Bilişsel-Davranışçı Terapi

Yazar Ozan PazvantoğluPsikiyatrist • 19 Kasım 2017 • Yorumlar:

Bu terapinin dayandığı bilişsel-davranışçı kurama göre, hastanın sorunları ve hastalık belirtileri, geçmiş
yaşam deneyimleriyle nedensel ilişki içinde olan bozulmuş düşünceler, duygular ve davranışlarla
ilişkilidir.

Bilişsel süreçler insanın dış dünyayı; çevresinde olup biten olayları, kendi yaşamını ve ilişkilerini
anlamasını sağlar. Bilişsel yapı bu yanıyla kişinin dış dünyayı gözlemlemekte ve değerlendirmekte
kullandığı öznel bir süzgeçe benzetilebilir. Kişi dünyayı yani çevresindeki kişileri, olayları, durumları
algılar ve ardından bunlara anlam verir ve yorumlar yapar. İnsanın dünyaya bakış tarzını ve yorumlarını
belirleyen bilişsel yapıda yer alan temel sayıltı ve inançlar çarpık veya işlevsel olarak bozuk olduğunda
kişi sorunlar yaşamaya başlar. Buna göre insanların yaşadıkları sorunlar geniş ölçüde gerçekliğin yanlış
sayıltılar ve değerlendirmeler sonucunda çarpıtılmasına bağlıdır. Yani kişileri rahatsız eden duygusal
sıkıntılar doğrudan olayların ve yaşananların kendisinden değil bunların algılanma ve değerlendirilme
biçiminden kaynaklanır. Bilişsel terapi işte bu sorun doğuran anlamlandırma ve yorumlama biçimlerinin
yerine daha gerçeklikle daha uyumlu ve işlevsel olanları göstermeye çalışır.

Bilişsel kurama göre hastalık belirtileri, işlevsel olmayan bilişler sonucu ortaya çıkar. Bu kurama göre,
aynı zamanda hastalık belirtisi de olan sorunlu davranışlar (örneğin, çok sık el yıkama) engellenirse ve
bu davranışlar ile ilgili işlevsel olmayan (yanlış) inançlar değiştirilirse hastanın belirtileri ortadan
kalkacaktır. Bu nedenle, seanslarda düşünce ve duyguların iyileştirilmesine çalışılırken seanslar
arasındaki sürelerde hastadan bazı uygulamalar (ev ödevleri) yapması, sorunlu davranışları yapmaması
istenir.

Bilişsel davranışçı terapide sorunlu düşünceler ve inançlar terapi sürecinde olumlu yönde
değiştirilebilirse olumsuz duygu ve davranışlarında düzeleceğine inanılır. Ayrıca özgül fobi tedavisinde
olduğu gibi bazı sorunlarda “davranışçı” teknikler özellikle etkilidir. Örneğin, bireyi, korkulan durum ya da
nesne ile aşama aşama karşılaştırarak bu nesne ya da duruma karşı duyarsızlaşmasını, artık kaygı
tepkisi oluşturmamasını sağlamak gibi.

Bilişsel-davranışçı psikoterapi, kaygı bozuklukları (panik bozukluk, sosyal fobi, özgül fobi, travma sonrası
stres bozukluğu, sağlık anksiyetesi), obsesif kompulsif bozukluk, depresif bozukluk ve cinsel işlev
bozukluklarının tedavisinde oldukça yararlıdır. Bunların dışında kullanıldığı diğer durumlardan bazıları,
hipokondriyazis (hastalık hastalığı), sınav kaygısı, yeme bozuklukları/obezite, sigara bağımlılığı,
internet/bilgisayar bağımlılığı, kumar bağımlılığı gibi sorunlardır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)