Evde Kal Günlerinde D Vitamini

Yazar Mehlika Öktem BozDiyetisyen • 24 Nisan 2020 • Yorumlar:

Mümkün olduğunca evde kaldığımız belki sadece market, eczane vb. yerler için dışarı çıktığımız bu günlerde D vitamini konusu önemli! D vitaminini yaz aylarında bolca alıyoruz, çünkü en temel D vitamini kaynağı, deri yoluyla alınan güneş ışınlarıdır. Daha doğrusu, derimiz güneş ışını gördükçe vücudumuz kendisi D vitamini üretir. Bu yüzden de özellikle kış aylarında D vitamini seviyesinde düşme olabilir ve yazın da çok güneş görmüyorsanız D vitamini eksikliği oluşabilir. Peki ya şimdi içinde bulunduğumuz bu zor günleri düşünelim. Kış mevsimi bitti, güneş yüzünü bizlere gösterdi fakat biz yine dışarı çıkamadığımız için ondan yararlanamıyoruz.

D vitamini eksikliği en sık kimlerde görülür? Özellikle güneş görmeyen güneş görse de D vitaminini yeteri kadar alamayan bireylerde ki özellikle, Kasım – Şubat aylarında, sıkça görülür. D vitamini eksikliği görülen kişiler, karaciğer – böbrek yetersizliği olan kişiler de olabilmektedir. Ayrıca D vitamini eksikliğinin görüldüğü bir diğer grup da yaşlılardır. İlk bir yıl boyunca anne sütü almamış olan ve güneşlenmekten mahrum bırakılmış olan bebeklerde de D vitamini eksikliği görülür.

D vitamininin vücudumuzdaki görevi nedir? D vitaminin en önemli işlevi, kalsiyumu vücutta daha etkin kullanılmasını sağlamaktır. Paratiroit hormonla beraber, kanımızdaki kalsiyumun normal sınırlarda kalmasını sağlar. Şöyle ki; D vitamini besinlerle alınan kalsiyumun bağırsaklardan emilimini kolaylaştırırken, Paratiroit hormonda kalsiyumun böbreklerden geri emilimini sağlar ve böylece kan kalsiyum seviyesi korunur. Kalsiyumun, kemik yapısının temel yapı taşı olduğunu belirtecek olursak D vitamininin faydaları arasında da, kemikleri güçlendirmesini sayabiliriz. Ayrıca pankreastan insülin hormonu salgılanmasına destek olarak şeker hastalığını önlemeye yardımcı olur. Damarlardaki kan basıncını düzenleyerek yüksek tansiyon riskini engeller. Böylelikle vücudumuzu kardiyovasküler hastalıklardan korur. Çocuklarda Raşitizm, yetişkinlerde osteomalazi hastalıklarının görülmesini önler. Ayrıca yapılan araştırmalar sonucunda yeterli D vitamini alanlarda meme, kolon ve rektum kanserinin daha az görüldüğü, D vitamini yetersiz alanlarda ise prostat ve meme kanseri riskinin arttığı saptanmıştır.

Bunların yanı sıra şişmanlığın artması ve D vitamini düşüklüğü de tesadüf değildir. Halsizlik, yorgunluk, depresyona eğilim, kasların zayıflaması D vitamini eksikliğinin ortaya çıkardığı sonuçlardır. Bağışıklığımıza güvenmemiz gereken tam da bu günlerde ise D vitamini ayrı bir önem kazanmaktadır. D vitamini düzeyinin yeterli olması bağışıklık sistemini düzenler. Böylece immun sistem hastalıklarının önlenmesinde ve tedavisinde başarı sağlar.  

Peki, D vitamini kaynakları nelerdir? D vitamininin birincil kaynağı güneştir. Güneşlenen bir kişi, eğer güneşlenme işlemini düzenli olarak gerçekleştiriyorsa, D vitamini bakımından zengin bir vücuda sahiptir diyebiliriz. Güneşli günlerde sadece 15-30dk arası güneşlenmek D vitamini ihtiyacınızı karşılamaya yeterli olacaktır. Çok uzun süre güneşlenmeler ile ise çok D vitamini alınmış olmaz. Çünkü 30 dakikadan sonra D vitamini aktivitesi göstermeyen moleküller oluşmaktadır. Evde olduğunuz şu günlerde ise kendinize her gün balkonda güneşlenme zamanı ayırabilirsiniz. Bunun yanı sıra besinlerle de D vitamini ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Besinlerden tereyağı, kakao, yağlı balıklar, balık yağı, yumurta sarısı ve karaciğer gibi pek çok besinde bulunur. 100 gram yağlı balıktaki D vitamini miktarı 300-1000 IU ünitedir. Bu da güneş ışınlarıyla beraber günlük D vitamini ihtiyacımızı karşılamaya yeterlidir. Onun dışında 100 gram karaciğerde 100-400 IU, 1 litre sütte 3-10 IU,1 yumurta sarısında ise 20-100 IU D vitamini bulunmaktadır.

Fakat D vitaminin günde 1000 IU den ise fazla alınmaması gerekir. Çünkü aşırı alımlarda da bulantı, kusma, iştah kaybı, kabızlık, hâlsizlik, kilo kaybı olur ve serum kalsiyum düzeyi yükselir. 

Optimal D vitamini seviyesi yüksek bağışıklıkla evde sağlıklı kalmanız dileğiyle…

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)