AİLE VE ERGEN

Yazar Emel AyPsikolog • 8 Aralık 2016 • Yorumlar:

 

Aile tüm insanların hayatında önemli olan bir kurumdur. Varlığın devamı insanın içine doğduğu ya

da büyüdüğü aile ile şekillenir. İnsan toplulukları açısından aile sürekliliği olan ancak,

gerçekleştirdiği değişimlerle de kendini geleceğe taşıyan, güncelleyen bir kurumdur.

Bilinen en yaygın tanımıyla aile, biyolojik ilişkiler sonucu türünün devamını sağlayan, paylaşımın,

toplumsallaşmanın olduğu, karşılıklı ilişkilerin kurallara bağlandığı, toplumsal değerlerin sonraki

kuşaklara aktarıldığı biyolojik, psikolojik, sosyo-ekonomik ve hukuki yapısı olan bir gruptur. Aile

tanımları genellikle kanbağı üzerinden yapılmış olsa da, bireylerin evlat edinme yoluyla da ana-
baba ve çocuklardan oluşturdukları aileleri de aynı kapsamda değerlendirmek yarar sağlar

Bu nitelikleriyle aile; sevgi, mutluluk, bağlanma, ait olma ve paylaşma gibi duyguların yaşandığı,

yaşanan bu duyguların oluşturduğu sıcaklıktan beslenen ve devam etmesini mümkün kılan bir

bütündür. Çocuk, içine doğduğu ailede ihtiyaçlarının karşılanması sonucunda varlığını devam

ettirebilmeyi başarır. Bu ihtiyaçların başında, korunma, sosyalleşme, biyolojik ihtiyaçlar, duygusal

destek, eğitim, din ve ekonomik destek gibi unsurların karşılanması gelir. Bu güvenlik unsurlarıyla

büyüyen çocuk yaşam içindeki duruşunu da bütün bu önemli noktalarla ortaya koyar. İnsan

hayatında, çocukluk döneminin ilk beş yılı büyük önem taşır. Yetişkin dönemde kullanacağı

kişilik örüntüleri işte bu yıllarda oluşan temellerle şekillenir. Elbette, yaşamdaki her noktayı kontrol

edebilmek mümkün değildir. Ancak, kontrol dışı gelişen olumsuzlukların en az hasarla

atlatılabilmesini sağlayabilmek becerilerinin var olması, kullanılabilmelerini sağlayabilmek önemli

bir noktadır.

Ergenlik dönemi ise çocukluğun ikinci önemli dönemdir. Bu dönem, çocukluk aşamasında

meydana gelmiş olumsuzlukların giderilerek yerine yeni olumlu özelliklerin geliştirilebileceği

yeniden yapılanma ve telafi dönemidir. Bu süreç ailelerin çocuklarıyla iletişimlerinde zorlandıkları

fırtınalı bir evredir. Hızlı büyüme temposunda olan ergenin kendisi dahi bu hıza uyum sağlamakta

zorlanır. Değişim sık sık, ani, beklenmedik yer ve zamanda ortaya çıkabilir. Ergen bu

değişimlerde çoğunlukla kendisine uyum sağlanmasını bekler. Ancak bugün ihtiyacı olan durum,

yarın farklı bir ihtiyaca dönüşmüş de olabilir. Saç modeli her gün değişir, ayna karşısında geçen

süre uzar, kendini bazen en güzel-en yakışıklı görürken bazen de en çirkin olarak algılayabilir. Bu

dönemde bireyin kurallarla arası hiç de iyi değildir. Kendi kural koyucu olmak ister. Var olan

kurallara karşı çıkar. Her şeyin en doğrusunu bildigini ve en doğru kararları verebildigini düşünür.

Bu dönemde kendi cinsel kimliğini belirginleştirirken, karşı cinsi fark ederek daha fazla ilgilenme

eğilimi başlar. Bunların yani sıra, akran ilişkilerinde sorunların yaşandığı yoğun bir dönem kendini

hissettirir.

Tam da bu dönem ergen ve aile çatışmalarının yaşandığı bir durumu tanımlar. Aile daha önce

sözünden dışarı çıkmayan, uyumlu, munis, dersini çalışan, kurallara uyan çocuğunu kaybettiğini

düşünerek korkar ve paniğe kapılır. Oysa aynı çocuk hep oradadır ve sadece ihtiyaçları

değişmiştir.

Aile bu dönemde çoğunlukla kendini çaresiz, yetersiz, ne yapacağını bilemez ve “Nasıl davranırsa

en doğrusu olur?” sorusunu cevabını arar. Oysa ergenin en temel ihtiyacı, varlığının kabul

edilmesidir. Ayrışma-bireyselleşme ihtiyacında olan ergen, onay almak, kabul görmek ister.

Ebeveyin bu zamanda dinleme becerisini kullanabildiği oranda ilişkilerde tutarlılık kendini gösterir.

Ergenle ilişkide, ergenin akranlarından örnek vermeden, yargılamadan, eleştirmeden kabul

edilmesi aile bağlarının güçlenmesinde ve ilişkilerin sağlıklın devam etmesinde rol oynar. Aile

yaşamında, her bireyin rollerinin belirgin olması, hiyerarşik yapıda anne-babanın ortak tutum

sergiliyor olması, dengenin ve uyumun oluşmasında önem taşır. Anne-baba ergenin yaşıyla

uyumlu kurallar belirleyerek ve bu kuralları zaman içinde ihtiyaçlara göre değiştirerek uyumlu ve

dengeli bir aile iletişiminin devamını sağlar. Ergen kurallara uymak istemez, onun için kurallar

gereksiz ve can sıkıcıdır. Ancak kurallar konusunda açık iletişimin olması, kurallara neden

gereksinim duyulduğunun paylaşılması ergen tutumlarının esnekleşmesini sağlar. Ergen bu

dönemde cesurdur, denemekten korkmaz.

Ebeveynin bilglendirici yaklaşımı bireyin özgüvenini geliştirmesine katkı sağlar. Ergenin küçük

hatalar yapmasına kontrollü olarak hoşgörü ile yaklaşılması, kendi doğrularını oluşturması

açısından önem taşır. Unutulmamalıdır ki, başkalarının deneyimleri ile kendi doğrularımızı

oluşturamayız. Bu dönemde acımasız eleştiriler ilişkilerin zarar görmesine sebep olurken, olumlu

yönlerin görülerek ödüllendirilmesi ebeveyn-ergen ilişkilerini güçlendirir; ergenin sağlıklı

gelişmesine katkı sağlar.

Ergen çocuğu olan aileler, sık sık geriye bakarak, çocuklarının birer birey olduğunu kabul ederek

empati kurmalarının kendi geçmiş duygularını anımsadıklarında, kuracakları köprüleri daha

sağlıklı ve sağlam inşa edecekleri unutulmamalıdır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)