Covid-19 ve Sağlıklı Beslenme

Yazar Safiye KoçakDiyetisyen • 2 Mart 2021 • Yorumlar:

Global bir sorun olan korona virüs hastalığı maalesef halk sağlığını önemli derecede tehdit eden bir salgındır. Hepimizin rutinlerini değiştiren ,sağlık konusunda daha bilinçli olmaya davet eden virüse karşı yapabileceğimiz en önemli şey ise : bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak.

Bağışıklık sistemimizi etkileyen etmenler arasında stres ,düzenli egzersiz , düzenli – yeterli uyku ve sağlıklı beslenme sayılabilir. Ve en önemlisinin sağlıklı beslenme olduğu birçok araştırma ile desteklenmiştir.

Bu dönemde beslenmeye her zamankinden daha çok dikkat edilmelidir.  Tabaklarımızın posa , vitamin , mineral , protein ve antioksidanlardan zengin olması beslenme kalitesini istediğimiz düzeylere çıkaracaktır. Özellikle gün içinde sebze meyve tüketimi göz ardı edilmemelidir. Her ana öğünde tabağımızın   bir çeyreğinde  sebzeler , diğer çeyreği tam tahıl ürünleri, kalan yarısı da eşit olarak meyve , yüksek proteinli gıdalar( kurubaklagil, et, tavuk , balık, yumurta, yağlı tohum) , ve süt ürünlerinden (yoğurt, peynir, ayran)  gelmesi önerilmektedir. Ana ve ara öğünler atlanmamalıdır. Atlanan her öğün ile beslenme düzenimizin bozulması tehlikesi karşı karşıyadır.

Alışverişlerişlerimizde  şekerli yiyecek  ve içecekler , beyaz ekmek , hamur işi ürünler, işlenmiş et ürünleri ,  yüksek kalorili besleyici değeri olmayan  besinler yani bağışıklığımıza sağlımıza zarar veren besinlerden uzak durulmalıdır. Ve uzun süre dayanabilecek  mevsim sebze /meyveler  (  karnabahar, lahana, brokoli, elma, portakal …) tercih edilmelidir.
Özellikle C vitamininden zengin besinlere önem verilmeli, mümkünse yemeklere taze limon sıkılmalıdır. Dayanıklı sebzelerin raf ömrünü uzatmak için yıkanmadan ve kesilmeden buzdolabında saklanmaları gerekmektedir.  Aynı zamanda kuru meyve ve sebzeler de raf ömrü uzun lif ve mineral kaynağı gıdalar olduğu için tercih edilebilir.

Oldukça dayanıklı ve besin değeri yüksek protein kaynağı olan kurubaklagiller de yine bu süreçte tüketilmelidir.  Mercimek, nohut, kuru fasulye , barbunya önceden haşlanıp sonra pratik bir şekilde  kullanılmak amacıyla  buzlukta saklanması ile de  sofraların gözdesidir.  Konservelerin tuz içeriği sebebiyle tüketiminde dikkat edilmelidir.

 Diğer bir  protein kaynaği olan kırmızı et , tavuk,  balık tüketimine de özen gösterilmelidir. Omega 3 açısından beslenmemizin fakir kalmaması için önceliğimiz taze balık olsa da bulunmadığı durumlarda donmuş veya konserve ton balığı kullanılabilir . Hastalıklara karşı savunma mekanizmalarından olan antikorların  görevini yerine getirebilmesi için günlük protein alımının yeterli olması şarttır.  Bu sebeple bitkisel veya hayvansal proteinler sofralardan  eksik  edilmemelidir. Yemek hazırlama sürecinde de hijyen çok önemlidir. Başta et ürünleri olmak üzere besinler iyi pişirilmelidir.

Probiyotik takviyeli yoğurt ve kefir gibi ürünlerde bulunan mikroorganizmalar da yine bağışıklık sistemimizi destekleyecektir. Henüz denemeyenler için tam sırası...

Yeterli vitamin ve mineral alımı için ilk hedefimiz sağlıklı , yeterli ve dengeli beslenmektir.
Fakat anlattığımız gibi beslenemeyen kişilerin bu geçici süreçte vitamin mineral takviyesi alması da önerilebilir. Özellikle D vitamini seviyeleri  ülkemizdeki bireylerde düşük olduğu için  D vitamini takviyesi mutlaka önerilebilir. Evde kalma sürecinde en çok atlanan, unutulan şey ise su tüketimi. Su içmenin sadece bağışıklık sistemi için değil  bütün sistemlerimiz için önemli olduğunu asla unutulmamalıdır. Ve  günlük 2-2.5 litre su tüketmeye özen gösterilmelidir.

 Sağlıklı ve dengeli beslenmek zaten hayatımızın bir parçası değilse şimdi tam da şu an bunu uygulamanın zamanı. Neden mi ? Çünkü daha önce dışarıda maruz kaldığımız fast food yiyecekler, yüksek kalorili kahveler, tatlılar  vs  artık göz önünde değil. Yeni ve hayat kurtaran bir alışkanlık kazamaya ne dersiniz ?  Evimizde yapabileceğimiz sağlıklı tarifler , ne zamandır ertelediğimiz kurubaklagil salataları, yulaflı atıştırmalıklar  bizleri bekliyor.  Stres yapmadan kendimize daha iyi bakarak, her sabah evde ailemizle egzersizler yaptığımız   bu zorlu sürecin en kısa zamanda sona ermesi dileğimle.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)