Bağımlılık, vücutta özellikle de beyinde kalıcı biyolojik değişikliklere neden olabiliyor. Bağımlılık, kişiye, maddeye veya aktiviteye fazlasıyla bağlı olma durumudur. Kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır.
İnternet bağımlılarında, ortalama kullanım süresi haftada 8-40 saat aralığında olabilmektedir. İnternet bağımlılığında, kullanım süresi arttıkça iş ve okul gibi sorumluluk alanlarında bozulmalar meydana gelmekte ve sosyal izolasyon gerçekleşmektedir.
Aile ilişkileri de teknoloji bağımlılığında önemli bir faktördür. Aynı aile içerisinde bir iletişim yoksa veya herkes telefonla oynuyor ya da teknolojik aletle ilgileniyorsa, bu durum teknoloji bağımlılığına yol açabilir. Teknoloji bağımlılığından kurtulmak için internet kullanımının saatlerinin düzenlenmesi gerekmektedir.
Bağımlılık Hayatın Her Alanına Yansıyor
Bağımlılık, sadece bir şeyin yenilip içilmesi veya yutulması şeklinde değil, bir eylem üzerinde de olabiliyor. Kullandığımız telefon, tablet ya da izlediğimiz bir dizi gibi eylemler, davranışsal bağımlılık olarak nitelendirilebilir. Davranışsal bağımlılıkların, diğer davranışlara çok fazla benzeyen tarafları vardır. Bireyleri psikolojik, fizyolojik olarak ve sosyal anlamda sürekli etkiler. Bağımlılık derecesine ulaşan bu davranış, psikolojik ve fiziksel bozulmalara neden olarak sosyal, finansal ve mesleki işlevselliği azaltır. Aslında bağımlılığın hayatımızın her alanına yansıdığını görebiliyoruz.
İnternet bağımlılığında ortaya çıkan farklı davranışlar saptanabilir. Daha az dışarıya çıkmak, internet kullanımı haricinde daha az zaman geçirme, ev ya da iş ortamında yemek yemeye daha az zaman harcama, genellikle bilgisayar başında yemek yeme alışkanlığı kazanma, internet başında geçirilen zamanı kontrol etmekte güçlük çekmek, sürekli uykusuz ve yorgun görünme, internetin başında planladığı süreden daha fazla kalma, çevre ile arasındaki ilişkinin zayıflaması ya da kopması, internet başında harcanan uzun zamanı inkar etme, bireyin durumundan başkalarının şikayet etmesi, bir günde birçok kez sosyal hesaplarını kontrol etme, interneti kullandığında kendini daha iyi ve mutlu hissetme, yapılması gereken görev ve sorumluluklar olduğu halde internet başından ayrılamama, interneti iyi hissedebildiği tek yer olarak görme ve internette değilken bile sürekli interneti düşünme gibi davranışlar gözlenebilir.
Bağımlılık Kronik Bir Hastalık
Bağımlılık, akut bir hastalık değil, kronik bir hastalık olduğu için ömür boyu devam etme özelliğine sahiptir. Her kronik hastalık gibi tedavi edilemiyor ve sadece yönetiliyor. En önemlisi de birincil bir hastalıktır. Hangi sebeple başlarsa başlasın ya da bağımlılığın getirdiği hangi hastalık veya rahatsızlık olursa olsun, ilk etapta bağımlılığın tedavi edilmesi gerekmektedir. Diğer hastalıklar tedavi edilse bile bağımlılık bir şekilde devam eder.
Bağımlılık aynı zamanda ilerleyen bir hastalıktır. Bağımlı olunan maddenin kullanım miktarı, bağımlılığın ilk dönemine ve daha sonraki dönemlerine göre artış gösterir. İlerleyici rahatsızlıklar zamanla kötüye gitme eğiliminde olur ve zaman içinde fiziksel zarar artar. İlk olarak normal bir sinirlenme şeklinde çıksa da daha sonra öfkeye dönüşebilir. Sürekli zarar artar, fiziksel problemlere yol açar ve tamamen tedavi edilemez.
Bağımlılık vücutta özellikle de beyinde kalıcı biyolojik değişikliklere neden olur. Bu yüzden tedavi edilemez ve sadece kontrol edilebilir. Ömür boyu sürdüğü için sürekli takip edilmesi gerekir.
Teknoloji Bağımlılığından Kurtulmak İçin Yapılması Gerekenler
Teknoloji kullanımına götüren sebeplerle ilgili okumalar yapılmalı ve bilgi sahibi olunmalıdır. İkincisi, teknoloji bağımlılığına neden olan durumlar ortadan kaldırılmalıdır. Eğer hayat tarzından kaynaklı nedenler varsa, hayat tarzının değiştirilmesi; sosyal kökenli kaynaklanan nedenler varsa, sosyal çevrenin yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Psikolojik anlamda bir alt yapı söz konusuysa, kişinin o alt yapıyla ilgili kendi farkındalığını ve bilinçlenmesini artırması gerekir. Bu anlamda baktığımızda, insanların kendini ve sosyal çevresini tanımadığını görüyoruz. Bu nedenle, kendini tanımaya dönük bazı süreçlere girmesi lazımdır. Mutlaka psikolojik bir içgörü (kişinin içindekini, ruhsal evrenindekini görme yetisi) gereklidir. Bu anlamda belki en çok üzerinde durulması gereken şey, teknoloji bağımlılığı yaşayan bir insanın bu sorunu kabul etmesi, bu sorunla ilgili yardım istemekten utanmaması, bu sorunu aile üyeleriyle ve yakınlarıyla paylaşması, onların desteğini istemesi, bu soruna ilişkin yapabileceği teknikleri ve taktikleri öğrenmesi ve hayatına acil bir şekilde uygulamasıdır.
Bu makalenin DoktorTakvimi web sitesinde yayımlanması, yazarın açık izniyle yapılmaktadır. Web sitesindeki tüm içerikler, fikri ve sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında uygun şekilde korunmaktadır.
DocPlanner Teknoloji A.Ş. web sitesi tıbbi tavsiye sunmaz. Bu sayfanın içeriği, metinler, grafikler, görseller ve diğer materyaller de dahil olmak üzere, yalnızca bilgilendirme amacıyla oluşturulmuştur ve tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini almak amacı taşımaz. Herhangi bir sağlık sorununuzla ilgili şüpheniz varsa, bir uzmana danışınız.