Anne Sütü: İlk Aşı

Yazar Burcu KırmızıDiyetisyen • 19 Ağustos 2021 • Yorumlar:

Bireylerin gelişim süreçlerinde doğumdan adölesan döneme kadar içerisinde bulundukları yaş aralıkları; 0-1 yaş arası bebek, 1-6 yaş arası okul öncesi çağı, 6-12 yaş arası okul çağı, 12-18 yaş arası adölesan çağı olarak adlandırılmaktadır. Yeni doğan bir bebeğin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi için yeterli ve dengeli beslenmesi oldukça önemlidir. Bebeklik çağında büyümeyi ve gelişmeyi sağlayan en önemli besin anne sütüdür.

Bebeğin anne sütü ile beslenmesi, anne ve bebek arasında ruhsal bir yakınlığın olmasını sağladığı gibi, bebeğin ihtiyacı olan besin öğelerini karşılamaktadır. Anne sütü, bebeğin immün(bağışıklık) sistemini geliştirmekte ve korumaktadır. İlerleyen yaşlarda oluşabilecek Tip II Diyabet, Kalp-Damar hastalıkları gibi hastalıklara yakalanma riskini azaltmaktadır. Bebeğin duyusal ve bilişsel gelişimine yararı bulunmaktadır. Bebekler 6. aya kadar anne sütü yeterli geliyorsa yalnızca anne sütü ile beslenmelidir. Yeterli gelmemesi durumunda besleyici ve sindirimi kolay ek besinler verilmesinde sakınca bulunmamaktadır.

Bebeğin 2 yaşına kadar anne sütü ile beslenmesi gelişim grafiğini yukarı doğru taşımaktadır. Anne sütü salgılandığı döneme ve bileşimine göre kolostrum(ağız sütü), geçiş sütü ve olgun süt olarak adlandırılmaktadır. Kolostrum; doğumdan sonra ilk 5 gün salgılanan süttür. Yağ ve laktoz içeriği düşük olmakla birlikte, protein açısından oldukça zengindir. Bebeğin gastrointestinal(basit bir tabir ile sindirim) sistemini vücudun kendine ait olmayan yapılara karşı geliştirdiği maddeler (immunglobülinler) ile mukozal bir tabaka diğer bir söylem ile sümükdoku halinde kaplayarak bebeğin dış ortamdan gelecek hastalık yapıcı(patojen) mikroorganizmalardan korunmasını sağlar. Bebeğin ilk aşısı olarak kabul edilmektedir. Geçiş sütü (trasitional); Doğum sonrasında 7-14 gün arasında salgılanan süttür. Olgun süt(matür); On beşinci günden sonra salgılanmaktadır. Bileşimi anneden anneye değişmekle birlikte, emme ve emzirme süresine bağlı olarak da değişmektedir. Emzirme eyleminin başında karbonhidrattan zengin ön süt gelmekte, emzirme eyleminin sonunda yağdan zengin son süt gelmektedir. Son sütün gelebilmesi için bebeğin memeyi yaklaşık 10-30 dakika güçlü bir şekilde emmesi gerekmektedir. Aksi takdirde yağdan zengin son süte ulaşmak mümkün olmayabilir.

Büyüme bir yaşından sonra da devam etmektedir. 1-6 yaş arası okul öncesi çağı, çocukların yemek yeme alışkanlıklarını kazanması için önemli bir dönemdir. Bu yaş aralığındaki çocuklar aileden edinmiş olduğu yemek yeme alışkanlıkları ile ilerleyen dönemlerdeki beslenmenin temelini atmaktadır. Bu nedenle çocuğun yeterli ve dengeli beslenmesi konusunda eğitilmesi, alışkanlıkların edindirilmesi gereklidir. Ailenin, çocuğun beslenmesine ve yemek yemesine olan tutumu önem kazanmaktadır. Çocuğun az yemesinin eleştirilmesi, ailenin istediği kadar yemek yemesinin diretilmesi, başka çocuklar ile kıyaslanması yemek yeme alışkanlığının edinilmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Çocuğun gereksinimi belirlenmeli ve çocuk bu gereksinime göre beslenmelidir. Her birey gibi çocukların da metabolizma hızının farklı olduğu unutulmamalıdır. Bu durum göz önünde bulundurularak çocuk beslenmesinde büyüme durumu yol gösterici olmalıdır.

Zamanında ek besine başlanmamış çocuklarda, iki yaşından sonra beslenme güçlüğü problemleri ile karşılaşılmaktadır. Çocuklarda çiğneme hareketleri bir yaşından itibaren başlamakta ve posalı besinleri çiğneme okul çağına doğru daha da gelişmektedir. Üç- dört yaşlarında besinleri elleri ile kaşık üzerine itmeye ve çatal ile yemek yemeye başlamaktadırlar. Bardak ile su içme üç-dört yaşlarında gelişmektedir. Üç yaşından itibaren çocuklar kendi kendilerine yemek yiyebilmektedirler. Çocukların bu yaş döneminde ağız kontrolü (oral motor) gelişimi göz önünde bulundurulmalı ve yeme kolaylığı olan uygun besinler seçilmelidir. Çeşitli besinlerin tüketimi enerji sağlamakla birlikte, çocukların ihtiyacı olan karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineralleri almasını sağlamaktadır. Çocukların enerji tüketimi ile yetişkinlerin enerji tüketimi arasında fark bulunmaktadır. Okul öncesi çağda çocuğun çikolata, şeker, pasta, kola vb besleyici özelliği olmayan besinlere alışmasını engellemek gereklidir. Yemek yeme saatleri düzenlenmelidir. Çocuklara pişirme yöntemi kızartma olan besinlerin verilmesi yerine fırında, ızgarada veya haşlama yöntemleri ile besinlerin sunulması doğru beslenme alışkanlığı edinmede yarar sağlayacaktır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)