Kadınlarda Cinsel İsteksizlik - Melek Yıldırım

Kadınlarda Cinsel İşlev Bozuklukları
Kadınlarda cinsel işlev bozuklukları sadece vajinismus ile sınırlı değildir. Klinik pratiğimde en sık gördüklerimden biri cinsel isteksizliktir. Dışarıdan bakıldığında “Korkuyorum.”, “Sanki hastayım.”, “Hiçbir şey anlamıyorum, canım istemiyor.” gibi ifadelerle görünür olabilir; ancak bu tablo çoğu zaman çok katmanlıdır.

Bazı kadınlar, özellikle geleneksel veya daha kapalı kültürel iklimlerde büyüyüp ergenlik döneminde cinsellikle ilgili önyargılar oluş(turul)muşsa, yetişkinlikte evlendiklerinde bir anda cinsel yaşamın içinde olmalarına imkân yoktur. Zamanında fıtrattan gelen istekleri tanımak, öğrenmek istediğinde utandırılan genç, kendini suçlu hissetmeye, kendinden ve cinsiyetinden utanmaya başlayacaktır. Şehevi duygular, yasaktan öte, kendine zarar veren, uzak durulması gereken duygular olarak beyne kodlanacaktır.

Bu kodlama ve devam eden benzer tepkiler ile alışkanlıklar, cinsel isteği yıllar sonra unutulan bir arzu hâline getirir. Vakti geldiğinde, bir günde ilişkiye girildiğinde ve ilk gecede yaşanan deneyimler olumlu olmadığında artık cinsellik “nefret edilen” bir durum hâline evrilecektir.

Çok Katmanlı Sebepler
Bu zorluk tek bir sebebe indirgenemez; bedensel, duygusal, ilişkiyle ilgili ve öğrenilmiş inançlar bir araya gelir. Tabiri caizse, kadınlığını yeniden keşfetmeleri için cesaretini toplayıp adım atmaları gerekir. Bunu eşleri için değil, kendileri için yapmaları önemlidir. Eğer başarabilirlerse, hayatına bir güzellik katan; kendi cinsiyetini ve var olma sebeplerinden birini keşfeden bir birey olarak yaşamlarına devam edebilirler.

Partnerler İçin Öneriler
Partnerini seven ve çekici bulan erkeklere tavsiyem de var, tabii ki…
Etkili ve basit ilk adım, her zaman kişisel bakıma ve temizliğe özen göstermektir. Zor ama olmazsa olmaz adım ise romantizmdir. Sık söylediğim bir cümle var:

“Ne kadar romantizm verirseniz, o kadar erotizm alırsınız.”

Romantizm; bir şiir, bir çiçek veya partneriniz için zor olan bir şeyi başararak ona değer verdiğinizi göstermek olabilir. Birçok kadın için çekici bulunmak ve arzu edilmek, görülmek, duyulmak ve değerli hissetmek bunun doğal bir uzantısıdır.

Önerim:
Eşinizi çekici bulduğunuzu günde en az bir kez sözle ya da beden diliyle ifade edin. Beden dilinde odak noktası çoğu zaman gözlerdir. Göz teması kurarken, eşinizin sizde uyandırdığı beğeniyi içinizden canlandırmanız, o duygunun yüzünüze yansımasını sağlar; kadınlar bunu çoğu kez sezgisel olarak fark eder.

Bir romanda dile gelen benzetmedeki gibi:

“Zifiri karanlıkta yürüyen karıncanın sesi kadar gizli bile olsa” kadının fark etme hassasiyeti şaşırtıcıdır.

Cinsellik, karşılıklı hatırlatılan bir alandır. Kadına veya erkeğe, herhangi bir tarafta kopukluk varsa, her iki tarafa da iş düşer. Bu denge zamanla tek tarafın çabasıyla değişmez. Bu yüzden terapide partnerinize destek olmalı; bazı seanslarda psikoloğunuzun davetini kabul edip çift olarak psiko-eğitim almalısınız.

Örnek Vaka ve Terapi Çerçevesi: İnançlar ve Kademeli Yakınlık (BDT & Cinsel Terapi)
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve çağdaş cinsel terapi yaklaşımında iki ray birlikte ilerler:

Geçmişten taşınan inançlar, öğrenmeler ve travmalar üzerinde çalışmak.
Kademeli yakınlık egzersizleri (ev ödevleri) vermek.
Örneğin, dokunmaya bile tahammül edemeyen bir danışan için başlangıç ödevi:

Kıyafetler üzerinizdeyken kanepeye yan yana uzanmak.
Kollarınızın hafifçe değmesine izin vermek.
Romantik bir sohbet eşliğinde sadece yakınlıkla kalmak.
Bu temas yavaş yavaş artırılır; hazır oldukça el ele tutuşma, öpme, okşama gibi adımlara geçilir. Burada belirleyici olan, kişinin inançlarının esnemesi ve zihinsel modellerinin güçlenmesidir; acele etmek değil, bedenin “tamam” dediği hızda ilerlemektir.

Beden Algısı ve Beğenilme
Bazı kadınların derininde bedeni beğenmemeye dair köklü bir şema olabilir; örneğin aynaya uzun süre bakmakta zorlanırlar. Oysa bedenin beğenildiğini ve arzulandığını bilmesi, cinsel açıdan açılmayı kolaylaştırır. Bu yüzden “beğeniyorum”u sadece söylemek değil, farklı biçimlerde hissettirmek önemlidir.

Örnek Bir Akşam: İlişkisiz Yakınlık Ritüeli
Bazen en iyileştirici adım, cinsel ilişki hedefi olmadan yakınlaşmayı yeniden öğrenmektir.
Önerim:
Bir akşamı sadece ikinize ayırın ve cinsel ilişkiye girmeme kararı alın. Mum ışığında, rahat bir sıcaklıkta, mümkünse çıplak (ya da ten hissettiren ince kıyafetlerle) birlikte oturun veya uzanın. Romantik bir film izleyebilir ya da hafif bir müzik açabilirsiniz. Partner iltifatlarını cömertçe paylaşsın: saçlar, bakışlar, gülüş, boyun hattı…

Kadın “dokun” deyene kadar temas başlatmadan, sadece bakış ve sözlerle yakınlık kurun.
Bu tür egzersizler, bedeni “performans” baskısından kurtarıp merak, oyun ve güven alanına taşır.

Sık Sorulan Bir Soru: Kadın Ne Zaman Bizim Kadar Cinselliği Arzular?
Genelleyici olmamak kaydıyla şu söylenebilir:
Orgazm deneyimi, birçok kadın için cinselliğe yakınlığı belirgin biçimde artırır. Orgazm yaşamayan binlerce kadın vardır; bu yaygın bir gerçektir. Öte yandan orgazmı deneyimleyen pek çok kadın, cinselliğin yaşamındaki yerinden daha zor vazgeçer. Yine de bu, kişiden kişiye değişen bir süreçtir.

Orgazmın fizyolojisi, psikolojisi ve öğrenilebilirliği başlı başına bir konudur; onu ayrı bir yazıda ele alacağım.

Psikoloji | Psikoloji İstanbul | Psikoloji Ankara | Psikoloji İzmir | Psikoloji Bursa | Psikoloji Adana