KURBAN BAYRAMI BESLENME ÖNERİLERİ VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Yazar Ayşe GürbilekDiyetisyen • 25 Kasım 2017 • Yorumlar:

Bayramlar bizleri tüm akrabalarımız ile kucaklaştıran sevgi dolu coşkulu bir o kadarda bizleri
heyecanlandıran günlerimizdir…
Tüm ailenin bir araya geldiği kahvaltı sofralarında ise ağır, kızartılmış hamur işleri, yağlı pastane
ürünleri, bal, kaymak, sucuk ve salamlı omletlerin yer aldığı kahvaltı menülerinden uzak durulmalı;
sofrada peynir çeşitleri, bol salatalık, domates gibi söğüş sebzeler, süt, kahvaltılık gevrek, haşlanmış
yumurta veya yağsız sebzeli omlet, kepek, çavdar veya tahıllı ekmeklerin bulunduğu sofralar tercih
edilmelidir.
Kurban bayramı deyince de dolu dolu sofralar geliyor tabi akıllara. Yılda bir defa olması da insanları
sınırsızlık düşüncesine itiyor aman bu psikolojiyle yaklaşmayın sofralara diyorum. Neden? Çünkü et
tüketimimizi arttırarak aslında riskimizi de arttırıyoruz yani et tüketimi ve tatlının bol olduğu
sofralarda tüm vücut dengemizi bozuyoruz şöyle ki miktara dikkat etmezsek kalp-damar hastaları,
diyabet hastaları, hipertansiyon hastaları ve böbrek hastaları risk altındadır. Önlemimizi önceden
almak tüm bireyler için geçerli olup porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli alımına her
zaman özen gösterilmelidir.
Kırmızı ette iyi kalitede protein olmakla birlikte ayrıca; demir, fosfor, potasyum, sodyum,
magnezyum, bakır, çinko mineralleri ile B12, A, B6 ve az miktarda B1, B2, B3 bulunmaktadır. Ette
yüzeyde görünen yağlı kısım haricinde bağlı olarak bulunan %20’lik bir yağlılık söz konusudur.
Hayvan kesiminden sonra sertleşmeye başlar ve bu duruma ölüm katılığı denilir. Etlerin yeme
kaliteleri olgunlaşma süresine bağlı olarak değişir. Kesimden hemen sonra pişirilen etler sert olur. Bu
nedenle pişirilecek veya dondurulacak etlerde kesim sonrası sertliğin geçmesi beklenmelidir.
Çünkü midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olur. Özellikle mide rahatsızlıkları çeken
bireyler, eti 24 saat bekletmeden tüketmemelidir. Normal bir et mide tarafından 4 saatte sindirilirken
taze kesilmiş etin 8 saatte sindirildiğini unutmayın. Etlerin olgunlaştırılması 0-1,5°C’de eti en az 24
saat bekletildikten sonra tüketilmelidir.
Ette kuruluğu önlemek için ortaya yakın ısıda uzun süre pişirilmelidir. Etin %60-70’i sudur ve pişerken
su kaybı önlenmelidir aksi takdirde et sert ve kuru olur. Yüksek ateşte ve ateşe yakın pişirmede etin
dış yüzeyinin yanması ve iç yüzeyinin çiğ kalması gibi olumsuzluklar gerçekleşir. Izgara edilirken, et ile
ateş arasında 10-15 cm aralık olmalıdır.
Etler; büyük parçalar şeklinde değil ancak kıyma, kuşbaşı gibi küçük parçalara ayrılıp, tek pişirimlik
miktarlara bölünüp, buzdolabı poşetlerine veya yağlı kâğıda sarılarak buzdolabının buzluk kısmında (-
2 derecede 3-5 gün) veya derin dondurucuda (-18 derecede 3 ay) saklanmalıdır.
Pişirmek için buzluktan çıkartılan etler, yine buzdolabının alt raflarına indirilerek çözdürülmeli,
çözdürülen et hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır.
Pişirme yöntemi olarak; haşlama, fırınlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan
ve kavurma yönteminden kaçınılmalıdır.
Etler, C ve E vitaminini içermezler. Bu nedenle etlerin mutlaka sebzelerle birlikte pişirilmesi veya
etlerin yanında C vitamininden zengin sebze/salata/ taze sıkılmış meyve sularının tüketilmesi oldukça

önemlidir. Bu yöntem hem besin çeşitliliğinin sağlanmasını sağlar hem de sebzelerde bulunan C
vitamini, demirin emilimini arttırır.
Etlerin yanında rafine edilmiş pilav/makarna yerine bulgur/esmer pirinç; asitli/gazlı içecekler yerine
ayran/yoğurt/cacık tüketilmelidir.
Günlük (2-2,5 lt) su tüketimine dikkat edilmelidir.
Gidilen bayram ziyaretlerinde; meyve suları yerine açık çay/bitki çayları; hamur tatlıları/çikolata
yerine sütlü tatlılar/meyveler tercih edilmelidir. Bayram ziyaretleri sırasında tüketilen fazla çay ve
kahve tüketimi uykusuzluk, kalpte ritim bozuklukları, mide problemlerine sebep olabileceğinden bu
tür içecekler tüketilirken miktarlarına dikkat edilmelidir.
Açık havada 30-60 dakikalık yürüyüşler yapılmalı, vücudu toksinlerden arındıran yani antioksidan
etkisi bulunan, posa kaynağı meyve ve sebzeye ağırlık verilmelidir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)