UÇUŞ FOBİSİ İLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI

Yazar Ezgi Didem AyaltıPsikolog • 14 Kasım 2016 • Yorumlar:

Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen, sizi daha uçağa binmeden hatta uçağa binme düşüncesi geldiğinde dahi kaygıya sevk eden bu fobi ile baş etmek aslında düşündüğünüz kadar zor değil.

İşte size Uçuş Fobisi ile ilgili bir kaç küçük bilgi ve yararlı ipuçları;

Korku ve kaygı, insanın varlığını sürdürebilmesi için gerekli ve işlevsel duygulardır. Eğer bu duygular hiç olmasaydı, karşıdan hızla gelen bir araba karşısında, muhtemelen kılımızı bile kıpırdatmadan yolumuzda ilerleyecektik. Korku ve kaygının normal bir seyirde devam etmesi bizim hayatta kalmamız için önemliyken, aşırı olması hayatımızı zorlaştırır. Tıpkı uçuştan korkan kişiler gibi. Özellikle işi gereği sık seyahat etmesi gereken çalışanlar ya da uçağa binemediği için otobüs kullanmayı tercih edip saatlerce yol çeken insanların hayat kalitelerini azalttığı bir gerçektir. Uçuş korkusu ilk başta hafif bir kaygı ile başlarken, daha sonra kalp çarpıntısı, terleme, nefes darlığı, boğulma hissi, uyuşma, karıncalanma, mide bulantısı gibi pek çok semptom yaşamanıza neden olur.

Uçuş fobisi, genetik olarak pek çok etkene de bağlı olmakla birlikte özetle titiz, mükemmelliyetçi, kontrolcü kişilerde ve genellikle 20 ile 40 yaş arasında sık olarak rastlanır. Fobiyi tetikleyen en büyük etken, uçak kazalarının medyada uzun süre yer bulmasıdır. Günde yüzlerce trafik kazası olurken, çok nadir gerçekleşen “Uçak düştü, Uçak kaçırıldı vs.” haberleri ve bu haberlere medyada çok geniş yer verilmesi, uçağın “daha güvensiz” bir ulaşım aracı olduğuna dair inancı arttırmış olur.

İşte uçuş fobisi ile başa çıkmanın yolları:

Öncelikle bilmelisiniz ki, uçak ile seyahat etmek, diğer taşıtlara göre en güvenli yollardan biridir. Özetlemek gerekirse; uçakla ölme riski 4.5 milyonda bir, yolda yürürken ölme riski 2.5 milyonda bir, trenle yolculukta ölme riski 80 binde bir ve araba- otobüsle yolculukta ölme riski 14 binde bir olarak hesaplanmıştır. İstatistiksel olarak da en güvenli yolculuğun uçak ile olduğu görülmüştür.

Bilet alırken uçağınızı ve koltuğunuzu seçme şansınız olduğundan uçuş fobisi olanın kesinlikle büyük uçakları ve çift koridorlu uçakları tercih etmesi gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Dar alanlar, sizde boğulmuşluk hissi yaratacağı için koridor kenarı koltuklar, ön koltuklar ya da çıkış kapısına yakın koltuklar sizi iyi hissettirecektir.

Uçuş fobisi olan kişi uçuş saatinden önce havaalanına gidip kalkan uçakları inceleyebilir. Uçakların nasıl hareket ettiğini, nasıl kalktığını ve bunun nasıl rutin bir şekilde gerçekleştiğini gördükçe rahatlayabilirsiniz. Gözlemleriniz bittikten sonra uçağın içinde olduğunuzu hayal edip derin ve düzenli nefes alıp vererek rahatladığınızı hissedebilirsiniz.

Uçuştan önce erken kalkmak, uçakta sizin uyumanıza daha çok imkan sağlar ve uçakta geçireceğiniz sürenin daha da kısalmasına yardımcı olur.

Uçuş fobisi olan kişi her türlü sese aşırı derecede duyarlıdır. Uçaktan normal olarak gelen ses, sizde “acaba bir sorun mu var, bu ses neden geliyor” şeklinde yorumlamanıza yol açar. En iyisi sesleri dinlememek. Kulaklığınızı takın ve en sevdiğiniz şarkılara odaklanın.

Türbülans her fobik kişinin kabusudur. Unutmayın ki, uçaklar hava boşluğunda asla düşmezler ve türbülans sırasında size kemerinizi takmanız istendiğinde bunun nedeni “tehlikeli bir durum” olduğundan değil, yanınızdaki kişinin üzerine devrilmemeniz içindir.

Odak noktanızı değiştirin. Eğer odağınız kendiniz, bedeniniz, kalp atışlarınız, nefesiniz ya da uçağın nasıl kalktığı, uçaktaki sesler olursa emin olun yaşadığınız panik daha da artacaktır. Kitap-
dergi okumak, film izlemek, oyun oynamak gibi aktivitelere odaklanmak sizi daha rahat hissettirir ve zamanın çabucak akmasına yardımcı olur.

Bütün bunlara rağmen hala uçuş fobisi yaşıyor ya da uçakta panik atak geçireceğinizden korkuyorsanız derhal bu işle daha önce çalışmış bir uzmana başvurun. Davranışçı terapi teknikleriyle çalışan bir uzman, bir kaç seansta fobinizi yenmenizde etkili olacaktır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)