Annelerin Derdi; İştahsızlık

Yazar Tuba GünebakDiyetisyen • 29 Ağustos 2018 • Yorumlar:

Bir anne olarak çok iyi bilirim ki, çocuğumuzun iştahsız olması ya da iştahını kaybetmesi can sıkıcı bir durumdur. Hatta, sofra terörüne dahi sebep olabildiğini gördüğüm aileler oldu. Ancak, bir uzman olarak da söyleyebilirim ki, yelkenleri suya indirmeyin. İştahsızlığın çözümü var. Öncelikle yapmanız gereken sorun çocuğun beslenme davranışından mı kaynaklı, yoksa biyolojik bir kökeni mi var anlamak. Bu nedenle, öncelikle bir çocuk doktoruna başvurup iştahsızlığın sebebini, kökenini öğrenmelisiniz. İkinci yapmanız gereken de bir beslenme ve diyet uzmanına başvurmaktır. Herşey normal ve tek sebep çocuğun beslenme davranışı ve alışkanlıkları ise size bazı önerilerde bulunabilirim;

  • Öncelikle yemek saatlerinin düzenli olmasına özen gösteriniz. Yemiyor mu? Israr etmeyin. 2 saat bekleyip tekrar servis edin.
  • Asla zorla ağzını açıp, dikkatini besinden uzaklaştırıp, (örneğin televizyon seyrederken veya bilgisayarda oyun oynarken), peşinden dolaşarak yemek yedirmeye çalışmayın. Sofraya onunla beraber oturun. Sizin tabağınız da önünüzde olsun. Yemek yerken sosyalleşme ihtiyacı olduğunu unutmayın. Elleriyle yemesine izin verin. Çatal-kaşığını eline verin. Dökebilir, ama olsun. Etrafın kirlenmesini istemiyorsanız, örtü serip tedbir alın.
  • Çocuğun doğru beslenme alışkanlıkları geliştirebilmesi için ne yediğinin farkında ve bilincinde olması gerekir. Bu nedenler besinleri birbirine karıştırıp bulamaç halinde de vermeyin. Çocuklar besinleri tanıyabilecekleri şekilde görmek isterler. Görüntülerine bakarak bazı yemekleri iğrenç bulabilir ve denemeyi reddedebilirler. Bu nedenle yiyecekleri birbiri ile karıştırmadan servis edin.
  • Sevmediği besinler konusunda da ısrarcı davranmak yerine özendirici olmaya çalışın. Mesela, karnabahar sevmiyor diyelim. Öncelikle pişirmekten asla vazgeçmeyin. Sofraya karnabaharı koyduğunuzda ona ikram etmeden önce kendi tabağınıza alın ve tüketirken çok keyifli olduğunu düşünmesine sebep olacak ifadeler kullanın; “hmmm, çok lezzetliymiş, bayıldımmm…” gibi.
  • Sevmediğini söylediği bir besini farklı bir formda sunmaya çalışınız. Örneğin, et yemek istemediğini söylüyorsa, o zaman etli/kıymalı börek veya kıymalı makarna gibi farklı bir şekilde sununuz.
  • Ana öğün öncesi iştahı kapatan şekerli ya da sıvı besinleri (bisküvi, meyve suları, vb) ulaşabileceği yerlerde bırakmayın, vermeyin.
  • Her ne kadar taze sıkılmış meyve suyu, süt gibi besinler sağlıklı olsa da; bu besinleri sık içmek iştahını baskılayabilir. Bu nedenle yemekten bir saat öncesi içeceklerden kaçınılması ve yemek esnasında değil de yalnızca yemek sonrasında içecek verilmesi daha yararlıdır. Unutmayın ki; küçük bir mide kapasitesine sahip olan çocuk bir bardak süt ile doygunluğa ulaşabilir.
  • Değişik içecekleri çocuklar şişeden içmekten hoşlanabilirler ve bu büyüklere özenti şeklinde gelişebilen bir davranıştır. Onu fincanla veya bardakla içmeye zorlamak her zaman sıvı alımını azaltır.
  • Öğün aralarının çok kısa olmamasına dikkat ediniz, bu sayede acıkması için ona fırsat tanımış olursunuz.
  • Yemek porsiyonlarını çocuğun isteğine göre ayarlayın. Mesela, bir kendi elinize bir de onunkine bakın. İnanın midesi de aynı oranda sizinkinden küçük. Bu nedenle, porsiyonlarını ayarlarken mide kapasitesini gözardı etmeyin.
  • Aşırı yorgun, uykusuz, hasta ya da mutsuz (örneğin bir okul başarısızlığı sebebiyle) olduğu zamanlarda yemek yemesi için ısrarcı davranmayın.
  • Çocuk için güven ve emniyet hissinin sağlanması çok önemlidir. Besinle ilgili bir konuda suçlama, aşağılama ve azarlamadan kaçının.
  • Eşinizle tutumunuzun paralel olmasına özen gösterin. Örneğin, biriniz yemekten önce bir şey içmesine izin vermediyse, diğerinizin de onu destekleyici tutumda bulunmalıdır,
  • Eşinizle aranızda bir sorun olduğunda, tartışmayı aile sofrasına taşımayın. Sizin gerginliğiniz onun ruh durumunu etkileyeceğinden iştah durumunu da etkileyebilir. Sofradan kaçınmasına ya da kendisini suçlamasına sebep olabilir.
  • Disiplin uygulama yeri yemek masası değildir.
  • Yemek artıkları, kırıntılar, herhangi bir şeyin dökülmesi ve kırılmasında aşırı tepki göstermeyin.
  • Herhangi bir yemeği sevmediği için pişirmekten vazgeçmeyin. Eğer, bu yemek sizin ve eşinizin de sevdiği bir yemekse, çocuğunuz sizin tükettiğinizi gördükçe, ileriki yaşlarda bu yemeğin veya besinin tüketimine yönelecektir.

Annelik, yorucu, ama bir o kadar da keyifli ve muhteşem bir deneyim.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)