Anne Sütü

Yazar Sema YıldızDiyetisyen • 26 Şubat 2021 • Yorumlar:

Anne sütü, bebeğin besin ihtiyacını karşılayan; gelişimini destekleyen, bağışıklık sistemini güçlendiren en önemli besindir. Bebeği yalnızca çocukluk döneminde korumakla kalmayan aynı zamanda yetişkinliğe de hazırlayan zengin bir besin kaynağıdır. Yapılan çalışmalarda anne sütü alan çocuklarda obezite, diyabet gibi bazı kronik rahatsızlıkların oluşma riskinin daha az olduğu görülmüştür. Bu sebeple yeni doğanların ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmesi, 2 yaşına kadar da ek gıdayla beraber anne sütüne devam etmesi oldukça önemlidir.

Doğumdan sonra yaklaşık 6 saat içerisinde gelen ilk süte kolostrum denir. Rengi koyu sarı hatta bazen kahverengiye yakın olan bu süt antikor içeriği açısından oldukça yüksek olduğundan dolayı bebeğin bağışıklık sisteminin oluşmasında rol oynar. Bazı kültürlerde bu süte renginden dolayı kirli süt denilerek bebeğe içirilmez ancak bu yanlış bir inançtır.

Annenin Beslenmesinin Süt Miktarına Etkisi

Emziren annenin dengeli beslenmesi, hem kendi fizyolojik gereksinimlerini karşılaması ve kendi besin depolarını dengede tutması açısından hem de ideal süt miktarı ve içeriği ile bebeğin sağlıklı büyüme ve gelişmesi için önemlidir.

  Emzirme döneminde alınan enerjinin süt miktarını arttırmakla doğrudan ilişkisi bulunmamaktadır. Evet enerji ihtiyacı artmıştır ancak süt miktarını arttırmak adına aşırı besin tüketimi istenmeyen yağ birikimine neden olacaktır.

   Süt miktarını etkileyen en önemli faktör bebeğin emme kapasitesi ve su tüketimidir. Bu yüzden süt arttırmak için yüksek kalorili besinleri fazla tüketmek çok faydalı olmayacaktır.

 Her emzirmeden sonra 1-2 bardak su tüketmek  yeterli su tüketimini sağlayacaktır ve alışkanlık kazanmayı kolaylaştıracaktır.

   Kesin kanıt olmamakla birlikte yulaf ezmesi, tam tahıllı ürünler, sarımsak, zencefil, dereotu, kayısı, tahinin süt arttırıcı etkisi olduğu düşünülmektedir.

  Annenin beslenmesi ve sütün besin içeriği arasında bebeği koruyucu bir mekanizma vardır. Anne yeterli miktarda besin alamasa bile, bebeği korumak adına bebeğin ihtiyacı olan besin ögeleri annenin depolarından karşılanır. Ancak bunun da bir sınırı vardır ve annenin uzun süreli yetersiz ve dengesiz beslenmesi; annede besin eksiklikleri oluşturabilir. Bu sebeple emzirme döneminde 4. Aydan önce diyete başlamak, ayda 2 kilodan fazla vermek ve kısıtlayıcı diyet yapmak uygun olmayacaktır.

   Emziren anne için gerekli olan fazladan enerji miktarı ilk 6 ayda yaklaşık 750 kcaldir ve bunun 250 kcalsi yağ depolarından karşılanır. Diğer 6 ayda enerji ihtiyacı ekstra 400 kcal/gündür.

   Emziren annelerde genellikle demir eksikliği görülür. Demir eksikliği olan ve emziren annede hastalık riski artar, halsizlik, yorgunluk gibi nedenlerden dolayı emzirme başarısı düşebilir. Demir içeriği açısından yüksek olan yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı et, kurubaklagiller, balık, kırmızı mercimek, kuru incir, kinoa gibi besinleri tüketmek demir eksikliğini önlemeye yardımcı olacaktır.

  Uzun zincirli yağ asitleri bebeklerin beyin gelişimi için gereklidir. Annenin trans yağ alımı, proteinden fakir ve basit karbonhidratlardan zengin beslenmesi LCPUFA sentezini olumsuz etkiler. Vejetaryen annelerin sütünde daha yüksek düzeyde omega-3, daha düşük düzeyde DHA vardır. Balık tüketen annelerin sütünde ise DHA düzeyi daha yüksektir.

   Anne sütündeki A ve B vitamini miktarı annenin diyetine bağımlıdır. Anne de eksikliği varsa bebekte de eksikliği görülecektir.

  Anne sütündeki kalsiyum miktarı diyetten bağımsızdır. Annenin diyetinden etkilenmemektedir.

 

  Emzirme Döneminde Kaçınılması Gereken Besinler

  Kafein alımı minimumda tutulmalıdır. (300 mg gecmemeli)

  Kullanılan ilaçlar konusunda dikkatli olunmalı ve doktora danışılmalıdır.

  Alkolden ve sigara tüketiminden uzak durulmalıdır.

  Kısıtlayıcı diyetler uygulanmamalıdır.

·         Genellikle baharatlar, kurubaklagiller, soğan, sarımsak, brokoli, karnabahar gibi besinlerin tüketimi gaz yaptığı için tercih edilmez ancak bu şekilde keskin tadı olan yiyeceklerin tadı anne sütüne geçtiğinden bebeğin bu tatlara alışarak ilerde kolaylıkla tüketmesini sağlar. Önyargılı olmadan önce küçük miktarlarda bebeğin gaz durumunu takip ederek tüketimleri denenebilir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)