Sporcularda Yumuşak Doku Sakatlıkları

Yumuşak doku sakatlıklıklarında iyileşme sürecinin dört evreden oluştuğunu ve sporcunun beslenme listesinde protein eksik ise iyileşme sürecinin yavaşlayacağını belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Ziya Postalcı, sporcularda yumuşak doku sakatlıkları konusu hakkında bilgiler verdi.

Sporcularda olan diz yumuşak doku sakatlıklarında iyileşme potansiyelinin anlaşılması ve her dokunun farklı şekilde iyileştiğinin farkındalığı özellikle biyokimya alanındaki gelişmelerle daha iyi ortaya konmuştur.

Sporcu diz sakatlıklarını anlamak için önce normal dokuları sınıflandırmak gereklidir. Normal bağ dokusu; su, kollajen, proteoglikan, elastin ve adhesiv proteinlerinden oluşurken kıkırdak doku ise hyalin kıkırdak, fibröz kıkırdak ve elastik kıkırdak olarak 3 grupta toplanabilir. Ayrıca morfolojik yönden yumuşak dokular yoğun, gevşek ve yapıştırıcı olarak üç gruba ayrılabilir. Bu morfolojik sınıflandırmada biz cerrahları ilgilendiren en önemli grup, yoğun birleştirici dokulardır. Bunla bağlar, tendonlar ve eklem kapsülleridir.

Yumuşak doku iyileşmesi çok koordineli bir şekilde, belli bir zaman diliminde gerçekleşen bir yapısal ilerlemedir. Farklı dokuların farklı iyileşme potansiyelleri vardır. İyileşme döngüsü aylardan yıllara kadar yayılan bir zaman dilimi içinde gerçekleşen 4 evreden oluşan bir yapısal yenileme sürecidir. Kanama ve örtü oluşumu evresiyle başlayıp, yangı, ilerleme ve son olarak da yeniden yapılanma evreleri ile son bulur.

Evreleri tek tek incelersek;
Hemoraji sonrası dokunun örtü/kılıf oluşturma potansiyeli, ısı, kanlanma oranı gibi faktörlere bağlı olarak değişen ölçüde oluşur. Bu oluşum birçok mekanizmayı tetikleyerek yangı evresinin başlamasını sağlar.

Yangı evresi süresince travma bölgesinde yangı faktörleri salınır. Bizim gözle kızarıklık, şişlik ve ısı artışı olarak fark ettiğimiz bu evrede mikroskobik olarak zedelenmiş alana saldıran yangı hücreleri zedelenme sonrası oluşan ölü hücreleri temizlemeye çalışmaktadırlar.

İlerleme dediğimiz 3. evre gözle 2. evreden ayırt edilemez. Ancak mikroskobik olarak bu evrede yeni hücre oluşumları birçok mekanizmanın ilerlemesiyle oluşmaktadır.

En son evre olan yeniden yapılanma/oluşum evresi ise doku tiplerine göre 1-2 aydan 1-2 yıla kadar devam eden evredir.

İyileşmede etkili dış faktörler;

A) Yaralanma olduğu zaman, hastanın yaşının iyileşmeyi etkileyen en önemli faktör olduğu tartışılmazdır, ancak bunun mekanizması belirsizdir.

B) Sistemik faktörler dediğimiz hastanın metabolik durumu ve yaşayış şekli iyileşmeyi hızlandıran veya yavaşlatan bir diğer önemli faktördür.

C) Beslenme şekli ayrıca önemli bir rol oynar. Protein eksik diyet alan sakatlanmış bir sporcuda yangıya karşı oluşan direnç kırılır ve iyileşme gecikir. Ayrıca kontrolsüz karbonhidrat ve yağ alımı özellikle diyabetik bir kişide yangı ve yenilenme aşamalarını gözle görülür bir şekilde sekteye uğratır. Ayrıca yara enfeksiyonları bu kişilerde sıkça görülen bir komplikasyon olarak karşımıza çıkar. Esansiyel yağ asitleri yara iyileşmesi için gereklidir. C vitamini gibi suda eriyen vitaminlerin yoksunluğu kıkırdak ve kollajen oluşumunu sekteye uğratıp enfeksiyonlara karşı direnci azaltır. Ayrıca yağda eriyen A vitamini kollajen sentezinde aktif ve önemli bir rol oynar. Ayrıca çinko gibi elementler iyileşmeyi hızlandırmada aktif rol oynarlar.

D) Biyomekanik faktörler olarak yapılan çalışmalarda aktif ve hareketli bir eklemin, hareketsiz ve aktif olmayan bir eklemden daha hızlı iyileştiği ortaya konmuştur.

E) Biyokimyasal faktör olarak yapılan çalışmalarda ise daha önceden zedelenmiş dokuların tekrar yaralanmasının iyileşmesi hem daha geç hem de daha zayıf olduğu ortaya konmuştur.

Tüm bu bilgilerin ışığında ister ameliyat yoluyla, isterse ameliyatsız tedavilerde spor yaralanmaları sonrası sakatlanan bölgenin eski gücüne ulaşmadan spora dönülmemesi ve bağların en az 12 haftalık bir rehabilitasyon döneminden geçirilmesinin doğru olacağı klinik çalışmalarla kanıtlanmıştır.Sağlıklı spor dolu günler dileğiyle…

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)