Yeşil Çayla Gelen Sağlık

Yazar Yasemin PolatDiyetisyen • 19 Nisan 2019 • Yorumlar:

Çay, Asya kökenli küçük bir ağaç olan ‘camellia sinensis’ bitkisinin yeşil yapraklarından elde ediliyor. Bugün severek içtiğimiz siyah, yeşil ve beyaz çaylar aslında hep aynı bitkinin yapraklarıdır. Sadece yaprakların bize ulaşma şekli farklıdır. Yeşil çay, siyah çayın fermente edilmemiş halidir. Aslında ikisinin de ham maddesi aynıdır. Fakat fark fabrikasyon işlemlerinde ortaya çıkıyor.

Siyah çayda; fermentasyon işlemiyle, istenilen renk, burukluk, parlaklık, koku ve aromanın oluşması sağlanır, aynı zamanda 21-32 derece arasında oksidasyona uğratılması sebebiyle, antioksidant özelliğe sahip, metabolizmayı hızlandırıcı etkisi bulunan epigallokateşin gallat(EGCG) ve diğer birçok faydalı aktif bileşenlerin etkisi de azalmaktadır.

Yeşil çayda, oksidasyon sürecine giren enzimler ısı yoluyla aktivitesini yitiriyor ve böylece kuruma sürecinde yapraklar yeşil kalıyor. Beyaz çayda isesa çay yaprakları ısıya tâbi tutulmadan evvel kısmen oksidasyona bırakılıyor.Dolayısıyla yeşil ve beyaz çayın antioksidan içeriği siyah çaydan daha fazladır, yani daha faydalıdır.

Ne Kadar Tüketmeliyiz ?

The American Journal of Clinical Nutritiondergisinde Sağlıklı İçecek Kılavuzu adında yayınlanan bilimsel makalede beslenme planınızda günün her vaktinde beş-altı fincana kadar şekersiz olmak şartı ile siyah, yeşil ya da bitkisel çay içebileceğiniz belirtiliyor. Tercih edeceğiniz kuru veya taze yaprak çayın bardakta üç-beş dakika demlenmesi, yüksek düzeyde antioksidanın suya geçmesi için dikkat edilmesi gereken önemli bir kuraldır.

  • Siyah çayınızı mümkün olduğunca açık ve içine limon dilimi ekleyerek için. Böylece çayda bulunan ‘tanen’ adlı bileşenin besinlerdeki demir mineralinin emilimini olumsuz etkilemesini de önlemiş olursunuz.

Çinliler Yeşil Çayı Çok Uzun Yıllar Önce Keşfetmiş ve İlaç Gibi Kullanmışlar!

  • Yapılan araştırmalar yeşil çay tüketiminin damar sertliği ve inflamasyonu (iltihaplanmayı) önleyici etki göstererek kalp ve damar sağlığını koruduğunu desteklemektedir.

  • Yeşil çay tüketmi kandaki iyi kolesterol (HDL) seviyesini arttırırken, toplam koleterol ve kötü kolesterol (LDL) seviyesini düşürmektdir.

  • Yeşil çay tüketiminin yüksek olduğu Japonya’da kanser görülme oranı son derece düşüktür. Araştırmacılar, kanser oranındaki bu düşüklükte yeşil çaydaki polifenollerin katkısı olduğunu rapor etmektedirler. Çalışmalar yeşil çayın; mesane, meme, over, kolon, özofagus, akciğer, mide, pankreas..kanserlerinin oluşmasını önleyici etki gösterdiği desteklemektedir.

  • Çalışmalar yeşil çayın tip 2 diyabette etkili olduğunu ve yağ metabolizmasına etki ederek obeziteyi önlemede rol oynadığını göstermektedir.

  • Çay içerdiği kafein sayesinde vücudun ısısını ve metabolik hızını artırır. Kateşinler sayesinde ise yağ dokusunun azalmasına yardımcı olur. 

  • 8 hafta boyunca yapılan bir çalışmada kişilere her gün 4 kupa yeşil çay içirilmiş ve önemli derecede kilo kaybettikleri gözlemlenmiştir.Yeşil çayın içinde bulunan ” epi-gallo-kateşin-3 gallat ” adı verilen ve kısaca EGCG olarak adlandırılan biyolojik öğenin yağ emilimini azaltarak obeziteyi engellediği çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir.

  • Yeşil çayın bu özelliği sizde “yeşil çayımı içtim yediklerime dikkat etmesem de olur” düşüncesine sebep olmamalıdır. Sadece yeşil çay tüketilerek değil, kişi kendine özel diyet ve egzersiz programının eşliğinde, zayıflamak için yeşil çayı öğünlerine - uzmanlar tarafından  önerilen  vakitlerde ve miktarda tüketmelidirler.  Aksi halde yeşil çayın zararları ile karşılaşmak da mümkündür.

  DİKKAT         

  • Yeşil çayın yoğun tüketimi içeriğindeki kafeinden dolayı uykusuzluk ve toksik etki yapabilir. Bu nedenden dolayı günlük olarak 3 kupa yeşil çay tüketimi ortalama 200-300 mg kateşin alımı sağlayacak bu da vücudumuz için yeterli olacaktır. Tercih edeceğiniz kuru veya taze yaprak çayın bardakta üç-beş dakika demlenmesi yüksek düzeyde antioksidanın suya geçmesi için dikkat edilmesi gereken önemli bir kuraldır.

Özellikle hamile ve emziren annelerde yeşil çay tüketimi önerilmemektedir. Anne karnındaki bebeğe geçen kafein düşüklere ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğumuna neden olabilir. Ayrıca kafein anneden bebeğe geçerek, bebeğin uyku düzenini olumsuz yönde etkiler.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)