Kaygılı Biriyle Yaşamak

Yazar Birgül ÖzgüvençPsikolog • 1 Aralık 2020 • Yorumlar:

Birçoğunuz evhamlı kelimesiyle bir arkadaş sohbetinde karşılaşmış ya da evhamlı birine hayatınızın bir parçasında maruz kalmış olabilirsiniz. Halk arasında evhamlı olarak tanımladığımız kavramdır kaygı. Kaygı, tıpkı mutluluk, üzüntü, öfke, korku gibi pek çok duygudan biridir ve kaygılanmak oldukça normal bir tepkidir. Sokakta karşıdan karşıya geçerken bir arabanın aniden geldiğini düşünün. O an hiç düşünmeden tepki olarak aniden kaçmaya çalışırız. Korku, insanın doğasında var olan hayati bir duygudur. Bir tehlikeyle karşılaştığımızda otomatik olarak devreye girer. Bu beynin alarm sistemi olarak çalışan savaş ya da kaç tepkisidir ve güvenliği tehdit eden ya da tehdit etmesi muhtemel tehlike anlarında önlem almayı ve korunmamızı sağlar. Kaygı ise bu korku yaratan durumun varlığı olmasa bile bir tehlike varmış gibi düşünme, hissetme ve davranma halidir. Yani sokakta karşıdan karşıya geçmeye çalışırken aniden araba gelmese bile geleceğini düşünerek korkar ve beynimizin alarm sistemini çalıştırır kaygı yaşarız. Kaygı, İnsan hayatının devam ettirilebilmesi için gerekli bir duygudur ama bir aşamaya kadar sağlıklı olan ve olumsuz olaylarla baş edebilmek amacıyla ortaya çıkan bu duygunun şiddetli ve uzun süre yaşanması, bir noktadan sonra bireyin hayatını, faaliyetlerini, sosyal hayatını ve bireylerarası ilişkilerini olumsuz etkilemeye başlamaktadır.

Etrafınızda sürekli oluşabilecek tehlikelerden bahseden, olumsuz düşüncelerini, duygularını ifade eden ve sizin güvende olduğunuzdan emin olmak için devamlı kontrol etmek isteyen biri var ise kaygılı biriyle birliktesiniz demektir. Bu durumla baş etmek oldukça zorlayıcı olabilir. Kaygılı kişiler çok tepkisel olabilirler, düşünmeden konuşurlar, uzun vadeli plan yapamazlar. Zaman zaman dengesiz davranabilirler ve mantıklı olmayan düşüncelerle sizi zorlayabilirler.

Eğer kaygı durumu normal sınırın üstünde olan biriyle yaşıyorsanız, öncelikle karşınızdaki kişi kaygılı olduğu anlarda ve olumsuz düşünceler yoğunlaştığında “sakin ol, takma kafana, boş ver” gibi söylemler kullanmaktan kaçının. Çünkü anlaşılmadığını düşünmesini sağlayacak ve işe yaramayacaktır. Bunun yerine kaygı yaratan konuyla ilgili konuşmayı deneyin ve gerçekçi bakmasını sağlayacak sorular sorabilirsiniz. Bu durum tahammül edemeyeceğiniz hale geldiğinde anlayışınız kurtarıcınız olabilir. Kaygı oldukça yıpratıcı bir duygudur. Siz, karşınızdaki kişi bu duygunun içinde boğulurken olumsuz bir tutum sergilerseniz durum daha da kötü hale gelecektir. Böyle zamanlarda karşınızdaki kişinin kaygısının arkasında kalan gerçek kişiyi hatırlayın. Partneriniz, anneniz ya da arkadaşınızın kaygı yaşamadığı zamanlardaki anlarına odaklanın. Eminim onun kişiliğinin sevdiğiniz ve olumlu taraflarını görmeyi başaracaksınız. Diğer taraftan karşınızdaki kişinin kaygısını azaltmaya çalıştığı durumlarda çok az bile olsa çabasını görmeye çalışın ve takdir edin. Onun da bu durumla baş etmeye çalıştığını unutmayın. Daha iyi olduğunu ifade eden destekleyici söylemler kaygısıyla baş etmesini kolaylaştıracaktır. Kaygı çok dirençli olabilir ve kişi çok yavaş gelişim gösterebilir. Bu gibi durumlarda sabırlı olmaya çalışın. Sevdiğiniz kişiyi hatırlayın.

 

Kaygılı bir kişiyle uzun süredir birlikteyseniz sizde kaygılı olmaya aday olabilirsiniz. Bazı durumlarda kaygı bulaşıcı olabilir. Kendinizi maruz kaldığınız kaygı durumunu farkında olarak korumaya çalışın.

 

Kaygıdan uzak, güvende ve huzurla geçireceğiniz bir yıl diliyorum. Yeni yılınız kutlu olsun.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)