Ergenlik Döneminde Obsesif Kompulsif Bozukluk

Yazar Esra BüyükkurtPsikolog • 17 Ocak 2020 • Yorumlar:

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB); sürekli tekrarlanan düşüncelerle birlikte, obsesyonların meydana getirdiği kaygıyı azaltmak amacıyla, fiziksel ve zihinsel olarak yapılan eylemler şeklinde görülen bir anksiyete bozukluğu türüdür. OKB’de kaygıya sebep olan ve tekrarlayan obsesyonlar ve kompulsiyonlardan sadece biri ya da ikisi birden görülebilir. Başlangıç yaşı ya çocukluk döneminde 10-11 yaş veya ergenlik sonunda 19-23 yaşlar arasıdır. Çocuk ve ergenlerde en fazla karşılaşılan obsesyonlar dürtü kontrolsüzlüğü nedeniyle başka insanlara zarar verme korkusu, mikrop bulaşmasıyla ya da kirlilikle ilgili korkular, kendine ya da sevdiği insanlara zarar geleceği kuşkusu, istifleme, simetriye takılma, dini konularda takıntılı davranışlar gibi obsesyonlardır. Buna karşın temizlik yapma, sayma, kontrol etme ve düzenleme, tekrarlayıcı konuşmalar ya da davranışlar en sık görülen kompulsiyonlardır. Erken başlangıçlı OKB sinsi bir şekilde başlar ve hastalar genellikle belirtileri gizlemeye çalışır (Özcan ve diğ., 2013).

OKB çocuk ve ergenlerde, akademik başarıyı, aile içi iletişimi ve sosyal ilişkileri oldukça olumsuz etkileyen şiddetli bir bozukluktur. Yetişkinlerin aksine çocuk ve ergenler kompulsiyonlarının fazla ve manasız olduğunu kabul etmezler. Hissettikleri duyguyu kaygı yerine daha çok rahatsızlık, tiksinti ya da bir şeylerin eksik kalması olarak tanımlarlar. Bunun sebebi onlardaki iç görünün yetişkinlerdeki kadar gelişmemiş olmasıdır. OKB’nin etiyolojisini bilişsel yönden açıklayan modellere göre düşüncenin kontrolü ve önemsenmesi, mükemmeliyetçilik, belirsizliğe tahammül edememe, abartılı sorumluluk ve tehdit algısı OKB’deki temel yanlış inançlardır (Pişgin ve Özen, 2010).

Yapılan araştırmalarda OKB’si olan bireylerin aile yapılarına bakılacak olursa; OKB’li bireylerin özellikle babalarının müdahaleci ve koruyucu bir yapıda olduğu görülmüştür. Algılanan koruyucu tutum özelliklerinin kontrol grubuna nazaran, OKB olanlarda yüksek olduğunu görülmüştür. OKB’nin biriktiricilik, simetri ve düzen alt türlerine sahip hastalar ailelerinin kendilerine yakınlık göstermediğini fakat kontrolcü bir tutum sergilediğini belirtmişlerdir. Annenin aşırı koruyucu tutumu ise bu bireylerde aşırı sorumluluk duygusu gelişmesine sebep olmaktadır. Buna göre sürekli sorumluluk ve zarar verme korkusuyla birey yanlış yorumlamalar yapmaktır. Örneğin başkalarına zarar gelecek korkusu yüzünden sürekli kendini sorumlu hissetmektedir. Buna göre çocuğunu sürekli kontrol eden ve eleştiren ebeveynler, çocuğun, dış dünyayı tehlikeli olmasına rağmen kontrol edilebilir zannetmesine sebep olarak, kendini bu tehlikeler karşısında yetersiz görmesine sebep olmaktadır (Ersin, 2017).

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Esra Büyükkurt Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Psikoloji Uzm. Kl. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)