Konuşma Sesi Bozuklukları

Dil ve konuşma becerileri gelişirken her konuşma sesinin(harflerin) öğrenildiği belli bir yaş aralığı vardır. Bu yaş aralığı sonrasında sesin konuşma içinde uygun olarak üretilmesi bu sesin edinildiğinin göstergesidir. Topbaş, S.(2005)’ın ülkemizdeki çocuklarla yaptığı çalışmaya göre 3yaş 6aylık döneme kadar hece başı ve hece sonu pozisyonlarda bulunan tüm sesler (%90 oranda) çocuklar tarafından edinilmektedir.

Artikülasyon bozuklukları, konuşma seslerinin çıkartılış yeri, biçimi, hızı, zamanlaması ve basıncının hatalı üretimine dayalı sorunlardır. Çocuklar konuşmayı yeni öğrenmeye başladığında sıklıkla görülebilir. Bu süreçte:Kapı yerine;tapı/ araba yerine; ayaba / su yerine; bu gibi hatalı kullanımlar görülebilir. Bir çok çocuk öğrenme sürecinin bir parçası olan bu hataları kısa süre içinde düzeltecektir. Normal gelişim sınırları dışında (3,5 yaş sonrasında) artikülasyon hatalarına devam eden çocukların mutlaka bir dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Fonolojik bozukluklar, konuşmanın temelini oluşturan dil kurallarına ait bilgiyi (sesbilgisini/fonoloji) edinme güçlüğüdür. Çocuk kolay anlaşılır konuşma örüntüleri gerçekleştiremez. Fonolojik bozuklukta görülen hatalar da artikülasyon bozuklukları gibi anlaşılırlığı etkiler. Ancak fonolojik bozuklukta hata örüntüleri daha karmaşık ve kimi zaman tutarsız yapıdadır. Mutlaka uzman dil ve konuşma terapisti tarafından çözümlenmesi gereklidir. Bu hata örüntülerinden bazıları;

önleştirme, (köpek yerine töpet)

artlaştırma, (tuz yerine kuz)

seslerin yer değiştirmesi, (kitap yerine kipat)

hece/ses yitimi,(uçurtma yerine uçuma)

benzeşim işlemleri, (portakal yerine popapay)

duraklaştırma, (gar yerine kar)

akıcıların değiştirilmesi (ayı yerine alı) gibi çok sayıda hata örüntüsü beraber ya da tek başına bulunabilir.

Konuşma Sesi bozuklukları yapısal kökenli olabildiği gibi, herhangi bir nedene bağlı olmaksızın da görülebilmektedir. Konuşma sesi bozukluğu oluşturabilecek nedenler arasında; yarık dudak-damak ve ağız-yüz anomalileri, ortodontik anomaliler, işitme kaybı, zihin engeli, nörolojik kökenli bozukluklar (serebral palsi ve diğer) yer almaktadır.

Konuşma sesi bozukluğuna sahip çocuklarda konuşma anlaşılırlığı düşük olduğu için bu çocuklar okul öncesi dönemde akranlarıyla iletişim problemleri yaşamakta, ilköğretimin ilk yıllarında ise akademik olarak zorlanmaktadır. Sosyal, duygusal, akademik ve/ya da iş hayatını etkileyecek duruma gelmişse bu sorunun çözümü daha önemli hale gelmektedir. Bu durumda, konuşma sesi bozukluğu olan çocukların erken tespit edilmesi ve kısa sürede terapi almaları önem taşır. Konuşma anlaşılırlığı düşük olduğu fark edilen bir çocuk mutlaka bir dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirme almalı, terapistin belirlediği sıklıkta terapiye başlamalıdır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)

Yazar

Melih Tunga İşleyen

Dil ve Konuşma Terapisi Uzm. Dkt.

Randevu al