Adet Ağrısı Egzersizle Geçer mi?

Yazar Selin ÖzcanFizyoterapist • 12 Nisan 2019 • Yorumlar:

Adet ağrısı, yani tıbbi ismiyledismenore, adet öncesi veya başlangıcında başlayıp adet dönemi bitene kadar devam edebilen ağrıdır.

Toplumlara göre değişiklik göstermekle beraber, ağrılı adet dönemi geçiren kadınların oranı %20 ile %90 arası bir sıklıkta bulunuyor. Günümüzde birçok kadının ergenlikten itibaren karşılaştığı bir durum.

Bu durumu etkileyen faktörler:

  • Endometriozis, adenomyozis gibi patolojik bazı sebepler,
  • Menstrüel döngü sırasındaki hormonal değişikliklerin etkisi,
  • Beslenme, hareketsiz bir yaşam, psikolojik faktörler ve stres,
  • Leğen kemiği çevresindeki kas, bağ, fasya (kasın dış yüzeyini saran zar yapı) ve sinir kaynaklı etkilerdir.

Ortalama 28-35 günlük bir döngünün ilk yarısında ovülasyon (yumurtlama) için östrojen seviyesi artış gösterir. Ovülasyon gerçekleştikten sonra yumurtanın döllenmesine ve tutunmasına hazırlık için progesteron seviyesi artış gösterir. Östrojen veya progesteron seviyesinin normalden farklı değişimi dismenorenin hormonal sebebidir. Çünkü rahim, kaslardan oluşur ve kasılıp gevşer; hormon seviyelerindeki değişim, rahmin daha kuvvetli kasılmasına ve ağrı hassasiyetinin artmasına neden olabilir.

Dismenore primer (birincil) ve sekonder (ikincil) olmak üzere 2 tiptir. Genelde ilk adet gördükten kısa bir süre sonra başlayan ve kanamanın ilk 3 günü devam edip yaşla beraber azalma gösteren, herhangi bir patolojiye bağlı olmadan görülen grup primerdir. Sekonder dismenore ilk adetten sonra herhangi bir yaşta başlayabilir; kanama öncesi, kanamanın tamamı ve kanama sonrası devam eden ağrı şiddeti artış gösterebilen ve genelde bir patolojiyle ilişkili olan gruptur. Bu kişilerde altta yatan sebep sıklıkla endometriozistir.

Kronik adet ağrısıyla birlikte düzensiz adet döngüsü, aşırı kanama, ishal, bulantı, kusma, baş ağrısı, bel ağrısı, bacaklara yayılan ağrı, yorgunluk ve iyi hissetmeme hali görülebilir.

Adet dönemi ağrısında öncelikli olan önemli nokta, fizyoterapist gözüyle ağrıya sebep olabilecek ve etki edebilecek sebepleri bulmaktır. Kişinin detaylı öyküsünü alıp iskelet-kas-duyu-bağ doku ve hareket açısından değerlendirmesi bizler için oldukça kıymetlidir ve anahtar noktaları işaret eder. Bununla birlikte ağrı uzun yıllar devam ettiğinde kişinin ağrı hassasiyeti artacağından, mümkün olan en erken dönemde çalışmaya başlayıp yol almak isteriz.

Peki adet ağrısı egzersizle geçer mi?

Fizyoterapistiniz tarafından planlanmış egzersiz ve yaşam biçimi değişimi programıyla daha ilk adet döngüsünden itibaren sonuç almaya başlarsınız ve etkisini artarak görmeye devam edersiniz. Kronik adet ağrısı yaşayan kişilerde genellikle aşırı aktif dediğimiz, pelvik tabanın fazlaca yük taşıdığı durum görülür. Böyle bir durumda onu daha da yoracak güçlendirme egzersizleri yerine öncelikle pelvik tabanı gevşeten egzersizler ve solunum üzerinde durulur. Aerobik (kalp atım hızı ve oksijenlenmenin arttığı) egzersizlerin primer dismenore ve fazla kanamayı önleyici olduğu yapılan araştırmalarda gösterilmiştir. Ancak her aerobik egzersizi bu dönemde egzersiz planı içerisine dahil etmiyoruz. Örneğin bisiklete binmek; hem pozisyon olarak hem de pelvik tabanın karşılaştığı bası açısından bu durumda tavsiye ettiğimiz bir egzersiz türü değildir. Genel olarak yoğun güçlendirme egzersizlerini ve direnç çalışmalarını kasları daha yorgun ve spazmik yapabileceği gerekçesiyle tavsiye etmiyoruz. Fizyoterapide kullandığımız pelvik tabana yönelik özel tedavi edici egzersizlerle birlikte bahsettiğimiz ilk döngüden itibaren rahatlamayı farkedebilirsiniz.

Egzersizle birlikte ek olarak yorgunluk ve motivasyon düşüklüğünün yerini, derinden hissedeceğiniz bir enerji ve tazelenme halinin aldığını görebilirsiniz.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Selin Özcan Fizyoterapi Ve Rehabilitasyon Fzt.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)