Beyin Kanaması ve Beyin Damar Tıkanıklığına Bağlı İnmeler

Yazar Refik KuntNörolog • 10 Nisan 2020 • Yorumlar:

İnme Nedir?

İnme, tıptaki tüm gelişmelere rağmen en önemli sağlık sorunlarından birisidir ve beynin bir bölgesinde kan akımının engellenmesi ya da beyin damarından kanın dışarı sızması sonucu beyin dokusunda oluşan ani başlangıçlı bir harabiyettir. İnmelerin %80’i damar tıkanıklığına (beyne kan akımını sağlayan damarlardan biri aniden pıhtı ile tıkanır), %20’si de kanamaya (beyin damarlarından biri ani şekilde yırtılır ve kan beyin dokusu içine sızar) bağlıdır. Halen pek çok ülkede ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü sırada yer alan ve özürlülüğün en sık, bunamanınsa Alzheimer hastalığından sonraki ikinci sık nedeni olan inme konusunda farkındalığın artması gerekmektedir.

Görülme Sıklığı Nasıldır?

Görülme sıklığı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, istatistikler dünya genelinde her 6 kişiden birinin hayatlarının bir döneminde inme geçireceğini ortaya koymaktadır. Bugünkü rakamlara bakıldığında her iki saniyede bir, bir kişi inme geçirirken her 6 saniyede bir, bir kişi hayatını kaybetmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun ölüm verilerine göre 2018 yılında ülkemizde 36280 kişi inme nedeniyle hayatını kaybetmiştir ve tüm ölümler içinde %8.6’lık oranıyla kardiyovasküler hastalıklar ve kanserlerden sonra üçüncü sıklıktadır. Başka bir ifade ile 2018 yılında ülkemizde her 14.5 dakikada bir kişi inme nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Ayrıca ülkemizde her yıl ortalama 130 bin yeni inme vakasının olduğu, inmenin komplikasyonları ile yaşamaya devam eden yaklaşık 190 bin kişinin olduğu ifade edilmektedir.

Belirtileri Nelerdir?

Konuşmada bozulma, bir ya da iki gözde ani gelişen görmede azalma, çift görme, yüzde asimetri, ağız köşesinde düşmenin yanı sıra özellikle bir vücut yarısındaki (tek taraflı) kol ya da bacakta kuvvet kaybı veya uyuşma, denge veya koordinasyon kaybı inmenin en önemli klinik işaretledir.

 

Hasta ve Hasta Yakını Olarak Ne Yapmalı?

 

İnmeyi; kalp krizinde olduğu gibi “beyin krizi” olarak düşünmek gerekmektedir. Acil bir durumdur. Hasta ve yakınlarının bu olayı tanımaları gereklidir. Yani bir konuşma bozukluğu veya tek taraflı güç kaybı olduğunda felç geçirdiğini zaten halkımız genel olarak bilmektedir ancak soğuk su dökmek, biraz bekleyelim geçer gibi düşüncelerle genellikle bir süre hasta bekletilmektedir. Oysa ki hızla, vakit kaybetmeden tıbbi yardım gereklidir. Biz bu durumu ‘zaman beyindir’ olarak ifade etmekteyiz. Yani kaybedilen her dakika, beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir. Erken tanı konulması ve tedaviye başlanması hayati öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki beyin hasarlandıktan sonra geriye dönüş yoktur. Geç kalmak beyindeki ve bedendeki kalıcı harabiyeti daha da ağırlaştırmaktadır. Bu nedenle sizin ya da yakınınızdaki birinin inme geçirdiğini düşünüyorsanız derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.

 

Tedavide Neler Yapılıyor?

 

Damar tıkanıklığına bağlı gelişen inmelerin tedavisinde ilk 4.5 saat çok önemlidir. İnmede ne kadar erken müdahale, o kadar az beyin hasarıdır.  Damar tıkanıklıklarında en önemli yöntem; belirtilerin başlamasını izleyen ilk 4.5 saat içinde, hastanın tıbbi durumu uygunsa, pıhtı çözücü (trombolitik) veya başka bir ifade ile damar açıcı tedavidir. Bu tedavide amaç pıhtının eritilmesi yoluyla tıkanan damarları açmaktır, böylece kansız beyin bölgesindeki hasar en aza indirgenerek hastalığın mümkün olan en az kayıpla geçirilmesi sağlanır. Son yıllarda özellikli merkezlerde; pıhtı çözücü tedavi kriterlerine uygun olmayan veya bu tedaviye yanıt alınamayan veya yanıt alınamayacağı öngörülen hastalarda anjiyografik olarak beyin damarlarından pıhtı çekme tedavileri uygulanmaktadır.

 

Beyin kanamasına bağlı gelişen inmeli hastaların tedavisinde son yıllarda uygulanmaya başlanan yırtılan kan damarına erken dönemde cerrahi kapatma ya da anjiyografik embolizasyon (tıkama) yöntemleri hayat kurtarıcı olmaktadır. Eğer kanama yüksek tansiyona bağlı kendini sınırlayan görece ufak bir kanama ise tansiyon ve hayati fonksiyonların yakından izlenebileceği merkezlerde takip edilmesi gerekmektedir.



 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)