DEPRESYON

Yazar Hayriye Pervin Karakaş ÖztürkPsikiyatrist • 9 Haziran 2016 • Yorumlar:

Sabah uyandığınızda nasıl bir güne başlamak istiyorsunuz?. Nasıl uyanıyorsunuz uykunuz

rahat mı ,kesintilimi dinlenmiş şekilde uyanabiliyor musunuz?. Zamanı nasıl geçiriyorsunuz ,

duygularınız ve düşünceleriniz size sıkıntı yaşatıyor mu? .İşinizi yaparken daha fazlamı

zorlanıyorsunuz ?. Enerjiniz nasıl, yorgun ve halsiz hissediyor musunuz ?. Geçmiş ve gelecek nasıl

görünüyor size ?. Geleceğe dair umudunuzu kaybettiğinizi düşünüyor musunuz?. Daha önce

yaparken zevk aldığınız bir çok şey size anlamsız ve keyifsiz geliyor mu? Daha gergin ve tahammülsüz ve sinirli mi hissediyorsunuz?

Evet bunlar bizim depresyon belirtilerini sorgularken başvuran kişilere sorduğumuz bazı sorular.

Bunlara yanıtınız genelde olumsuz yönde ise ve bunları en az 15 gündür yaşamaktaysanız depresyonda olabilirsiniz.

Tabi bu noktada aklınıza gelen ilk soru neden ben neden depresyona girdim olabilir. Çok mu zayıfım

kişiliğim mi problemli , hassasım duygularımı söylemekte sorun yaşıyorum, ailemde de vardı ,evliliğim

problemli, sorumluluklarım fazla, işim sorunlu gibi bir çok neden aklınızdan geçebilir.

Bunları düşündükçe de olumsuz duygularınız ve karamsarlık daha da artabilir. Ben bunları tek başıma

çözebilirim, başkasına ihtiyacım yok diye beklerseniz depresyon yaşam kalitesini düşürerek hayatınızı

güçleştirecektir.

Psikiyatrik rahatsızlıklar toplumda yaygın olarak görülüyor. Her 4 kişiden birinin psikiyatrik

rahatsızlıktan etkilendiği gelecek on yıl içinde depresyonun en fazla yeti yitimine neden olan hastalık

olacağı biliniyor. Bunun anlamı depresyonun ortaya çıkardığı yaşamsal, sosyal ve aile ile ilişkili

sorunların toplumu büyük oranda etkileyeceğidir. Günümüz koşullarında terör olayları, ekonomik

krizler, sosyal ilişkilerin zayıflaması ilişkilerin daha çok sanal ortamda yaşanması , evlilik sorunları

,düşünüldüğün de depresyondaki bu artış daha iyi anlaşılmaktadır. Bunun yanında ailesel geçiş ve

kişisel yatkınlık depresyonun ortaya çıkmasında önemlidir. Geçmiş ve bugünün koşulları

kıyaslandığında çocukluk ve ergenlik çağı arasında büyük farklılıklar hep konuşulan durumlardır.

Apartman katlarında aşırı korumacı ve başarı odaklı aileler tarafından büyütülen enerji harcamayan

çocuklar, bilgisayar oyunları ve iletişimi sosyal medya üzerinden sağlayan ergenler başarı odaklı

sistem içinde sınavlarla geçen ergenlik ve çocukluk dönemi erken yaşlarda başlayan depresyona

yatkınlığı artıran nedenler doğurmaktadır. Depresyon uygun tedaviyle kolaylıkla tedavi edilen tedavi

edilmediğinde kronikleşen ve yaşamsal sorunlara neden olan bir hastalıktır. Hastalığa olan duyarlılığın

artması , toplumsal önyargıların düzelmesi, etiketlenme, zayıflık gibi inanışların değişmesi yardım

alma ve tedaviye uyumu artıracak ve tedavi olmadığında ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçların

ortaya çıkması olasılığını ortadan kaldıracaktır.

Depresyon tedavisinde biyolojik yani ilaçla tedavi yanında, tedavinin psikoterapiyle desteklenmesi

daha iyi sonuç almamızda ve hastalığın tekrarlama olasılığının azalmasına yardımcıdır. Bunun dışında

bilimsel gerçeklikle ilgisi olamayan tedavi uygulamaları , herhangi bir kurama dayanmayan tamamen

sohbet ve öneriye dayalı yöntemlerin depresyon tedavisinde yeri yoktur. Ruh sağlığı iç huzurunun,

sosyal uyumun denge halinde olması, böylece sahip olduğu kaynaklarını en iyi şekilde kullanarak

başkalarını sevebilmesi, üretebilmesi ve hayattan zevk alabilmesi halidir. Bunun için elimizdeki

kaynakları iyi şekilde kullanmak, gerektiğinde kaynak yaratmak, sağlıklı beslenmek, ruhsal

ihtiyaçlarımızı doyurmak, spor yapmak, sağlıklı yaşama özen göstermek, sorun çözme becerilerini

geliştirmek ,sevmek ,ilişki kurma becerilerinin gelişmesi ruhsal sağlığımızı destekleyecek depresyon olasılığını azaltacaktır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)