Bütün İlişkileri Bozan 4 Atlı

Yazar Berivan ŞentürkPsikolog • 28 Haziran 2021 • Yorumlar:

İlişkiler ve ilişkilerle alakalı yaşanan problemler hepimizi çok yakından ilgilendiriyor. Aslında hepimiz bir ilişki içerisindeyiz. Annemizle olan ilişkimiz, babamızla olan ilişkimiz, eşimizle olan ilişkimiz, arkadaşlarımızla veya çocuğumuzla olan ilişkimiz. İlişkilerimizin yolunda gittiği ya da yolunda gitmediği durumlar vardır fakat sıklıkla yolunda gitmeyen bir ilişki var ise orada mutlaka Mahşerin 4 atlısı vardır. Peki o halde dünya da tüm ilişkilerin bozulmasına neden olan bu 4 atlı nedir?

1-ELEŞTİRİ

Sağlıklı bir şekilde yapılan eleştiriler yerinde ve yeterince olduğunda ilişkileri bozmaz fakat eleştiriler yerinde ve yeterince olmadığında, kişinin karakterine ya da kişiliğine yönelik olumsuz ifadeleri barındırdığında ilişkiler de bozulmaya başlamaktadır. Bu durum özellikle eşler arasında çok sık görülmektedir. Bazı eleştiriler sözel olarak eleştiri gibi görünmese de kişinin ses tonu, yüz ifadeleri, beden postürü, bakışları, davranışları eleştiriyi içinde barındırabilmektedir. Yani eleştiri her zaman sözel yolla gerçekleşmeyebilir. Eleştiri geldiğinde ilişkiler neden bozulur? Aslında bunun birçok sebebi vardır fakat genel anlamda tanım yapmak gerekirse, karşı tarafı savunmaya iten bir davranışa yönlendirir. İnsanlar sağlıklı olmayan, yerinde ve yeterince yapılmamış olan bir eleştiriye maruz kaldığında otomatik olarak savunmaya geçer. Savunma hali ise genellikle eleştiriye eleştiri ile cevap vermek ya da suçlama yaparak karşılık verme halidir. Böylece karşılıklı eleştiri ve suçlama kısır döngü gibi devam etmektedir. İlişkileri oldukça olumsuz etkileyen bu durumdan nasıl kurtulabiliriz? Neler yapabiliriz? Burada en etkili yöntem her zaman ben dilini kullanmaktır. Eşinize veya ilişkide olduğunuz diğer bir kişiye ´´çok bencilsin her zaman kendi istediklerini yapıyorsun´´ şeklinde kurulacak bir cümle eleştiridir. Muhtemelen böyle bir eleştiri ile karşı karşıya kalan diğer kişi savunmaya geçecektir ve tartışmayla sonlanan bir iletişim şekli ortaya çıkacaktır. Burada ben dili kullanmak tüm bu olumsuz durumların önüne geçmektedir. Örneğin ´´kendi istediklerini yapmak istiyorsun seni anlıyorum ama benim de isteklerime önem verirsen çok sevinirim´´ cümlesi karşı tarafın sizi daha çok anlamasını ve size yakınlaşmasını sağlayacaktır.

2-SÜREKLİ SAVUNMA HALİNDE OLMA

 

Sürekli olarak kendimizi savunmak, ilişkilerimizi negatif yönde etkileyen durumlardan biridir. Kişinin sürekli olarak kendisini savunması karşı tarafa aslında ´´seni anlamıyorum´´ mesajını verecektir. Anlaşılmadığını hisseden karşı taraf ise ilişkiden uzaklaşacaktır. Bu durum ilişkileri bozan dört durumdan biridir. Sürekli savunma yapan bir kişi, karşı tarafı dinlemiyor demektir. Sürekli savunma haline giren kişi aynı zamanda karşı tarafa ´´sorun bende değil, sorun sende´´ mesajını da yüklemeye çalışmaktadır. ‘’bana hata yaptıran sensin, sinirlendiysem senin yüzünden sinirlendim, sen böyle olmasaydın bende bunları yapmazdım’’ gibi ifadeler savunmadır. Böyle durumlarda sürekli savunma halinde olan kişi sorumluluk almaz çünkü savunma ‘’sorun bende değil’’ anlamını içerir. İlişkileri oldukça olumsuz yönde etkileyen bu durumun değiştirilmesi yerine daha sağlıklı iletişim şeklinin getirilmesi gerekir. Örneğin, sürekli savunma halinde olan kişi sorumluluk alıp karşı tarafı anladığını göstermesi durumunda karşılıklı bir yakınlaşma olacaktır ve bu yakınlaşma ilişkiyi daha olumlu bir havaya sokacaktır. Örneğin, ‘’bağırmamam gerekirdi bunun farkındayım fakat bu konuda bana böyle davrandığında öfkemi kontrol etmekte güçlük çekebiliyorum o yüzden senden bu konuda hassas olmanı rica ediyorum’’ şeklinde sorumluluk almak, karşı tarafın da suçlamaya ya da savunmaya geçmesine engel olacaktır. Eleştiri ve savunma mekanizmaları iç içedir. Eleştiri oldukça savunma olur. Bireyler sürekli birbirlerini suçlama ve kendilerini haklı çıkarma savaşına girerler. Bu ikilinin var olması ilişkileri ciddi anlamda çıkmaza sokabilmektedir. 


 

3-AŞAĞILAMA

 

Aşağılama davranışı ilişkilerde olmaması gereken olumsuz davranışlardan biridir. Eleştiri ve sürekli savunma halinde olma davranışları gibi aşağılama da ilişkileri yokuşa sürmektedir, öyle ki aşağılama durumu eşler arasında olduğunda boşanmanın yordayıcısı olarak da kabul edilmektedir. En basit tanımıyla aşağılama, kişinin kendisini diğerinden sürekli olarak üstün görmesi durumudur. Bu durum karşı tarafı küçümseme davranışını da beraberin de getirmektedir. Aşağılama davranışı ister sözel olsun ister sözsüz olsun her zaman karşı tarafın kişiliğine yapılmış bir hakareti içerisinde barındır. Örneğin, ‘’çok beceriksizsin, ben sana kaç defa söyledim beni dinlemezsen böyle olur işte, sen bunu başaramazsın’’ gibi cümleler karşı tarafı aşağılama sözleridir. Böyle bir durum karşısında karşı taraf öfkelenebilir, üzülebilir, ortamı terk edebilir, tavır alabilir. Böyle bir ilişki de çatışmalar da kaçınılmaz olmaktadır. Aşağılamanın olduğu yerde problem çözme becerileri körelir. Çünkü aşağılayan kişi ben üstteyim dolayısıyla ben senden daha iyiyim, sen aşağıdasın ve kusurlusun düşüncesine sahip olacağından ötürü sorun çözmeye yönelmez her zaman karşı tarafın kendisini düzeltmesi gerektiğine inanır. Bu yüzden böyle bir ilişki de problemler çözümsüz kalmaktadır. 


 

4-DUVAR ÖRME

 

Duvar örme davranışı dışarıdan bakıldığında tehlikesiz ve zararsız olduğu düşünülür. Fakat duvar örme davranışı da sayılan diğer 3 davranış biçimi kadar zararlı ve tehlikelidir. İlişkilerde duvar örme davranışı nedir? İlişkilerde tansiyon yükseldiğinde ya da herhangi bir tartışma yaşandığında kişilerden birinin hem fiziksel anlamda hem de ruhsal anlamda kendini neredeyse tamamen karşı tarafa kapatması halidir. Duvar ören kişi konuşmaz, tepki vermez ya da bunları çok kısıtlı yapmaktadır. Duvar ören kişi aslında karşı tarafa kendisini oldukça değersiz hissettirir çünkü tepkisizlik karşı tarafı yok saymaktır. Bu durum karşı tarafı öfkelendireceğinden dolayı yaşanan tartışma büyümeye başlar. Özellikle Türk toplumunda duvar örme davranışı çok sık görülen bir davranış biçimidir. Küsmek, konuşmamak, evi terk etmek ya da kendini geri çekmek. Burada kişi ilişkide olduğu diğer kimseyi kendisinden uzaklaştırmaktadır ve bu durum ilişkileri olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sebeple yapılması gereken, önce sakinleşmek sonra ilişkide o an yaşanan durum ile alakalı konuşabilmektir. Bu konuşma da 4 atlıdan uzak durulmalıdır çünkü eleştiri yapmak, savunmaya geçmek, aşağılamak ve duvar örmek iletişimi bozduğu gibi kişinin karşı taraftan anlaşılmasını da engellemektedir. Dolayısıyla iki taraf da sürekli ‘’sen beni anlamıyorsun’’ cümlelerini birbirlerine sık sık tekrar ederler. Bunun önüne geçilebilmesi için Mahşerin 4 atlı olarak bahsettiği davranış biçimlerinden uzak durulması gerekmektedir. 


 

Sonuç olarak hangi ilişkide olunursa olsun bu dört davranış biçimi varsa ilişkilerin bozulması çok olasıdır. İlişkilerin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için bu dört davranış biçiminden uzak durulması gerekmektedir. Özellikle çiftler arasında yaşanan bu problem psikoterapi sürecinde ele alınır ve çiftlere bu becerilerin öncelik olarak kazandırılması sağlanmaktadır. Bu becerilere sahip olan çiftler yeni iletişim becerileri kazanmaya başlarlar, yeni kazandıkları iletişim becerileri sayesinde birbirlerini daha iyi anlayan, daha iyi uzlaşmaya başlayan ve sorunlarının üstesinden daha az hasarla gelebilen çiftlere dönüşebilmektedir. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)