YEME BOZUKLUĞU VE YİYEREK RAHATLAMA

Yazar Derya MüftüoğluPsikolog • 25 Kasım 2016 • Yorumlar:

Kilo problemi olan hastalarımızın nedenleri incelendiğinde, çoğunluğunda alınmış aşırı kilo yüklerinin kaynağı organik temelli nedenler (metabolizmanın yavaşlamış olması , haşimato hastalığı sonrası gelişen hipotiroidi, insülin direnci gelişmesi , genetik yatkınlıklar ve metabolik hastalıklar )den çok  psikolojik nedenlerle aşırı gıda tüketimiyle karşılaşmaktayız. Organik nedenli kilo fazlalıklarını konunun dışında bıraktığımız da özellikle kadın hasta grubunda daha fazla karşımıza çıkan , erkek hastalarda nispeten daha az oranda gördüğümüz psikolojik kaynaklı  aşırı yeme davranışı söz konusudur.Burada kişinin ihtiyacının çok üzerinde yemek tüketmesinden söz edilmektedir. 
       ‘Davranışa vurma’ diye nitelendirilen,kişinin hemen her kendini kötü hissettiğinde yemeye sarılması biçiminde ki  ‘Yeme Eyleminin’ gerçekleştirdiğini görüyoruz.
Kişiler mutsuzken, kırgınken , öfke krizlerinde ,ayrılıklar , dargınlıklar yaşadıklarında kendilerini nasıl teselli edeceklerini bilemeyip, çareyi yemekte buluyor . Eyleme vurma tarzında ki bu yemeler  zaman içerisin de , sürekli tekrarlandığı için  ve  bu  yeme ile geçen kriz süreçlerinin sıklığından, gece kalkıp yemelerden dolayı , kısa zamanda kişiler  anormal kilolara  ulaşıyorlar.
        Ardından da acı diyet reçetelerine sarılıyorlar , bazı kişiler ise bunu da yapamayıp kilo üzerine kilo ekleyerek her yıl  daha fazla kilo alarak  yaşamını sürdürmeye çalışıyor.Yine bazı kişilerin yeme konusundaki bu tarz ‘’ Yeme Davranışı Bozukluklarının ‘’ psikolojik hastalıklar arasında önemli bir yeri olduğu biliniyor.
  Moral bozukluğu , kendini kötü hissetme , yoğun yalnızlık ve değersizlik duygusu ,boşluk hissi ve kendini nasıl sakinleştireceğini  bilememe gibi anksiyetenin yoğun yaşandığı durumlarda içine düştükleri duygusal boşluğu doldurmak ve kendinlerini teselli etme yolu olarak buz dolabının başına kamp kurup gidip gelip aşırı derecede patlayıncaya kadar ve de tıkınırcasına yemek, yemek ve yemek ve yemek… 
Hat da öyle ki gözü başka bir şey görmeksizin  çılgınlar gibi yemek , özellikle endorfin kaynağı olarak bilinen çikolata ve türevlerine sıkıca sarılmak, kremalı pastalar ,börekler ,çörekler gibi ülkemizde çok sevilen bol şekerli / karbohidratlı besinleri yiyerek rahatlama eğilimi içine girmekten söz edilmektedir.

        Gece kalkıp yemelerin sürekli mevcut olduğu , tüm hırs ve öfkenin yiyeceklerden çıkarıldığı, kişinin yemek yiyerek rahatlamayı , iyi hissetmeyi adet haline getirdiği , öfkesini eritmeyi bu yolla sağladığı gerçektir.Kişi  ne yazık ki dışarı yansıtamadığı duygularını , söyleyemediği içinde kalmış sözlerini ancak bu duyguları  yiyerek, içinde tutabildiği bir durumdan söz edilir.
      Burada kişiler saldırır tarzda  yiyerek , sorunlarını ve kendini üzen şeyleri de yok edip ,adeta problemlerini  çözüyormuş gibi hissetmek , sıkıntısını gidermeye çalışmaktır yaptığı..Sonuçta günler aylar ve hat da yıllar boyunca bu şekilde davranmanın bedeli ciddi bir obezite sorunu olarak kişinin karşısında durmaktadır.Mevcut da başa çıkamadığı yaşam sorunlarına , belki de hepsinden daha vahim ve zorlu bir sorun daha eklenmiştir. Buna benzer bir yeme davranışını, çoğu kişi bu derece değilse de daha az oranda kendi hayatlarının zorlayıcı ve stresli bazı dönemlerinde kısa süreli deneyimlediklerini söyleyebilirler, bu normal sınırlar içerisinde  sınırlandırılsa da patolojik yeme davranışı aynıdır.
    Bu tür bir yeme patolojisi dışında ,  ‘Patolojik  Davranışa Vurmanın’ başka  hallerinden bir veya bir kaçını da  bazen birlik de  de görebiliriz bu kişiler de.. kişilik problemleri vardır ve kişiyi fena halde bunaltmak da ve köşeye sıkışmış hissettirmektedir. Kişi kötü ve mutsuz dönemlerinde çılgınca örneğin aşırı alış verişe vurma ,bol alkol hat da uyuşturucu kullanma , karşı cinsle tutarsız ,ani cinsel ilişkiye girme , çok hızlı araba kullanma, çok aşırı ve  kendine zarar verecek derecede aşırı ve sürekli egzersize yönelme gibi  davranışa vurma biçimlerini de benimseyebileceği unutulmamalıdır.
Yaşamındaki boşluğu doldurup , dönüp kendi içine bakmaya ve kendine tahammül  etmeye dayanamayan kişinin ,  o anda  kendisine en iyi geleceğini hissettiği davranışa gitmesi neredeyse kaçınılmazdır.
Aşırıya kaçarak,  davranışa- eyleme vurma ,boşluk hissini önlemek için yapmaktadır..
Bu tür davranışa vurmalar arasında kişiyi en fazla zor durumda bırakanların başında şüphesiz aşırı yemek gelmektedir.Sonuçta giderek artan ve her yıl üzerine yenileri eklenen kilolar genç yaşta ki hastalarımızın sosyal yaşamını ,ilişkilerini olumsuz etkileyerek psikolojilerini daha da  bozmakta ve ayrıca bir  mutsuzluk hat da giderek depresyon sebebi olabilmektedir. Bu davranış şekliyle yıllarını geçirmiş hayatı boyunca elinde diyet listeleriyle yaşamış, neredeyse tüm hayatım diyet yaparak geçti diyen kişilerin sayısı hiç de az değildir.
    Yalnızca yemekle kalmayıp ,bir yandan da her gün çok sayıda sigara içerek hat da neredeyse sigarayı yiyerek yaşamak zorunda olmak sık rastlanan bir durum. ORAL BAĞIMLILIK  olarak ifade edilen durum aşırı yemek yiyen kişinin aşırı sigara içmesini de içermektedir.

Bir çok kişi kilo almaktan korktukları için sigarayı bırakamadıklarını söylerken, aslında bir çeşit aklileştirmeye gitmektedirler. Sigaranın  yemek yemeyi önleme  açısından sanıldığı gibi kurtarıcı olmadığı açıktır. oral bağımlılıklar dediğimiz aşırı yeme, sigara- tütün içme gibi bağımlılıklardan erken yaşlarda kurtulmak , sağlıklı ve ihtiyacı kadar yiyerek mutlu yaşamak , hayatınızda değiştiremediğiniz , tahammül etmek de zorlandığınız sorunlara kendinize zarar vererek dayanmaya çalışmak yerine  sorunlarınızı çözmeyi denemelisiniz.
Kişilik bozukluğu, oral bağımlılık  getiren kişilik gelişim dönemlerine saplanıp kalmış kişilerin  psikoterapi yardımı  alması, bedeninine daha iyi davranıp, kendini sevmeyi öğrenmesi ,kişinin kendisi  için yapabileceğiniz en iyi şey olacaktır.

   Önemle dikkat çekilmesi gereken husus, kişileri yemeğe teşvik eden psikolojik  alt yapılarının incelenerek, çözüme yönelik destekleyici veya dinamik terapi yaklaşımları ile  ‘’Yeme Bozukluklarının’ çözümlenmeye çalışılması gerekmektedir.
Kişilerin  sorunlarından yiyerek kaçmaya çalışan, yanı sıra çoğu kez sigara da  içerek ,şiddetle oral bağımlılık göstermelerinin  temelinde yatan psikolojik  sorunlara eğilmek yararlı olacaktır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Derya Müftüoğlu Psikoloji, Aile Danışmanlığı Kl. Psk. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)