Bir önceki yazımda bize acı veren duygular yerine bu duygulara verdiğimiz tepkilerin acı çekme halimizi arttırdığından ve ızdıraba sebep olduğundan bahsetmiştim. Bize acı veren esas hislere, duygulara, acıya verdiğimiz tepki sonucunda ortaya çıkan ikincil acı/ ızdırapa hemen hemen her zaman fiziksel bir gerginlik de eşlik eder. Acıya karşı kendimizi kapamak, karşı koymak, nefesimizi tutmak, yani acının bizimle temas etmesinin önüne geçmeye çalışmak anlaşılır şekilde fiziksel bir kasılma ile sonuçlanır.
Bilinçli farkındalık pratiklerinin yardımı ile bu ikinci kapanma tepkisinin zorunlu olmadığını ve bizim seçimimizde olduğunu görmek mümkündür. Bu kapanmanın sebep olduğu fiziksel gerginlik ile yaşamak zorunda değilsiniz.
Var olan duygulara kendimizi açmayı, anda olmayı, ana geri dönmeyi, bedene ve nefese dönmeyi öğrenerek yumuşayabiliriz. Bu duygulara da kalbimizde bir yer açabilir ve aynı bedende var olmayı öğrenebiliriz. Çoğu zaman zor duygular olabildiğince hızlı bir şekilde bizi terketsinler isteriz. Ancak onlardan kurtulmaya çalışmak boşa kürek çekmeye benzer, çünkü bu kısmı kontrolümüz altında değildir. Tam tersine bu çabamız sıklıkla istemediğimiz bu duyguların yoğunluklarının artması ve daha çok gerginlik ile sonuçlanır.
Bu duygular karşısında verdiğimiz bu itme tepkisinin değişmesi ile fiziksel gerginlik de çözülmeye başlar. Duygularımız, ancak onlarla şefkatli bir farkındalık ile gerektiği kadar kalabildiğimizde hareket etmek için bir alan bulabilir ve dönüşebilirler.
Yaptığımız bilinçli farkındalık pratiklerinde öncelikle birincil acıyı ve buna eşlik eden bedensel hisleri kabul etmeyi öğreniriz. Acı veren hisleri, direnci ve tepkiyi yumuşatmayı deneyimleriz. Böylelikle bu hislerin ızdırapa dönüşmesini engelleriz. Burada acıyı, kaygıyı, ağrıyı ortadan kaldıracağımızdan bahsetmiyorum. Ancak bunları çevreleyen sıkıntının ve ızdırapın çözülmesini, yumuşamasını sağlayabiliriz. Ve bu hayatı yaşamaya değer kılar
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.