Diyabet ve Periodontal Hastalıklar

Tip 1 ve Tip 2 Diyabet diş sağlığımızı tehdit edebilmektedir. Glikoz (şeker) kontrolünün iyi yapılamayan diyabetlilerde diş ve diş eti hastalıklarına sıklıkla rastlanılmaktadır. Diyabetin komplikasyon dediğimiz istenmeyen etkileri arasında yer alabilen periodontit, bazen kişinin diyabetini fark etmesinden önce başlayabilmektedir. Yani diyabet periodontal hastalıklara yol açabildiği gibi, periodontal hastalık tedavisi altindaki bireylerde ilerde diyabetin bizzat kendisi gelişebilmektedir. Kan şeker ayarı bu gün kliniğimize diyabet defterleri ile açlık ve yemekten 2 saat sonra tokluk şekeri (glikozu) olarak takip edilmekte olup sonuçlar üç aylık ortalama şekeri yansıtan A1c rakamı ile de gözden geçirilmektedir.

Periodontoloji, doğal dişler, implantlar ve bu yapıların etrafında bulunan dokuların sağlık ve hastalıktaki durumlarını inceleyen, bu dokularda meydana gelen hastalıkların teşhisi, tedavisi ve tedavi sonrasında elde edilen sağlığın korunmasını amaçlayan diş hekimliği dalıdır.

Periodontal hastalık nedir?

Periodontal hastalıklar; diş eti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen iltihabi hastalıklardır. Bu hastalıklar erken dönemde teşhis edildiklerinde kolay ve başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler. Dişeti hastalıklarının önlenmesi veya tedavisi; doğal dişlerin korunması, daha rahat çiğnemenin ve daha iyi bir sindirimin sağlanması gibi diğer faydaları da beraberinde getirir. Periodontal hastalıklar diş eti iltihabı (gingivit) ile başlar. Gingivitte sadece dişetleri etkilenmiştir. Bu dönemde diş etleri kanamalı, kırmızı ve hacim olarak büyümüştür. Erken dönemde çok fazla rahatsızlık vermeyebilir. Gingivit tedavi edildiğinde diş etlerindeki iltihap ortadan kalkarak iyileşme görülür. Tedavi edilmezse hastalık periodontitise ilerleyerek diş eti ve dişleri destekleyen alveol kemiğinde geriye dönüşsüz hasar oluşturabilir.

Periodontit ise periodontal hastalıkların daha ilerlemiş bir safhasıdır. Diş eti ile birlikte dişleri destekleyen diğer dokularda da hasar oluşur. Diş-dişeti arasında "periodontal cep" oluşur. Periodontal cep varlığı enfeksiyonun yerleşimini ve hastalığın ilerlemesini kolaylaştırır. Hastalık ilerledikçe dişler sallanmaya başlar, hatta çekime gidebilir.

 

Periodontal Hastalık Risk Faktörleri:

  • Yaş

  • Genetik

  • Sigara kullanım

  • Stres

  • Diyabet


 

Dişeti hastalığının belirtileri:

  • Diş fırçalama sırasında ya da spontan dişetlerinde kanama

  • Kırmızı, şiş ve hassas dişetleri

  • Kötü ağız kokusu

  • Diş etlerinde çekilme

  • Dişlerden kolaylıkla ayrılabilen, uzaklaşan dişetleri

  • Dişler ve dişetleri arasında iltihabi akıntı

  • Sallanan veya giderek birbirinden uzaklaşan dişler (dişler arasında aralıkların oluşması veya mevcut aralıkların artması)

  • Isırma sırasında alt ve üst dişler arasındaki ilişkilerin değişmesi

  • Mevcut protezin uyumundaki değişiklik


 

Diş eti hastalığının sebebi nedir?

Diş eti hastalığının en önemli nedeni "dental plak" adı verilen, dişler üzerinde biriken yapışkan ve sarımsı beyaz renkte bir tabakasıdır. Günlük fırçalama ve diş ipliği kullanımı ile dental plağın uzaklaştırılması sağlıklı bir ağız için temel gereksinimdir. Eğer plak etkin bir şekilde dişlerden uzaklaştırılmazsa diş taşı veya tartar olarak bilinen düzensiz yüzeyli ve geçirgen bir yapıya dönüşür. Plaktaki bakteriler tarafından salınan zararlı ürünler diş etinde irritasyona neden olur. Bu ürünler nedeni ile diş etini dişe sıkıca bağlayan lifler yıkıma uğrar, dişeti dişten uzaklaşır ve periodontal cep oluşur. Böylece bakteri ve ürünlerinin daha derin dokulara ilerlemesi kolaylaşır. Hastalık ilerledikçe cep derinleşir, bakteriler daha derine; kemiğe kadar ilerler ve dişi destekleyen alveol kemiğinde de yıkım başlar. Hastalık tedavi edilmeden bırakılırsa sonunda dişler sallanır ve çekimleri bile gerekebilir.

    Periodontal hastalıklar büyük oranda önlenebilen ve kontrol altına alınabilinen hastalıklardır. Tedavinin başarısı, ağız hijyeninin sağlanması, doğru ve erken tanı, uygun tedavi yönteminin uygulanmasına ve  hastanın aktif olarak tedaviye katılımına bağlıdır.

    Ağız, diş sağlığı ve genel sağlık birbirleriyle etkileşim içerisindedir ve buna bağlı olarak diyabetli hastalarda diş ve diş etlerinin bakımı çok önemlidir. Diyabetli hastalarda diş ve dişeti enfeksiyonları engellenemediğinde enfeksiyonu sınırlandırmak daha güç hale gelir. Ketoasidoz (özellikle tip 1 diyabette görülen ölümcül seyredebilen diyabet komplikasyonu) ve sepsise kadar giden durumlar nüksedebilir. Hastanın ağzında aseton (çürük elma kokusuna benzer) tarzı kötü koku ve ağrı ile beraber, diş kaybı nedeniyle çiğneme sorunları ve buna bağlı olarak da sindirim sistemi problemleri ortaya çıkar.

 

    Diyabet ile periodontitis arasındaki ilişkiler klinik ve immünolojik yönleri ile birçok çalışmada ele alınmıştır. Diyabet türlerine göre yapılan çalışmalarda; diyabetli (Tip 1 ve Tip2) bireylerde diyabetli olmayanlara göre daha yüksek oranlarda dişeti hastalıkları gözlendiği görülmüştür. Bunun yanı sıra, kontrol altında olmayan diyabetlilerde kontrol altındakilere göre daha yüksek oranlarda dişeti hastalıkları ortaya çıkmıştır.  Bir başka çalışmada diyabetli kişilerde periodontit oranının arttığı, dişeti enfeksiyonlarının da kan glukoz kontrolünü olumsuz etkilediği belirtilmiştir. Dental kaynaklı enfeksiyonlar diğer enfeksiyonlar gibi hiperglisemiye ve yağ asidi metabolizmasını artırarak diyabetik ketoasidoza (özellikle Tip 1 diyabette görülebilen) yol açarbilmektedir. Bu nedenle diyabet hastalarında diş ve dişeti sağlığını korumak ve devamlılığını sağlamak oldukça önemlidir. Dişeti hastalığına sahip diyabetli hastalarda yapılan çalışmalarda enfeksiyonunun iyileşmesi ile insülin ihtiyacının da  azaldığı görülmüştür.

    

    Periodontitisin başlangıcını, ilerleyişini ve şiddetini etkileyen hastalıkların başında diyabet gelmektedir. Diyabetle birlikte, dişetinin dokularında vasküler değişiklikler oluşmaktadır. Oral mikrofloradaki değişikliklerin, kollajen üretiminde azalmanın ve kollajenaz aktivitesinde artışın sonucu olarak dişeti dokularındaki yıkım artmaktadır. Diyabetin periodontitin oluşmasında önemli bir risk faktörü olduğu bilinmektedir. Bu sebeple diyabetli iken diş ve diş etlerinin sağlıklı olmasını sağlamak için ; 

 

  • Kan şekerini kontrol altında tutmak, 

  • Her öğünden sonra mutlaka dişleri fırçalamak

  • Günde bir defa diş ipi veya arayüz fırçası kullanmak, 

  • Takma dişler varsa onların da temizliğine özen göstermek, 

  • Yılda iki defa (6 ayda bir) diş hekimine kontrole gitmek, 

  • Diş hekimine diyabetin olduğunu mutlaka söylemek, 

  • Eğer sigara kullanıyorsa (profesyonel yardım alarak) bırakmak gerekir. 

    

    Periodontal hastalıklar  sessiz bir şekilde seyreder. Dişeti kanaması subgingival enfeksiyonun ilk işaretidir. Bu durumda diyabetli hastaların daha iyi bir diyabet kontrolü için, diş bakımına özen göstermeleri ve düzenli olarak diş hekimi ve dişeti hastalıkları uzmanı kontrolüne gitmeleri gerekmektedir. Diş hekimleri ile Diyabet uzmanı doktorlarının, diş etindeki durum ve glisemik kontrol konuları ile ilgili beraber çalışarak, diyabetliler için kapsamlı bir tedavi planı yapmaları gerekmektedir.

 

    Ağız sağlığı günlük hayatımıza  direk etkilerinin yanında vücut sağlığımızı da etkilemektedir. Ağız içerisndeki çürüklerin, diş kayıplarının ve dişeti hastalıklarının diyabet ve kalp hastalıkları gibi pek çok hastalık ile bağlantılı olduğu gösterilmiştir. Yani sağlıklı diş ve diş etlerine sahip olmamız, aynı zamanda genel vücut sağlığımıza da katkı sağlamaktadır. Ağız sağlığının korunması için altı ayda bir yapılacak diş doktoru kontrolü ve düzenli ve doğru yapılacak ağız bakımı çok önemlidir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)

Yazar

Mehmet Akif Büyükbeşe

İç Hastalıkları Prof. Dr.

Randevu al