Psikolojik açlık mı? Fizyolojik açlık mı?

Yazar Seyhan Türkmen YalımPsikolog • 15 Eylül 2017 • Yorumlar:

 

İnsanda Psikolojik açlık ve fizyolojik açlık vardır.
Fizyolojik açlık, yaşamımızı devam ettirebilmemiz için gerekli olan miktarda
giderilmesi gereken, giderilmediğinde, göz kararması, kan şekerinin düşmesi,
karın gurultusu, titreme vs.. gibi belirtilerle kendini belli eden ve besin
miktarının, vücudun ihtiyacı olan kadarıyla yeterli olabilen, kişide kilo
problemine yol açmayacak açlıktır. Fizyolojik açlık kişide kilo problemine yol
açmaz. Kişide fizyolojik bir problem (tirioid, insülin direnci, ilaç kullanımı vs..)
olmadığı halde, kişide kilo problemi varsa kişinin bu kiloları kaçınılmaz olarak
psikolojik açlık temellidir. Kişi örneğin, TV karşısında farkında bile olmadan bir
şeyler yer, bu yenilenler boşluğa yenmiş gibi olur ve bilinç bunun farkında bile
olmaz ve dolayısı ile de doyma beklenemez.
Psikolojik açlık ise kişinin doyurulmayan ya da doyurulmayı bekleyen
duygularının sonucunda ortaya çıkan, üzüntü, stres, yalnızlık, can sıkıntısı, boş
kalma vs.. gibi etkenler sonucunda ortaya çıkan ve kişiye gereğinden fazla
yedirtebilen açlıktır. Kişi, vücudunun ihtiyacından fazla olan besin tüketimine
neden olan duygularını fark etmeli ve duygularını kontrol edebilmeyi
öğrenmelidir. Hipnoterapi seanslarında kişi aslında bildiğini zannettiği ama
bilinçaltında bastırdığı duygularını ortaya çıkartarak kendi duygularını kontrol
edebilmeyi öğrenir.
‘su içsem bana yarıyor’, Su içmekle kimse kilo almaz!! Aldığınız kalori
harcadığınız kaloriden fazla ise kilolar bedeninizde toplanır.
Mükemmeliyetçi bir toplumuz özellikle de kadınlarımız. Toplum olarak sürekli
kusur veya kusurlarımıza odaklanırız. Her şeyi mükemmel yapmak için
enerjimizi harcarız en ufak bir sorunda yelkenleri suya bırakabiliriz. Örneğin bir
diyete başladığımızda bir kurabiye yemek gibi bir kaçamakta bulunduğumuzda
‘diyeti nasılsa bozdum’ diye düşünerek tekrardan aşırı yemek yemeye
başlamak, yaygın olarak görülür. Bu siyah- beyaz düşünme mükemmeliyetçiliğin
bir özelliğidir.

Hipnoterapi İle Zayıflama


Kişi, hipnoterapi ile zayıflama seansları sayesinde, sağlıklı miktarda yemek
yiyebilmenin kontrolünü telkinlerle kendisi sağlayabilir. Kişi, hipnoterapi
öncesine göre daha az yemesine rağmen daha çok doyma hissi alabiliyor.
Örneğin önceden bir paket çikolatayı bitirmesine rağmen alamadığı tatmini
küçük bir parça çikolatadan rahatlıkla alabilir. Pek çoğumuz lokmaları
çiğnemeden yutuyoruz dolayısı ile beynin doyma merkezine uyarı gitmediği için
gereğinden fazla yiyoruz ama tatmin olamıyoruz. Hipnoterapi seansları ile
yediğimiz her küçük lokmanın hazzını almakla birlikte, metabolizmamız için
yeterli olan besin miktarını tüketebiliriz. Vücudumuzla barışık, kendimizi seven,
farkındalığı olan birey olmak yerine, vücudumuzu çöplük olarak kullanıyoruz.
Hipnoterapi seanslarından sonra vücudumuz için yeterli olan miktarda ve
sağlıklı olan besinleri tüketmeye başlarız. Bunları zaten pek çoğumuz biliyoruz
ama mesele bunu hayatımıza uygulayabilmekte, işte burada hipnoterapi sizin
engellerinizi ortadan kaldırıyor ve sizi destekliyor.


‘Ben kilo veremiyorum!!’


Kilo problemi olan kişilerde, ‘ spor yaptım, diyetisyene gittim her yolu denedim
ama yine de kilo veremiyorum.’ İnancı vardır. Bilinçaltı, kişinin bu inancına
inanır ve aslında burada kişi kendi kendine hipnoz etmiştir, kilo vermesi güç
olur. Kişinin bu yanlış inancını aşabilmesi, bilinçaltındaki, ‘kilo veremiyorum’
yerine sağlıklı ve faydalı düşünce olan ‘kilo verebilirim’ kararı ile yer
değiştirebilmesi hipnoterapi ile aşılabilir. Kişinin güçlü olduğu yönlerinin açığa
çıkartılması ve bu güçlü yönlerinin desteği ile kişi kendinde var olan ama fark
etmediği bu gücünü keşfeder ve başarır.
Hipnoterapi ile Kişinin yeterli miktardan fazla yemek yemekteki kontrolünü
sağlayamamasının altındaki gizil duygularını fark etmesi ve bu gereğinden fazla
yemek yemesine neden olan gizil duyguyu kontrol edebilmeleri sağlanır. Bu
duygu kişide aşırı yemek yeme sonucunu çıkartabiliyorsa kişinin bu duyguyu
kontrol edebilme becerisi kazandırılarak yemek yemekteki sınırını, becerisini
sağlamayı öğrenir.
Kendinize kilo verebilecek gücün sizde var olduğuna inanın!! yıllardır
veremediğiniz kilolarınız için, ‘kilo veremiyorum’ telkinleri ile bilinçaltına
gönderdiğiniz olumsuz mesajlar, gerçekten sizin kilo vermenizin önünü kapatır.

Gerçekten kilo veremediğinize inandırdığınız, yanlış olarak bilinçaltına işlediğiniz
telkinleri tam tersine çevirerek zihninize sizin için sağlıklı olan ‘kilo veriyorum’
mesajını verin. İstediğiniz kiloya o an ulaşamasanız bile, eğer gerçekten kilo
vermek istiyorsanız buna tüm bilincinizle inanın ve sizi asıl yöneten bilinçaltınıza
bu mesajı gönderin. Başlangıçtan itibaren zihninize sanki şimdi hedefinize
ulaşmış gibi; ‘her gün inceliyorum ve her gün daha da hafifliyor,
özgürleşiyorum’ mesajını verin.


OBEZİTE TEDAVİSİNDE HİPNOZ


Hipnoterapi, başta obezite olmak üzere kilo problemleri yaşayanlar için uzun
vadede başarılı bir kilo kaybı isteyenlere kapsamlı bir tedavi yaklaşımı sunar.
Özellikle de dirençli obezitede etkilidir. Bu program kilo kaybı, kaygı ve
depresyon gibi kiloyla bağlantılı olan duygusal sorunları ele alan kapsamlı bir
çalışma sürecidir. Bu süreçte kişi zenginleştirici bir kişisel deneyim kazanmakla
birlikte kişinin kendisine farklı bakış açılarından da bakabilmeyi öğrenmesi farklı
olumlu duygular hissetmesini sağlayarak kilo vermesini hızlandırmak, en
önemlisi sağlıklı bir beden, kişinin hipnoterapi ile pozitif yöndeki yeni yaşam
tarzı ile hayatına devam etmesine rehberlik edilir. Burada kilo vermenin
arkasındaki baskılanmış duyguların ortaya çıkartılması ile birlikte sadece ‘sonuç’
olan kilolu olmanın altında yatan nedenleri kişi fark eder, keşfeder ve bu
problemlerle baş etme becerileri kazanır. Hipnoterapi kişinin kendini
keşfetmesindeki bir araçtır? Çünkü pek çok kişi canı sıkıldığında çikolataya
başvurduğunu bilir, AMA bunun nedenini bilmez!! hoşlandığı bir yiyeceği
yerken abartabildiğini ama kendini kontrol edebilmeyi başaramaz!!
Üzüldüğünde yemek yemeyi kesebilir AMA bunun altında yatan baskılanmış
nedeni bilmez!! Yaşamımızdaki benzer durumlara her birimizin vereceği tepki
kendi deneyimlerimize, yaşanmışlıklarımıza, öğrenilmişliklerimize, mizacımıza
göre değişebilir. Dolayısı ile hipnoterapi, kişinin kendisine özel, bireysel olarak
yapılan özel çalışma ile bireyin kendini keşfetmesine yardımcı olur. keza
hipnoterapi diğer terapi tekniklerinde de olduğu gibi kişiye dışardan yapılan bir
aşılama tekniği kesinlikle değildir. Kişinin kendi içinde var olan gücünü
kendisinde keşfetmesinde hipnoterapi ile yol gösterir.


HİPNOTERAPİ SEANSLARINDA UYUYACAK MIYIM?

Kişilerde genellikle, hipnoterapi seansları sırasında neler olduğunu
bilmeyecekleri endişesini taşırlar oysa ki hipnoz seansları sırasında, bilinçlerini
asla kaybetmez ve her ayrıntısına kadar hatırlarlar. Her zaman terapistin
dediklerini, dışarıdan veya uygulama yapılan odada meydana gelebilecek
günlük yaşama dair herhangi bir sesi duyabilirler. Hipnoz sırasında kişiler,
sadece kendilerine, bedenlerine, ruhuna odaklanırlar ve günlük yaşamlarındaki
streslerinden, üzüntülerinden, sıkıntılarından kendilerini o süreç sırasında
arındırarak, rahatlamanın keyfini çıkartırlar. Seansı istedikleri zaman
bırakabilirler. Ancak o keyfi yaşayan pek çok kişi bırakmak istemez..

KALP MERKEZLİ HİNOTERAPİ
Kalp Merkezli Hipnoterapi Diane Zimberof tarafından geliştirilmiş klasik
hipnoterapi yöntemlerinin çeşitli tekniklerle zenginleştirilmiş şeklidir. İnsanı
aklı, duyguları ve ruhu ile bir bütün olarak ele alan ve kişinin bu üç alanın
bütünlüğü içinde kendini gerçekleştirmesine, farkındalığının artmasına, kendini
geliştirmesine fırsat veren oldukça etkili bir tekniktir.
Kalp Merkezli Hipnoterapi, Hümanistik yaklaşımdan, Transpersonel psikolojiden
yararlanılarak Zimberoff tarafından,Fritz erls, Eric Berne Ve Virginia Satir gibi
psikolojide büyük ses getiren kişilerle çalışılarak 25 yıllık bir çalışmanın
sonucunda geliştirilmiştir. Kalp Merkezli Hipnoterapi, Gestalt terapisi,
Transaksiyonel Analiz ve transpersonel Psikoloji tekniklerinden de faydalanılmış
bir tekniktir. Bu eğitimin merkezi Amerika’daki Wellness Enstitüsüdür.
Kalp Merkezli Hipnoterapi ile terapist danışanını yaşamında baş etmekte
zorlandığı probleminin kaynağına götürür. İşte burada bu tekniğin diğer
tekniklerden farklılığı ortaya çıkar ve kişinin bilinçaltında baskıladığı, sıkışmış
olan duyguları tekniğin özel yöntemleri ile dışarı atılır. Kalp merkezli enerji
çalışmaları ile süreç tamamlanmış olur.
Kalp merkezli Hipnoterapi ile birey çok kısa sürede kendindeki gelişimleri fark
eder ve hayatında yeni başlangıçlar yapar.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)