Uyku Psikolojisi

Hiçbir canlı yoktur ki uykuya ihtiyaç duymasın. İhtiyacından az uyuyanlarda veya uyku alamama sorunu yaşayanlarda en yaygın görülen uykusuzluk belirtileri; sinirlilik, unutkanlık, dikkat dağınıklığı ve gerginliktir. Peki, gereğinden fazla uyku uyuyorsanız ne olur? Bu durumda da depresyon ve türevlerinin oluşturduğu kimi rahatsızlıklar söz konusu olabilir veya ortaya çıkabilir. Yaradılışımız bir ömrün yaklaşık üçte birini uykuda geçirmeye programlanmıştır. Bu kadar uzun bir süre kesinlikle boş geçen bir zaman olarak algılanmamalı ve uyku süreci gün içindeki yaşananların düzenlenmesinin ve yeni güne hazırlanmanın bir parçası olarak kabul edilmeli.

İşte uyku hakkında bilinmesi gereken bazı bilimsel gerçekler;

1. 15 dakikalık bir süreç içinde uykuya dalmanız normal kabul edilir. Bundan daha kısa süre içinde uyumanız ne kadar uykusuz kaldığınızı gösterirken, daha uzun sürede uykuya dalmak aşırı stresin belirtisidir ve kaliteli bir uykuya geçiş için henüz hazır olmadığınız anlamını taşır.

2. Psikolojik destek isteyen bir kişiye ilk iş uyku düzeni hakkında sorular yöneltirim. Sorunlu uyku uyuyan bir kişinin psikolojik sorunlar yaşaması kaçınılmazdır. Bir anlamda uyku düzene girerse; pek çok sorun uykuda kalibre edildiği için kişinin yaşadığı sorunlarda daha kolay halledilebilir hale gelir.

3. Uyumak için yatak yorgana gerek yok. Bazen gün içinde, gözlerimiz açıkken bile birkaç dakika şekerleme yaptığımız olur. Bir trans hali olan bu kısa uyku bile bedenimizin ve zihnimizin o anki ihtiyaçlarını karşılamada yeterlidir. Bu durum şarjı biten bir cep telefonunu hızlı şarj etmeye benzer. Nitekim böyle bir şekerleme sonunda kendimizi çok zinde hissederek günün kalan saatlerini daha verimli geçirebiliriz.

4. Rüyalarımız; algılarımız içinde önemli bir yer tutar. Düşler dünyası günlük hayattaki algılarımızın entegrasyonunun gerçekleştiği ve bilinçdışı yapılanmalarının kodlarının oluştuğu yerdir. Bilimsel rüya tabirleri kadim zamanlardan günümüze kadar gelen oldukça önemli kaynaklardır. Bu kaynaktan yararlanarak pek çok sorun bilinçaltı düzeyde iyileştirilebilir.

5. Bilinçaltımız günlük gerçekler ile rüyalarımızdaki gerçeklikleri ayırt edemez. Bu nedenle rüyalarımızdan da en az uyanıkken gördüklerimiz, duyduklarımız ve hissettiklerimiz kadar etkilenebiliriz. Bu etkilerin yarattığı sorunları temizlemek için biz psikologlar Hipnoz, EMDR, EFT, hipnoterapi gibi araçlardan yararlanıyoruz.

7. Uyku; uyanıklığın bir parçası ve bir anlamda devamıdır. Aynı zamanda insanın gerçeğinin sadece bu bedende deneyimlediklerinden ibaret olmadığının en önemli kanıtıdır. Önsezilerimiz, olacakları daha önceden görebilmemiz, farklı boyutlarla bağlantımız uykudayken daha kolay gerçekleşir.

8. Tüm rüyaların bir amacı ve belirgin bir anlamı olmak zorunda değildir. Kimi rüyalar yalnızca yaşadıklarımızın ya da yaşamak istediklerimizin dışavurumunun bir aracıdır.

9. Gün bittiğinde, gece uykusu aşamasına geçerken gözlerin kapanması ile birlikte tamamen ışıktan soyutlanmamız gerekir. Bu iş için uykuya yardımcı göz bantları gibi aparatlardan da faydalanılabilir. Çok az bir ışık bile uyku düzenimizi ve uykumuzun kalitesini bozar. Kapalı dahi olsa göze ulaşan ışık beyindeki ‘nöral anahtarı’ kapatır ve sağlıklı uyku için gereken vücut kimyasallarının salgılanmasının bloke edilmesine neden olur.

10. Uyku düzenini bozan en kötü alışkanlıklardan biri yatmadan önce internette geçirilen kontrolsüz zamandır.

Uykuya Daha Kolay Geçmek İçin Öneriler

  • Her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkın. Bioritminiz ne kadar uykuya ihtiyacınız olduğunu bilir. Herhangi bir sebepten dolayı geç yattığınız günlerde bile aynı saatte kalkmaya devam edin. İhtiyacınıza göre gün içinde 1 saat uyuyabilir veya çok yorulduğunuzda o gün daha erken yatabilirsiniz.

  • Yatmadan yarım saat önce zihinsel aktivitelerinizi yavaşlatın. Cep telefonu, bilgisayar ekranı gibi uyku kaçıran şeyler sizden uzak olsun. Kendinizi hafifçe uykuya hazırlık sürecinin içine bırakın.

  • İnternette kolaylıkla bulabileceğiniz çeşitli meditasyon müzikleri uykuya dalmanıza yardımcı olabilir.

  • Yatağa girdiğinizde zihninizin çok konuştuğuna şahit oluyorsanız bir süre nefes egzersizleri uygulayın. Aşağıdaki egzersizi her yatağa girdiğinizde yaparsanız kısa süre içinde uykuya geçebilirsiniz;

Gözlerinizi kapatıp 4 saniyede burundan nefes alın. Nefes alırken bir gülü ya da sevdiğiniz başka bir aromayı kokladığınızı düşünün. Aldığınız nefesi 7 saniye ciğerlerinizde tutun. İçinizde tuttuğunuz nefesin vücudunuz ve zihninizdeki bütün negatiflikleri toplandığını hayal edin. 8 saniyede nefesinizi ağızdan vermeye başlayın. Nefesinizi verirken 20 santim uzağınızdaki bir mumu üflediğinizi düşünün. Bütün bunları gülümseyerek yapın ve birkaç kez tekrar edin. Aldığınız oksijen parasempatik sinir sisteminizi harekete geçirecek ve kısa süre içinde uykuya dalacaksınız. Yatmadan önce fazla soğuk ya da aşırı sıcak olmayan bir bardak su içmeyi alışkanlık haline getirin.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)