemdir. Ancak, günümüzde eğitim, kariyer ve iş olanakları nedeniyle evlenme yaşı ve buna bağlı olarak gebelik yaşı giderek gecikmektedir. Gebeliği ileri yaşa erteleyen, özellikle ilk bebek için 30'lu yaşlarını bekleyen pek çok kadın mevcuttur. İleri anne yaşı dendiğinde 35 yaş ve üzerinde olan anne adayları anlaşılmaktadır. Bu durum tıbbi olarak bazı sorunları beraberinde getirmektedir. İleri yaşta anne olmanın getirdiği bazı risklerin yanı sıra, bu yaşlarda gebelik isteyip normal yollarla anne olamayan kadınlarda yaşa bağlı tedavinin başarısı da değişmektedir. Tüp bebek tedavisinde önemli olan yumurtalıkların rezervi ve yumurta kalitesidir. 30’lu yaşlardan itibaren, özellikle 37 yaşından sonra hem yumurta sayısının azalması, hem de yumurta kalitesinin bozulması nedeniyle uygulanan tedavilerde ve tüp bebekte de gebelik oranı düşmektedir. 40'lı yaşlara gelindiğinde gebe kalma olasılığı %50 civarında azalır. 44 yaşından büyük anne adaylarında ise bazen tüp bebek için sağlıklı yumurta bulunamamaktadır.

Bu nedenle kadınlara erken evlenmelerini ve evlilik durumunda da gebeliği çok ertelememelerini öneriyoruz. Yaşa göre gereken süre zarfında gebeliğin oluşmaması halinde ise vakit kaybetmeden tedavi için başvurmaları, başarı şansını artıracaktır.

TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE BAŞARI MEVSİMLERE GÖRE DEĞİŞİR Mİ ?

Uzun yıllardır yapılan pek çok araştırmanın sonucunda tüp bebek tedavisinde başarının aylara veya mevsimlere göre farklılık göstermediği sonucuna varılmıştır.

TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE BAŞARIYI OLUMSUZ ETKİLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR?

Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen en önemli faktör çiftlerin yaşıdır. Kadınlarda 37 yaşından sonra, erkeklerde 50 yaşından sonra başarı azalmaktadır. Bunun dışında erkeklerde sigara, alkol, madde kullanımı, spermlerin ağır hasarlı olması, olgun sperm elde edilememesi başarıyı azaltırken, kadınlarda benzer alışkanlıklar, yumurtalık rezervinin düşük olması, rahim içinde embriyoların tutunmasını engelleyecek yapışıklık, myom veya polip gibi problemlerin olması, tüplerde genişleme ve içlerinde sıvı olması, endometrioma (çikolata kisti) olması tüp bebekte başarıyı olumsuz olarak etkiler.

TÜP BEBEK TEDAVİSİ HANGİ DURUMLARDA İPTAL EDİLEBİLİR?

Bazı hastalarda tedaviden olumlu veya yeterli sonuç alınamaz. Böyle hastalarda tedaviye ya geçici olarak ara verilir veya tamamen iptal edilir. Bunlar:

Yumurtalıkların cevabı yetersizse,

Yumurtalıkların aşırı cevabı ve OHSS gelişme riski varsa,

Yumurtalıklar içinde gelişmiş folikül olmasına rağmen yumurta toplama günü içlerinden yumurta elde edilemediyse,

Semen spermi olmayan erkekte ameliyat ile de sperm bulunamadıysa,

Elde edilen yumurtalar döllenmediyse,

Döllenen yumurtaların hiçbiri bölünmediyse,

Genetik sorunu olan ve preimplantasyon genetik tanı ( PGD) yapılan embriyolarda normal bir embriyo bulunamadıysa tedavi iptal edilir.

TÜP BEBEK GEBELİKLERİNDE DÜŞÜK RİSKİ DAHA MI YÜKSEKTİR?

Doğal yolla oluşan gebeliklerde düşük riski, gebelik ultrasonda görüldükten sonra yaklaşık %15'dir. Erken gebelik kayıplarını ise takip ve kan testi yapılmadığından kesin tespit etmek güçtür. Tüp bebek uygulamalarında ise çok erken dönemden itibaren kan tahlilleri ile gebelik takip edildiğinden, her dönemdeki gebelik kayıpları kesin olarak bilinebilmektedir. Bu nedenle düşük oranları tüp bebek gebeliklerinde çok daha yüksekmiş gibi yanlış bir kanıya sebep olmaktadır. Aslında düşük riskinde hafif bir artış vardır. Bunun dışında tüp bebek gebeliklerinde erken doğum riski, düşük doğum ağırlığı, sezaryen riski, doğal yolla oluşan gebeliklere oranla daha yüksektir.

TÜP BEBEK TEDAVİSİ İLE ELDE EDİLEN GEBELİKLERDE ANORMAL BEBEK OLUŞMA RİSKİ VAR MIDIR?

Tüp bebek yöntemiyle her yıl yaklaşık 400 bin bebek dünyaya gelmektedir. Bugüne kadar toplam 6 milyon civarında çocuk bu yöntemle dünyaya gelmiştir. Bunların yaklaşık 1.5 milyonun üzerinde yapılan araştırmada fiziksel ve zihinsel gelişim açısından, doğal yolla oluşan gebeliklerin neticesinde dünyaya gelen çocuklarla kıyalandığında sadece binde 1.3’lük bir risk artışı bulunmuştur. Bu da istatistiksel olarak bir anlam teşkil etmemektedir.

TÜP BEBEK UYGULAMASINDA KARŞILAŞILABİLECEK SORUNLAR NELERDİR?

Tedavinin iptal edilmesi: Hastaların tedaviye beklenen yanıtı vermemesi, yeterli sayıda yumurta oluşmaması yada OHSS’ye neden olabilecek aşırı sayıda yumurta oluşması durumunda olur.

Yumurta bulunamaması: Bazen yumurtalıkla ilgili nedenlerden, bazen de ultrason ve kan testlerinin normal olmasına karşın follikülden yumurta çıkmaması (Boş follikül sendromu) sonucu oluşur. Boş follikül sendromu tüm tedavilerin %2-7’sinde görülür. Tekrarlama olasılığı %20 civarındadır.

Sperm bulunamaması: Semende sperm olmayan hastalarda cerrahi yöntemlerle sperm elde edilir. Bu hastaların bir kısmında sperm bulunamaz ve tedavi iptal edilmek zorunda kalınır.

Döllenmenin olmaması: Yumurta toplama işlemi uygulanan kadınların %5’inde görülür. Çoğunlukla sperm yada yumurta ile ilgili anormalliklerden kaynaklanır

Zor Transfer: Kadının rahim ve rahim ağzındaki anatomik problemler nedeniyle embriyo transferi zor veya imkansız olabilir. Bu gibi durumlarda gebelik şansı düşer.

Dış gebelik olasılığı: Tüp bebekle gebe kalanlarda dış gebelik ihtimali %1–3 arasındadır.

TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE BAŞARIYI ARTIRAN UYGULAMALAR

IVM (In Vitro Maturasyon) Laboratuvarda Olgunlaştırma

IVM’de kısa süreli yumurtalıkları uyaran ilacı uygulanarak veya hiç ilaç kullanılmadan yumurtalıklarda bulunan henüz küçük olgunlaşmamış yumurtalar toplanarak laboratuvar ortamında olgunlaşması beklenir. Uygun gelişim evresine ulaştığında döllenerek, rahim içine transfer edilir. IVM halen dünyada az sayıda merkezde uygulanmaktadır. Özellikle polikistik over sendromlu hastalarda veya yumurta olgunlaşmasında problem yaşanan hastalarda uygulanır. Ancak gebelik oranları standart tüp bebek tedavisine daha düşüktür. En iyi merkezlerde bile gebelik oranları % 15-20’dir.

IMSI (Yüksek Mikroskobik Büyütmeyle Seçilmiş Sperm Mikroenjeksiyonu)

IMSI işleminde yüksek büyütmeli objektif ve özel optik sistemler içeren mikroskoplar kullanılarak spermler morfolojik olarak daha net incelenir. Böylece spermin başı içerisindeki anormallikler tespit edilerek seçim yapmak mümkün olmaktadır. Fakat IMSI spermi sadece morfolojik olarak değerlendirir, döllenme, embriyo gelişimi ve gebelik için çok önemli olan genetik anomalilerinin tanımlanmasına imkan vermemektedir. Bu nedenle kullanım alanı sınırlıdır. Morfolojik değerlendirme özel boyama teknikleriyle de yapılabilmektedir, ama bu spermler boyama sonrası canlı kalamadıklarından mikroenjeksiyon için kullanılamamaktadır.

Embriyo kabuğunun inceltilmesi (assisted hatching)

Embriyonun zarı kalınsa rahme tutunması ve kabuğunu yararak gelişmesi zor olabilir. Böyle durumlarda “zona” dediğimiz kabuğun inceltilmesi gerekir. Bunun için genellikle embriyo transferi yapılacağı günün sabahı transfer edilecek olan embriyoların zarı embriyolog tarafından lazer veya bazı özel ilaçlar kullanılarak inceltilir. Bu işlem embriyoların rahim içine kolay yapışmasını ve gelişmesini sağlar. Bu uygulama zarın kalın olduğu durumlarda, 38 yaş üstündeki hastalarda, dondurulmuş embriyo transferinde ve tekrarlayan başarısızlığı olan hastalarda kullanılmaktadır.

Yapay Rahim ( Ko-Kültür)

Laboratuvar ortamında embriyolar özel bir besleyici sıvı içerisinde büyütülür. Ancak bazen bu sıvı embriyonun gelişmesi için yeterli olmaz. Bu durumda, anne adayının rahminden bebeğin gelişme aşamasına uygun zamanda parça alınarak, bundan elde edilen hücreler geliştirilir. Bu hücreler döllenmiş yumurtaların içinde büyütülmesi için kullanılır. Yapay rahim adı da verilen uygulama bazı durumlarda başarıyı artırsa bile, çoğu hastada iyi sonuç verdiği konusunda yeterli bilimsel çalışma bulunmamaktadır. Embriyo geliştirme sıvılarının ileri teknoloji ürünü olması nedeniyle artık bu yöntem az sayıda merkezde uygulanmaktadır.

Embriyo yapıştırıcı

Embriyo yapıştırıcı, transfer sırasında kullanılan, içerisinde bulunan hyaluronan adlı maddenin etkisi ile embriyonun rahim içerisinde tutunma şansının arttığı düşünülen bir ajandır. Ancak başarısı konusunda yeterli çalışma yoktur.

Preimplantasyon genetik tanı (PGT / PGD)

PGT yöntemi, laboratuvar ortamında geliştirilen embriyolar üzerinde genetik inceleme yapılmasıdır. Bu yöntem seçilmiş olan sağlıklı embriyoların anne adayının rahimine yerleştirilmesine olanak sağlar. Tüp bebek programına alınan her çiftte embriyoların genetik olarak incelenmesine gerek yoktur. PGT, ailesinde veya kendisinde genetik hastalık taşıyıcılığı olan çiftlerde, daha önce genetik bir hastalığı olan çocuk veya çocuklara sahip olanlarda, ileri yaştaki tüp bebek hastalarında, tekrarlayan erken gebelik kayıpları-düşükleri olanlarda, bir çok kez tüp bebek yapılmasına rağmen gebelik elde edilememiş çiftlerde, şiddetli erkek kısırlığı ile birlikte görülen kromozom bozuklukları veya genetik hastalıklarda, organ ve doku nakli gereken durumlarda HLA genotyping (doku tiplemesi) yapılması amacı ile kullanılabilir.

PGT Embriyo için zararlı mıdır?

Biyopsi işlemi embriyonun 7 veya daha fazla hücre (blastomer) içerdiği dönemde uygun teknik şartlarda ve tecrübeli kişiler tarafından yapıldığı zaman embriyonun ileri gelişimine zarar vermemektedir. Bazı durumlarda embriyodan değilde genetik yapısı embriyoya benzeyen kutup cisimciğinden biyopsi yapılır. Nadiren biyopsi işlemine bağlı embriyonun gelişimi durmakta, bu da embriyo sayısının az olduğu durumlarda bazen transfer için elde embriyo kalmamasına neden olabilmektedir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Nermin Köşüş Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Üreme Endokrinolojisi Ve İnfertilite Doç. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)

Yazar

Nermin Köşüş

Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Üreme Endokrinolojisi Ve İnfertilite Doç. Dr.

Randevu al