DİKKAT! Tehlike Geliyorum Diyor…

Yazar Kübra MetePsikolog • 17 Temmuz 2019 • Yorumlar:

“Dikkat, hiçi her şeye dönüştürür.” Goethe

Teknolojinin hayatımızdaki yeri azımsanmayacak kadar önemlidir. Televizyon ise geniş kitlelere ulaşma noktasında ilk sıralarda yer alan bir iletişim aracı olup özellikle son yıllarda televizyon kullanımı önemli ölçüde artış göstermiştir. Bir kumanda düğmesi kadar yakın olan bu aracın ulaşım kolaylığı bu durumu desteklemektedir. Bu artışla birlikte televizyonun olumlu özelliklerinin yanı sıra olumsuz özelliklerinin de kişiler üzerindeki etkileri de yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.

Son zamanlarda yapılan araştırmalar, özellikle çocuklarının televizyon izleme süreleri noktasında çok önemli bulgular sunmaktadır. Nielsen araştırma şirketine göre; 2 ile 5 yaş arasındaki çocuklarhaftada 32 saatten fazla,6 ile 11 yaş arasındaki çocuklarise yaklaşık 28 saat televizyon izlemektedir. İfade edilen bu rakamlar çocukların gelişimi noktasında çok ciddi sıkıntılara neden olmaktadır. Ekran başında çok fazla zaman geçiren çocuklar;

  • İletişim problemleri yaşıyor,

  • Özellikle küçük yaşlarda konuşma gecikmesi görülüyor,

  • Algılama ve dikkat süreçleri zayıflıyor,

  • Sabırsız ve saldırgan tutumlar sergiliyor,

  • Uyku düzensizlikleri görülüyor,

  • Şiddet ve alkol gibi uyaranlara maruz kalıyor.

Televizyon kullanımının olumlu ve olumsuz yönleri tartışıladursun, Fransa’da Medya Yüksek Konseyi0-3 yaş arası çocukların televizyon izlemesine yasak getirmiştir. Bu yasak, sadece yetişkinlerin kanallarını kapsamamakta aynı zamanda çocuk ve bebek kanalları için de geçerlidir. Bu yaş aralığı, beyinde yer alan nöronların deneyimler sonucunda birbirine bağlandığı, köprü kurduğu en zengin dönemi kapsamaktadır. Dolayısıyla, çocuğun pek çok uyarıcıya maruz kalarak deneyim yaşamasının gerektiği bu dönemde, pasif bir alıcı olarak şekillendiği televizyon karşısında geçirmesi önlenmeye çalışılmaktadır. Bebeklikten itibaren beş duyu organını da kullanma becerisiyle donatılmış olan çocuk, televizyon karşısında sadece görme ve işitme duyularını kullanabilmektedir. Buna bağlı olarak diğer üç duyu organı en verimli dönemlerinde körelmektedir.

Teknolojik tüm ürünlerde olduğu gibi televizyon için de bilinçli kullanım çok önemlidir. Her geçen gün çocuklar için hazırlanan programların kalitesi arttırılmakta ve oldukça faydalı içerikler hazırlanmaktadır. Bu noktada devreye ebeveynler girmektedir. Çocuklar kendileri için hangi programın doğru veya faydalı olacağını bilememektedirler. Onlar sadece eğlence kısmıyla ilgilenmekte ve karşılarına çıkan her türlü yayını izleyebilmektedirler. Maalesef o sırada işi olan ya da oyalansın diye düşünen ebeveyn kumandayı çocuğunun eline teslim ederek çocuğu başıboş bırakabilmektedir. İşte televizyonun asıl tehlikeli olma süreci bu ilk adımla başlamakta ve izlenilen süre boyunca devam etmektedir. Ebeveynler muhakkak içeriğine güvendiği ve bildiği yayınları belirlemeli ve ancak o şekilde çocuğuna izin vermelidir. Ayrıca birlikte televizyon izleyerek gelişen durumlara uygun olarak açıklayıcı ve eğitici bir dil kullanılmalıdır.

Ebeveynlerinin telefonlarından, tabletlerinden (hatta azımsanmayacak kadar çoğunluğun kendi tableti olduğunu düşünürsek…) istedikleri çizgi filmleri izleme ve istedikleri oyunları yükleme gibi olanaklara sahip olmak, son zamanların en sık rastlanan ancak en vahim olaylarından birisidir.

Bu noktada gerçek anlamda bilinçli olan ebeveynler süreci çok güzel yönetebilmektedir. İzlenecek yayınlar hem anne hem de babanın fikir birliğiyle belirlenir. Ardından çocuk izleyecekleri bittikten sonra kitap okuyabilir, oyuncakları ile oynayabilir ya da resim yapabilir… Lakin şunu bilir: Benim televizyon izleme sürem bitmiştir. Çocuğa bu bilinçliliği, durumu kabullenebilme olgunluğunu ne kadar erken kazandırırsak, hayatını düzenleme noktasında o kadar az zorluk yaşayacaktır.

Diğer tarafta ise bilinçli davranmakta biraz zorlanan ebeveyn tutumları vardır. Onların söylemlerine göre; “çocuktur istediğini izlesin, inatlaşmak istemiyorum ya da misafirler geldiğinde ancak o şekilde bizi rahat bırakıyor”. Ve en sık duyulan ifadelerden biri de şudur ki: “Kumanda sadece onun elinde durabilir, yemek yerken ya da akşam yatana kadar sürekli televizyon izler”. Bu ve bunlar gibi binlerce söylem duymak mümkündür. Ancak hep söylediğim gibi bu gibi durumlarda çocuğa kızmak ya da inatçı bir yapısı olduğunu söylemek çocuğa çok büyük haksızlık yapmak demektir. Çünkü yaşanan bu tarz durumlarda asıl sorumluluk ebeveynlere aittir. Ebeveyn evdeki rolünü bilinçli bir şekilde hissettirmeli ve çocuk da kendi rolüne uygun davranma şeklini öğrenmelidir. Öğrendiğini içselleştirebilir ve uygulayabilirse yaşanılan bu gibi durumların çok kısa bir süre içinde azalacağı görülebilir.

Çocuklarımız bizim geleceğimiz en değerlilerimiz. Dünya üzerinde hangi ebeveyne sorarsanız sorun, dünyadaki en değerli varlıklarının çocukları olduğunu söylerler. Özellikle onların sağlığının her şeyden önce geleceğini ifade ederler. Ancak burada dikkat edilmeyen çok önemli bir nokta bulunmaktadır. Çocukların sağlığı söz konusu olduğunda; iyi beslensinler, soğuk almasınlar, ateşlenmesinler… diye düşünülür. Evet, fiziksel sağlık herkes için önemlidir ancak asıl farkında olunmayan zihinsel sağlıktır. Bilinçsiz teknoloji kullanımının çocuğunuza vereceği zararı dünya üzerinde başka hiçbir şey veremez. Ve zihinsel sağlığın ne kadar yerinde olup olmadığı da çocuk bir okulöncesi kurumuna gittiğinde daha net anlaşılabilmektedir. Gruba uyma süreci, algılayabilme, odaklanabilme, başladığı işi sonuna kadar götürebilme… gibi pek çok zihinsel sürecin kullanımını gerektiren durumla karşılaşan çocuğun zihinsel sağlığının ne durumda olduğu rahatça gözlenebilmektedir.

Sonuç olarak, çocuklarımızın zihinsel olarak iyi ve sağlıklı olabilmeleri için ebeveynlerin bilinçli hareket etmesi çok önemlidir. Aslında pek çoğumuzun bildiği ancak uygulama noktasında sıkıntı çekilen bir durumdan bahsediyoruz. O zaman öncelikle kendi zihinsel sağlığımızı koruma adına önlemler alalım. Göreceksiniz ki bu önlemleriniz çocuklarınızın dikkatini kısa süre içinde çekecek ve hem sizin hem de çocuğunuzun zihinsel sağlığı korunmuş olacak.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)