Panik Atak Nedir ?

Yazar Nilay ÖlçekPsikiyatrist • 23 Ocak 2018 • Yorumlar:

PANİK ATAK VE PANİK BOZUKLUK

Her PANİK ATAK bir hastalık mıdır?

Yaşam boyu en az bir kez panik atağı geçirme oranı %10’dur. Dünya çapında yapılan araştırmalar panik bozukluğu oranının %1,5-3,8 arasında olduğunu gösterir Bu bize her panik atağının bir panik bozukluğu olmadığını gösterir.

Panik atak yaşayanlar nasıl başvururlar?

Panik bozukluğu olanlar bedensel belirtilerin duyumunu o kadar şiddetli yaşarlar ki fiziksel bir hastalık şüphesiyle acil servislere ve çeşitli uzmanlık dallarına başvururlar. Tedavide organik bozukluk saptanmaz ve psikiyatriye yönlendirilirler.

Hangi kişiler risk altındadır?

Başlangıç yaşı 15-24 ve 45-54 aralıklarında zirve yapar. Kadınlarda 3 kat fazla görülmektedir.Bir panik atağı dakikalar içinde doruğa ulaşır ve kişide yoğun bir korkuyu da beraberinde getirir.Aşağıdaki belirtilerden en az dördü görülür:

Kalp çarpıntısı

Terleme

Titreme

Boğuluyormuş hissi

Göğüs ağrısı, göğüste sıkışma hissi

Bulantı, karın ağrısı

Baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik ya da bayılacak gibi olma

Üşüme ya da ateş basması duyumu

Uyuşma, karıncalanma

Kendini ya da başkalarını bir yabancı gibi hissetme (depersonalizasyon, derealizsayon)

Çıldırma, delirme korkusu

Ölüm korkusu

Panik bozukluğunun 3 temel bileşeni vardır:

Tekrarlayan panik atakları

Beklenti anksiyetesi (başka bir atağı korkulu bekleyiş)

Kaçınma davranışları (gelecek atakları önlemek için alınan önlemler)

Korku korkuyu mu tetikliyor?

Ya gene gelirse? korkusu ile atak gelirse yardım almasının zor olduğunu düşündüğü alanlardan uzak dururlar. Yani bir panik atağının panik bozukluğu tablosuna dönüşmesi; tekrarlayan panik atakları ardından meydana gelen korkulu bekleyiş ve bu atakları önlemeye yönelik kaçınma davranışları ile karakterizedir.

AGORAFOBİ nedir?

Kişilerin atak geçireceklerini düşündükleri alanlardan kaçınmalarına, tek başına evden çıkmama, kalabalıktan kaçınma, otobüse trene vs. binmeme şeklinde kendini gösteren bu duruma AGORAFOBİ diyoruz. İlerleyen dönemde kişi pazara, çarşıya gitmez; kabine girmez; sınıf veya sinema,toplantı salonu gibi yerlerde çıkış kapısına en yakın koltuğa oturur veya oralara hiç gitmez; alışveriş merkezine giremez. Durum çok ağırlaşırsa eve kapanır.

Risk faktörleri nelerdir?

Genetik yatkınlık, bazen ailede başka panik hastalarının da bulunduğunu tespit edebiliyoruz.

Panik atağını tetikleyen olaylar ve durumlarla ile karşılaşmak. Bunlar genelde; boşanma, bir yakının ölümü, iş ve statü değişikleri gibi kişiyi strese maruz bırakan yaşam olaylarıdır. Bu durum klinikte en sık karşılaştığımız tablodur.

Panik ataklarını bir döngü haline getiren süreğenleştiren faktörler: kronik stres ve stresle baş edememe, hastalık korkusu, tekrar panik atağı yaşama korkusu, olumsuz düşünceler (kontrol duygusunu kaybetme düşüncesi gibi), ailede ve sosyal çevrede yaşanan gerginlikler, baskı altında yaşama, sosyal soyutlanma, uykusuzluk, sağlık problemleri, alkol, uyuşturucu vb.

Panik atak tedavisi ne şekilde olmaktadır?

Panik bozukluğunda da artık birçok psikiyatrik hastalıkta ilk tedavi seçeneği haline gelen ""bilişsel davranışçı terapi"" yöntemleri kullanılır. BDT köklü iyileşme sağlayan etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemidir. BDT’de psikoeğitim çok önemli bir basamaktır. Tedavide kişinin kaçındığı şeylere kademeli olarak yakınlaşması da sağlanır. İyi bir uzman hekim; kişinin doğru zamanda nelere ve hangi durumlara ne kadar süreyle maruz kalması gerektiğini hesaba katarak ilerler. Bu işlem kademeli olarak yapılmazsa kişi daha fazla korkuya maruz kalabilir ve bu istenmeyen bir durumdur. Tedavi korku duyulan uyarana alışkanlık gelişene dek aşamalı olarak sürdürülür. Kişi, bu küçük alıştırmalarla korktuğu şeyle yavaş yavaş daha fazla yüzleşmiş olacaktır ve korkuyla beklediği o yoğun etkinin aslında gerçekleşmediğini görecektir. Bu durumda işlevsel olmayan olumsuz inanış ve bilişlere yönelik yeniden yapılandırılma oluşturulmuş. Yani önce, kişiye tehlikeli olayın olma olasılığını abartılı düzeyde görmesi ya da en kötü sonucu hayal etmesi gibi yöntemleri kullandığı fark ettirilir. Sonra, yeniden yapılandırma ile bilişsel yanlış değerlendirmeler hedef alınır. Hastanın panik atağını anlamasını, değerlendirmesini; kaçınmaları ile ilgili işlevsel olmayan düşüncelerini, şemalarını tanımasını, saptamasını ve değiştirmesini sağlanır.

Bazen olabilecek kötü sonucu engellemek için yapılan örtülü davranış hastaya güven verir ama panik atağı yaratan düşüncenin sürmesine neden olur ve kişi çoğu kez davranışını mantıklı bulur. Bu nedenle panik atağı geçiren kişiye bu durumla nasıl baş ettiği mutlaka sorulmalıdır. Bir diğer aşamada kişi, rahatlamaya yardımcı kas gevşetme egzersizleri ve nefes egzersizleri ve bunların kullanılacağı noktalar hakkında bilgilendirilir. (TEK BAŞINA nefes egzersizleri ve kas gevşetme teknikleri yardımcı olmamakla beraber yeni bir panik atağını tetikleyebilirler.) Tekrar hastalanmayı engellemek amacıyla (nüks) stratejiler belirlenir. Araştırmalar, kayıt tutan ve evde uygulanan ödevleri yapanlarda tedavinin daha hızlı sonuçlandığını göstermektedir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)