Yemekten Sonra Diyet Yapsam

Yazar İzzet ÖzerPsikolog • 28 Ağustos 2018 • Yorumlar:

Merhabalar. Yeme davranışı bir ihtiyaç mı tercih mi yoksa bağımlılık mı? Bu soruların cevaplarını arayarak başlamak istiyorum. Diyet yapmakta zorlanan danışanlarımdan duyduğum ilginç cümleleri paylaşmak istiyorum. “Tam diyete başlıyorum, acayip acıkıyorum. Canım sıkılınca acıkıyorum. Moralim bozulunca midem kazınıyor, Stresliysem yerim. Mutlu olduğumda iştahım açılıyor. Karnımı doyurunca diyet yapsam olur mu? Mutfakta beni çeken bir şey var. Özellikle de geceleri.

Biyolojik ihtiyaçlarımızın en öncelikli olanı beslenmedir. Peki yeme davranışı sadece karın doyurmak mıdır? Başka bir ihtiyacımızı da karşılıyor mu? Evet. Acıkmak, karnımızı doyurmak görsel zevkten başlar damak ve dilde devam eder, midenin dolgunluğunun ve kanımızın ideal değerlere ulaşmasına kadar devam eder. Bütün bu süreçlerde hem ihtiyaç var hem tercih var hem de bağımlılık var. İhtiyaç biyolojik bir süreçtir, doğaldır. Tercihler ve bağımlılık ise çoğu zaman doğal ve sağlıklı çizgiden sapmamıza neden olur. Örneğin Pazar kahvaltısı diye bir tören vardır kültürümüzde. Her şeyden iki üç çeşit olur mükellef sofralarda ve doyduktan sonra yemeye devam ederiz. Siz hiç obez olmuş bir aslan, zürafa gördünüz mü? Göremezsiniz. Çünkü diğer canlılar sadece ihtiyacı olan miktarı yiyor içgüdüsel olarak. Peki insanoğlu doyduktan sonra neden yemeye devam eder. Diyecekseniz ki gözü doymuyor. İşte bu kısmı psikolojik açlık. O asla doymaz. Mesele mide değil zihindir çünkü. Yedikçe kendini rahatlatır kaygıları hafifler kendini güven de hissettirir. Bi taraftan da kilo aldığı için rahatsızdır. Sonra İradesini kullanarak yemeyi kendine yasaklar. Yasaklayınca o içindeki doymayan psikolojik açlık onu sürekli ve daha çok dürter ve bir gün pes eder ve eskisine göre daha çok yiyerek kilo alır. Peki Diyeti bozanlar iradesi zayıf insanlar mıdır. Kesinlikle hayır. Onların iradeleri tam tersine çoğu insandan daha güçlüdür. Başka konularda neleri başardıklarını izleyin. Peki bu başarısızlık irade zayıflığından değilse neden kaynaklanıyor. İrade çatışması. Zihinlerinde asla bitmeyen irade çatışması. Şöyle düşünelim. Hani küçükken iki grup olup halat çekme yarışı oynardık. Hangi taraf daha çok çekerse o kazanırdı. İşte bu halat çekme düzeneğinin bir benzeri de zihnimizde kuruluyor. Bir taraf ye diye çekiştiriyor, diğer taraf yeme. İkisi arasında kalan insan yerken de rahat değil yemezkende.Çünkü Diğer taraf çekiştirmeye devam ediyor. Hiç rahat bırakmıyor. Ne kadar irade gücü ile dayanmaya çabalasak da mutlaka bir gün pes ederiz. Çünkü karşı tarafta azalmayan bir çekiştirme var. Kazanamadığınız bir yarışma yıllar sürerse pes etme eğilimimiz artar

İRADE ÇATIŞMASI

YE

Zevkli

Güçlü hissettirir

Stresin azalır

Mutlu olursun

YEME

Sağlığın bozulur

Fit ve güzel olmazsın

Özgüvenin azalır

Mutsuz olursun

Peki bu durumda ne yapmak lazımdır? Yememeye çalışırsak çatışma yaşarız. Bu irade çatışmasını sonlandırmanın yolu YE diyen tarafın çekiştirmesini durdurmaktır. Gerçekten fazla yemeye ihtiyacımız var mı. Yok. Gerçekten fazla yemek mutlu eder mi? Hayır. Gerçekten çok yemek yemek strese iyi gelirmi sorunlarımızı çözmemize yardım eder mi. Hayır. İşte böyle bize yemeyi emreden tarafı yok etmeliyiz. Tabiki rasyonel ispatlar sunarak zihinimizi ikna etmeliyiz. Yanlış inançları yok ederek yerine sağlıklı ve gerçekçi bilgiler koymalıyız. Bunu yaptıkça da zaten otomatik olarak ihtiyacımız kadar yeriz. Nerden biliriz ihtiyacımız olan miktarı. Tabiki bu bizim genetik kodlarımzıda hazır. Bunu sağladığımızda ne halat kalır ne çatışma ne de çekiştirme. Kolaylıklar dilerim. Hoşçakalın

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)