“Kendimi toparlamam gerekiyor ama nereden başlayacağımı bilmiyorum…”
Bu cümle size tanıdık geliyorsa, yalnız değilsiniz.
Hayatın belirli dönemlerinde; bir kayıp, travmatik bir olay ya da görünürde bir sebep olmaksızın gelen yoğun duygular, zihinsel ve duygusal sağlığımızı zorlayabilir. Özellikle genç yetişkinlik ve yetişkinlik dönemlerinde kimlik arayışı, ilişkiler, kariyer baskısı ve hayata dair beklentiler gibi konular bu süreci daha karmaşık hâle getirebilir.
Bu noktada yaşadığınız durumun bir “karakter zayıflığı” ya da “kişisel yetersizlik” olmadığını bilmek önemlidir. Depresyon ve sağlıklı işlenememiş yas duygusu, çoğu zaman fark edilmeden derinleşir. Ancak doğru destekle bu süreçler yeniden yapılandırılabilir.
Depresyon: Sessizce Derinleşen Bir Durum
Depresyon, yaşam enerjisinin kaybı, çökkün ruh hâli, işlevsellikte azalma, uyku ve iştahta değişiklikler, değersizlik ve umutsuzluk düşünceleri gibi belirtilerle kendini gösterir. Genç yetişkinlikte çoğu zaman “tembellik”, “motivasyon eksikliği” ya da “yönsüzlük” gibi yanlış etiketlerle açıklanır.
Depresyon ve Yas: Klinik Perspektiften Psikoterapötik Müdahaleye
Her birey yaşamı boyunca bir veya birden fazla anlamlı kayıpla karşı karşıya kalır. Bu tür deneyimlerin ardından yaşanan duygusal süreçler çoğunlukla normatif kabul edilir; ancak bazı durumlarda bu süreçler psikopatolojik boyuta ulaşabilir. Depresyon ve yas, bu bağlamda sıklıkla karıştırılan, ancak niteliksel olarak ayrışan iki önemli kavramdır.
Yas: Normatif Süreçten Patolojik Formlara
Yas, özellikle sevilen bir kişinin kaybı sonrası gelişen, duygusal, bilişsel ve davranışsal tepkileri içeren bir uyum sürecidir. DSM-5’te bir tanı kategorisi olarak yer almamakla birlikte, 2022 yılında ICD-11 tarafından Prolonged Grief Disorder (PGD) olarak sınıflandırılmıştır.
PGD, kayıptan sonraki 6–12 ay içinde aşağıdaki belirtilerle kendini gösterebilir:
Yoğun ve sürekli özlem
Kayba dair inatçı zihinsel meşguliyet
Anlam boşluğu, amaçsızlık
Sosyal geri çekilme
Kaybın yaşandığı ortamlardan kaçınma
Depresyon: Patolojik Çökkünlük
Depresyon (Majör Depresif Bozukluk – MDD), Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünya genelinde en yaygın engelleyici ruhsal bozukluklardan biridir. Etiyolojisinde genetik yatkınlık, nörokimyasal dengesizlikler (serotonin, dopamin), stresli yaşam olayları ve bağlanma örüntüleri gibi birçok faktör rol oynar.
Tanı kriterleri arasında şunlar yer alır (DSM-5):
Anhedoni (ilgi/zevk kaybı)
Sürekli çökkün ruh hâli
Enerji azalması
Konsantrasyon güçlüğü
Uyku ve iştah bozuklukları
Suçluluk/değersizlik düşünceleri
Ölüm ya da intihar düşünceleri
Yas: Yalnızca Kayıptan Sonra Gelen Değil, Hayatın Her Alanında Karşımıza Çıkan Bir Süreç
Yas genellikle ölüm sonrası yaşanan bir süreç olarak bilinse de; bir ilişkinin bitmesi, hayat planlarının değişmesi, taşınmak, kariyer kaybı ya da beklenmedik dönüşümler de yoğun yas tepkileri yaratabilir.
Özellikle genç yetişkinlikte, duygusal bağlılıkların güçlü olduğu ve geleceğe dair beklentilerin yüksek olduğu bu dönemde, kayıplar kişiliği ve benlik algısını doğrudan etkileyebilir. Yetişkinlik döneminde ise yas süreci çoğu zaman bastırılır ve “Hayat devam ediyor.” düşüncesiyle ertelenir.
Fakat bastırılan yas, uzun vadede depresif semptomlara dönüşebilir. Terapi, bu süreci sağlıklı biçimde anlamlandırmak ve duygularınızı işleyebilmek için güvenli bir alan sunar.
Terapi Bu Süreçte Size Ne Katar?
Terapi sürecinde:
Duygularınızı bastırmadan ifade etmeyi öğrenirsiniz.
Kayıplarınızı ve yaşam deneyimlerinizi anlamlandırmanız desteklenir.
Depresif düşünce kalıplarınız fark edilir ve dönüştürülür.
Günlük yaşamda işlevselliğinizi yeniden kazanmanıza yardımcı olunur.
Kendinizle daha sağlıklı bir ilişki kurmaya başlarsınız.
Terapi Süreci ve Bilimsel Müdahaleler
Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT), Şema Terapi, EMDR, Duygu Odaklı Terapi (EFT) gibi kanıta dayalı yaklaşımlar; hem depresyonun hem de uzamış yasın tedavisinde etkilidir. Özellikle:
CBT, olumsuz otomatik düşünceleri yeniden yapılandırır.
EMDR, travmatik kayıplarda etkili bir duygusal boşaltım sağlar.
Şema terapi, erken dönem bağlanma yaralarının yasla tetiklenmiş boyutlarını ele alır.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.