Kıtlığı Önlemenin Yolu Sürdürülebilir Beslenmeden mi Geçiyor?

Yazar Gizem SoncuDiyetisyen • 24 Mart 2022 • Yorumlar:

Sürdürülebilir beslenme yeni bir kavram değildir. Peki ne oldu da son zamanlarda sıkça duymaya başladık derseniz işte cevabı; dünya nüfusunun artması ve yaşanan iklim değişiklikleri sürdürülebilir beslenmeyi daha da ön plana çıkarmıştır. Dünya çapında hızla artan gıda israfı, mevcut ve gelecek ihtiyacın karşılanması konusunda tehdit oluşturmaya başlamıştır. Peki bizler neler yapabiliriz derseniz işte bu yazımda tek tek hepsine değineceğim..

İşte Sürdürülebilir Beslenmenin Anahtar Kelimeleri;

Nasıl sürdürülebilir beslenebilirim diyenler için gerekli anahtar kelimeleri paylaşıyorum..

Sürdürülebilir beslenme; güvenilir, sağlıklı, besleyici ve çevresel etkisi düşük beslenmedir.

Aynı zamanda bir beslenmenin sürdürülebilir olması için mutlaka ama mutlaka:

1- Ekonomik

2- Herkes tarafından ulaşılabilir

3- Adil

4- Gıda güvenliğine katkı sağlayan içeriklerde olması gerekmektedir.

 

Oysa günümüzde; değişen beslenme şekilleri nasıl da ihtiyacımız olan protein miktarından çok daha fazlasını tüketmemize sebep oldu.. Fakat unutmamamız gereken bir şey var; beslenme seçimindeki küçük değişimler büyük dönüşümleri beraberinde getirir..

 

Ne Yaparsam Sürdürülebilir Beslenmiş Olurum?

 

  • Yeterli ve dengeli beslenin

  • Hayvansal kaynaklı proteinleri azaltın, bitkisel kaynaklı proteinleri arttırın

  • Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketin

  • Baklagiller, tam tahıllar ve yağlı tohumların (fındık, badem, ceviz) tüketimini arttırın

  • Sürdürülebilir balıkçılık ile avlanmış (sezonunda avlanmış) balıkları tercih edin

  • Sebze ve meyveleri mutlaka mevsiminde tüketin

  • İdeal kilonuzda kalın

  • Beslenme alışkanlıklarınızı sürdürülebilir hale getirin

 

Sürdürülebilir Diyet Modeli ‘’Akdeniz Diyeti’’ Oldu!

 

Evet doğru duydunuz! Sürdürülebilir beslenmenin temellerini atmak için işte anahtar model! Akdeniz modeli beslenin..

 

Bitki merkezli bir diyet olan akdeniz diyeti; toprak, su ve enerji kaynaklarına olan talebi azalttığı için sürdürülebilir bir diyet modeli olarak kabul edilmiştir. 

Ayrıca; son 10 yılda, akdeniz diyeti; hem düşük sera gazı emisyonları hem de düşük su ayak izleri nedeniyle çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlamıştır. 

 

Kıtlık mı Geliyor? Karbon Ayak İzini Nasıl azaltacağız? Kırmızı Et Tüketimi Doğal Kaynakları Tüketiyor mu? 

 

İşte en önemli sorular ve onların cevapları..

 

Küresel ısınma sonucu atmosfere salınan sera gazlarının birikmesiyle dünya yüzeyindeki sıcaklığın artıyor. Yani küresel ısınma meydana geliyor ve dolayısıyla da ilkim çeşitliliği bozuluyor. İşte tam bu noktada doğal kaynakların yetersizliği ve kıtlık riski ortaya çıkıyor!

 

Küresel ısınmanın başlıca sorumlusu olarak bilinen ve karbondioksit cinsinden ölçülen sera gazlarının çevreye verdiği zararın ölçüsüdür ‘’karbon ayak izi’’ 

 

İşte her şeyin sorumlusu olarak gösterdiğimiz bu karbon ayak izi insanların faaliyetleri sonucu doğaya salınır! Ve bu salınımı azaltmak da yine bizim elimizde.. 

 

Mesela kırmızı et tüketimi; kırmızı et tüketmek doğal kaynakların ömrünü azaltıyor.. En başta ise küresel ısınmaya sebep oluyor! Yani, çiftlik hayvanlarının çıkardığı metan gazı arttıkça küresel ısınma da bir o kadar artıyor.. 

 

  • Bir ineğin yıllık gaz salınımı ne kadar biliyor musunuz? 4-5 arabanın meydana getirdiği gaz salınımına eşit! 

  • 1 kg kırmızı et üretebilmek için 100 bin litre su harcanıyor! Bu rakam, bir insanın tam 2 sene boyunca duş alırken harcadığı su miktarına eşit sayılıyor.. 

  • 4 etsiz gün demek; tüm ev halkının kullandığı elektriğe eşit demek..

  • 6 etsiz gün ise, arabaların hiç kullanılmaması ile aynı etkiye sahip..

 

Kıyaslamak gerekirse; hayvansal kaynaklı protein üretmek için kullanılan alan miktarı, bitkisel kaynaklı protein üretmek için kullanılan alanın yaklaşık olarak 10 katı! Bu da demek oluyor ki; iklim sorunlarının çözümü bizim besin seçimlerimizde.. Şimdi biraz düşünelim mi? 

 

Mutfakta Gıda İsrafına Dur Deyin!

 

1- Planlı ve Haftalık Alışveriş Yapın

Daha az almak, gıda israfı konusunda düşündüğümüzden daha etkili bir yöntem. İhtiyacımız olmayan besinlerin hiç alınmaması ve tüketemeyeceğimiz kadar çok besinin dolaba hiç girmemesi demek, gıda israfının hiç oluşmaması demek! Market alışverişine tok karnına çıkmak ve haftalık ihtiyaç listeleri hazırlamak, ihtiyacımız olmayan besinlerin alınmamasını sağlayan en basit ama en etkili yöntemlerdendir!

 

2- Buzdolabınızı Doğru Yerleştirin

Özellikle sebze ve meyvelerin tazeliğini korumak için bu madde oldukça önemli. 

 

  • Hassas ve çabuk bozulan yeşil yapraklı sebzeleri yıkamadan, mutfak bezine sararak ve sonrasında da kapalı bir kap içerisinde dolaba yerleştirmek en doğru saklama şeklidir.

  • Bazı meyveler (elma, muz, armut vs.) etilen gazı salgıladıkları için yeşil sebzelerde çürümeyi hızlandırarak çabuk bozulmalarına neden olurlar! İşte bu yüzden, yeşillikleri meyvelerin yanına koymamak, tazeliklerini arttırmanın en iyi yoludur. 

  • Tatlı patates, bal kabağı, patates gibi bazı kök sebzeleri ile soğan ve sarımsak gibi sebzeler buzdolabında değil; serin, nemsiz, karanlık bir ortamda saklandıkları zaman daha uzun süre tazeliklerini korurlar..

 

3- Derin Dondurucunuz En Büyük Dostunuz

Gıda israfını azaltmanın en kolay yolu ürünleri daha uzun süre kullanabilmektir. İşte bu noktada en büyük dostunuz derin dondurucularınız.. Kalan yemekleri, sebze ve meyvelerin kullanmadığınız kısımlarını derin dondurucuya atmak demek bu ürünleri yeniden kullanma imkanı demek! 

 

  • Yarı haşlanmış baklagilleriniz, yıkanmış ve doğranmış sebze kökleriniz bir de önceden hazırlayıp dondurduğunuz sebze stoklarınız varsa işte akşam harika bir çorba..

 

4- Sebze ve Meyveleri Kökten Uca Kullanın

Yeterince yıkanmış sebze ve meyvelerin kabuklarından saplarına kadar her yerini kullanın. Havucun dışını kazımadan veya maydanozun saplarını da atmadan kullanmak güzel bir seçenek olabilir. Fakat siz sebzeleri bu şekilde kullanmak istemezseniz o zaman yine güzel bir önerim var;

 

  • Maydanoz sapı, sebze kökleri ve sapları gibi kullanmadığınız kısımları, karabiber taneleri, defne yaprağı, kekik, biberiye dalı, fesleğen gibi baharatlar ile lezzetini arttırıp tencerede kaynatarak sebze stoğu hazırlayabilir ve buzlukta dondurarak saklayabilirsiniz. 

  • Limon ve portakal gibi narenciyelerin kabuklarını rendeleyerek salata sosunda, yemeklerde veya tatlılarda kullanabilirsiniz. 

  • Elma kabuklarını da kurutarak bitki çaylarınızın içine atabilir ve güzel aromalar elde edebilirsiniz.

 

5- Artan Sebzelerden Turşu Kurun 

  • Mevsiminde alınan sebzelerin fazlasını turşu kurarak tün yıl boyunca ilk günkü lezzetinde tüketmeniz mümkün.. 

 

Böylece tüketemeyeceğiniz her sebzeyi fermente ederek çok uzun süre saklamanız mümkün olacak. 

 

6- Olgun Meyvelerden Reçel Yapın

  • İyice olgunlaşan meyveleri değerlendirmenin en lezzetli yolu onlardan reçel yapmak olabilir. Ayrıca, olgunlaşmış meyvelerin doğal şeker oranı yükseldiğinden, çok az şeker ile ve biraz asit ilavesi yaparak (limon güzel bir tercih olabilir) kıyam alana kadar kaynatın ve oda sıcaklığında soğutun daha sonra cam kavanozlar ile buzdolabında saklayın. 

 

İsraf olmak üzere olan meyveniz artık kahvaltılarınızı süsleyecek.. 

 

  • Reçele dönüştüremediğiniz meyvelerinizi ise (muz gibi) dolabınızın buzluk kısmında dondurarak lezzetli smoothie tariflerinizde kullanabilirsiniz veya belki bir gün fit bir dondurma yapmak için ihtiyaç duyarsınız.. 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)