Baharın İki Yüzü

Yazar Derya UtkuPsikolog • 23 Haziran 2020 • Yorumlar:

“Gel ey bahar mevsimi, uykumun ve dinlenmemin mayası sensin.

Hatırımın dostu, ıstırap dolu gönlümün sevincisin…”

Namık Kemal

Pek çok haberin müjdecisi gibi geliyor ilkbahar, yavaş yavaş. Bir dönemin bitişine, bir başka dönemin başlangıcına aracılık ediyor. Gökyüzündeki renkler hareketleniyor, ışık göze daha bir parlak, kuş sesleri kulağa daha bir yakın gelmeye başlıyor, doğadaysa ciddi ve gözle görülür bir hareketlenme var. İlkbahar tüm canlılığıyla kapımızda…

 

Bahara farklı anlamlar veriyoruz. Herkesin kendine göre bir beklentisi var ilkbahar aylarından. Bazısı için yazın öncülü. Dolayısıyla bir hazırlanma süreci barındırıyor. Fiziksel ve ruhsal yenilenmeye duyulan gereksinimi gözle görünür hale getiriyor. Bahar temizliği sadece evlerde değil, ruhta, zihinde ve bedende de gerçekleşiyor. Bu yönüyle bir kısım insana neşeyi ve canlılığı çağrıştırıyor, umut aşılıyor. 

 

Geçmişte olanı tamamlama ve kapatma, gelecek ve yeni olana izin verme sürecini barındırıyor bazısı için. Eskinin uygarlıklarındaki geleneksel ayinler, şaman kültüründeki ritüeller günümüzde de insanlar tarafından uygulanmakta. 

 

Maneviyata eğilim, psişik enerjiyi kuvvetlendirmeye yönelik kutlamalar, ayinler bu dönemde sıklaşıyor. Hatta dini bayramlar, festivaller bile ilkbahar aylarında arka arkaya gerçekleşiyor. 

 

Karın bitki örtüsünün üzerinden kalkması gibi, kışın duygusal yükü de insanın üzerinden kalkmaya hazırlanıyor. Bu yükü omuzlardan atmanın, fiziksel ve ruhsal hafiflemenin de tam zamanı gibi algılanabiliyor. 

 

Baharın gelişi herkes için benzer anlamlar, hisler taşımıyor maalesef. Bazı kimselere yoğun ve ağır duygulanımın habercisi. Örneğin depresyon belirtileri zannedildiği üzere sadece sonbahar aylarında değil ilkbahar aylarında da artış gösterebilir. Mevsim geçişlerinde çoğumuz zaman zaman çökkün, bitkin, yorgun hissedebiliriz. Her üzüntünün depresyona işaret etmediğini hatırlatmakta fayda var. Bu dönemde yaşanan, 2 haftadan daha uzun süren, işte, evde, sosyal ortamda işlevselliği kaybedecek boyuta gelen keder, çökkünlük, umutsuzluk ve yalnızlık hisleri ve bu duygularla baş etmedeki güçlük, çaresizlik hisleri mevsimsel depresyona işaret edebilir. 

 

Depresyon belirtilerinin mevsimsel tetiklenme faktörlerine yönelik yapılan çalışmalar şöyle bir bulguya işaret etmekte. Gün ışığının artmasıyla insanlardaki hareketlilik ve harekete geçmek için itici güç olan motivasyon da artıyor. Dışarıdaki hayatın hareketlenmesi, insanların genel anlamda enerji düzeylerinin artması depresyona meyilli kimselerdeki yalnızlık, terk edilmişlik, umutsuzluk hislerini pekiştirebiliyor. 

 

Benzer çalışmalar intihar riski olan bireylerde ilkbahar döneminde teşebbüsün arttığını göstermekte, ilkbahar aylarıyla gelen hareketliliğin depresyonda olan kişinin de karar verme ve harekete geçme hızını etkilediği yönünde bulgulara yer vermektedir. 

 

Bir başka ruh sağlığı bozukluğu olan bipolar bozukluk diğer adıyla manik depresif bozukluk veya iki uçlu duygudurum bozukluğu nörobiyolojik bir bozukluk olduğu gibi, kişinin ruh halinde dış etkenlere bağlı ya da değil gündelik hayatını etkileyecek biçimde sert iniş ve çıkışların olduğu bir ruh sağlığı hastalığıdır. Kişiyi zorlayan belirtilerin ilkbahar aylarında sıklaşması üzerine uzlaşılmış bir veri olmamasına karşın, bu bozukluğa sahip kişilerin bahar aylarında uzman desteğine başvurularının, hastane yatışlarının arttığı kaydediliyor. 

 

Yaygın olarak çocuklukta ortaya çıkan ve aşırı hareketlilik, yerinde duramama ve öğrenmeye engel dikkat sorunları şeklinde kendini gösteren dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğundaki hareketlilik de bahar aylarıyla artan ışık ve enerji düzeyi ile paralel olarak yükselebiliyor.

 

Geçiş aylarındaki çevresel, fizyolojik, hormonal değişimler pek çok duyguyu tetikleyebilir. Duygular tek bir düzlemde yaşanmaz. İnişli ve çıkışlıdır. Bazen yoğun bazen hafiftir. Psikolojik esneklik ve dayanıklılık sorunların olmaması değil, sorunlarla baş edebilme kapasitesinin varlığıdır. Hislerimize direnmek ve onları değiştirmeye çalışmak, hisleri görmezden gelmek kadar yıkıcı sonuçlara sebep olabiliyor. 

 

Duyguların gökyüzündeki bulutlar gibi gelip geçici olduğunu anlamak kayda değer bir farkındalıktır. Bizi kaygılandıran bir durum karşısında felç olmak yerine o durum karşısında hissettiğimiz duyguya karşıdan bakmak, eşlik eden düşünce ve algı biçimlerimize kapılmak yerine onları sorgulamak ve deneyimi olduğu haliyle karşılamak duygular tarafından sürüklenmenin panzehiri. 

 

Geçiş dönemlerinin farkında olup yoğun duygulanıma karşı önleyici olması için özellikle bu dönemlerde iyi gelen faaliyetlerin listesi tutulabilir. Eve ve içe kapanmanın olumsuz etkilerinden sıyrılmak adına açık havada bulunmak, doğayla temas etmek, gün ışığından yararlanmak ve kalabalıklara gerek duymadan da sosyalleşmek zihni, ruhu ve bedeni besler.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Derya Utku Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Pedagoji Psk. Dan.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)