Genel Bir Bakış Açısıyla Dil ve Konuşma Terapisi

Yazar İnci DoğanDil Ve Konuşma Terapisti • 14 Haziran 2019 • Yorumlar:

Dil ve konuşma terapisti görev olarak, doğumdan sonra yani iletişim, dil ve konuşmayla ilgili insan hayatının yaşamı boyunca karşısına çıkabilen patolojik durumlarla ilgilenen bir meslek erbabıdır. Yani erken dönemden başlayıp doğumla gelen hatalar, yanlışlıklar yada bir takım sorunlar olabileceği gibi ilerde de kişi dil ve konuşma becerilerini geliştirdikten sonra karşısına çıkabilen bir takım problemler olur, bunlarla ilgilenen bir meslek erbabıdır. ​

Babıldama dönemi nedir?

Konuşma diğer gelişim basamakları gibi gelişimsel bir süreç takip eder. Hiçbir çocuk doğar doğmaz konuşmaya başlamaz. Dili anne karnında öğrenmeye başlıyoruz ve doğumla beraber alıcı dilimiz yavaş yavaş gelişmeye başlıyor. Doğumdan sonra 6.ayda bazı sesler çıkarmaya başlıyoruz buna babıldama dönemi diyoruz. Bir yaş civarında tek kelimeli çıktılar oluşmaya başlıyor. 1-2 yaş arasında hızlı gelişim var, kelime sayısı giderek artıyor. 2 yaş civarına geldiğimizde artık yavaş yavaş konuşmaya başlıyoruz diyebiliriz. İki yaş civarında çocukların 100'e yakın kelime üretmesini bekliyoruz. 2-3 yaş civarında konuşmaya gramer konuları eklenerek konuşma gelişimi takip ediyor.

Peki ne zaman ve ne gibi durumlarda ilgili uzmana danışmalıyız?

Çocuk doğumdan sonra sese bakmıyorsa iletişime girecek bir davranış sergilemiyor ise, göz teması kurmuyorsa, sadece annenin anlayacağı şekilde konuşmaya başlıyorsa veya hatalı telaffuzlar, konuşma sırasında takılmalar, tekrarlar oluyorsa, 2 yaş civarında henüz hiç kelimemiz yoksa ya da yaşıtlarından geride bir gelişim seyrediyorsa hemen bir dil ve konuşma terapistine görünmelidir.

Gelişim dönemine göre, gelişiminde beklenen ivmeyi kazanmadıysa dil ve konuşma terapistinden destek eğitim almalarını öneriyoruz.

Erken tanılamanın önemi nedir?

Erken tanılama terapinin verimliliği ve gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır. Ailelerin "bekleyelim babası da geç konuşmuştu, aman canım

konuşur daha çok küçük " gibi yargılara kapılmadan, hemen destek almaları terapinin verimliliğini arttırmakla beraber terapinin daha erken şekilde sonuçlanmasını sağlayacaktır.

Dil ve konuşma problemlerinin nedeni olarak birçok etken rol oynayabilir. Doğum öncesinde veya doğum sırasında karşılaşılan zorluklar, kromozonel sorunlar, işitme kaybı, görme engeli, zeka engeli gibi organik sorunlar konuşmanın gecikmesine yol açabilir. Bunun dışında çevresel uyaranların azlığı, aile tutumları, yaygın gelişimsel bozukluk, otizm vs. gibi problemler, yine dudak damak yarıklığı olan çocuklar hem organik hem gelişimsel süreci etkileyen faktörler konuşma gelişiminin gecikmesine  yada konuşma problemlerine yol açılmasına neden olmaktadır.

Konuşmaya etki edecek sorunlar, öncelikle danışmanlık çerçevesinde daha sonrada terapotik  müdahalelerle konuşma terapistleri tarafından  ilgilenilir.

Konuşma problemlerine biraz örnek verelim isterseniz...

Örneğin, gecikmiş dil ve konuşma; belli bir yaşa geldiğiniz zaman artık kendinizi konuşma yoluyla ifade edersiniz, 18-24 ay arasında çocukların yavaş yavaş konuşmaya başlamasını beklersiniz. buralarda ki bir gecikme sorun olabilir. Bazı sesleri telafuzlarda problemleriniz olabilir, seslerin yerlerini değiştirme, sesleri tam anlamıyla telaffuz edememe gibi ya da konuşurken bir takım t- t-t tttakılma türünden  kekemelik adı verilen problemler olabilir.

Sesiniz kalitesi  bozulabilir, soluğunuzu tam olarak toparlayamayabilirsiniz, yada ilerleyen dönemlerde sesinizi kaybedebilirsiniz, bir takım kötü alışkanlıklar nedeniyle ses tellerinde  olumsuzluklar meydana gelebilir(nodül, polip.. vs ) gırtlak hastalıkları hatta kansere kadar giden bazı sorunlar olabilir.

İlerleyen dönemlerde beyin felcinden ötürü konuşma ile ilgili merkezin örselenmesinden ötürü konuşma yetinizi, okuma- yazma yetinizi kaybedebilirsiniz tabii bunun dışında bazı gelişimsel sorunlar, özel gereksinimli bireyler var. İşitme özürlüler zihinsel yetersizliği olanlar, spastikler vs. gibi bunlara da destek eğitim veren bir meslek grubudur.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)